Selâhaddin Çakırgil
Bu sapmayı ancak siz önleyebilirsiniz Tayyip Bey
Birkaç ay önce birisi, ‘Erdoğannâme’ adıyla bir kitap neşrettiğinde, o kitaptaki abartılı ifadelerin, sıradan bir siyasî taraftarlık etmek ötesinde kişinin kutsanmasına vardırıldığını görüp, ‘Bu uslûb bizim inancımızla asla bağdaşmaz..’ diyerek derhal toplanması için, mahkemeye bizzat Tayyip Erdoğan başvurmuş ve o yayın toplatılmıştı.
Ama bu konu Tayyip Bey’in lehinde olduğu için medyada mâkes bulmadı.
***
Son günlerde de Erdoğan heykellerinin yapılmaya başlandığına dair haberler ulaştı. İnanmak istemedim. Bir-iki tanesinin fotoğrafını gönderdiler. Daha da ilginç olanı, bunlardan bazılarını bazı belediyelerin yaptırdığı söylendi.
Bu yol bir defa açılırsa, hele de mahallî seçimler yaklaşırken.. Bunun önünü almak mümkün olmaz.
Hele de, beceriksizliklerinin veya haklarında çıkarılan yolsuzluk söylenti veya iddialarının üzerini örtmek isteyenler heykelciliğe karşı çıkanlara, ‘Sen Tayyip Erdoğan’a karşısın!’ dediklerinde, buna kaç partili direnebilir?
***
Hatırlayalım, bir belediye başkanı, yıllarca önce yargılanırken, kendisini, Küba’nın başkenti Havana’ya bile (birilerinin kutsadığı- ikonlaştırdığı) bir siyasî figürün heykelini diktirmiş birisi olarak savunmuş ve beraat etmişti.
Şimdi de birileri, ‘milletin sevdiği bir lidere bir heykel çok mu?’ deseler, bu heykel aşkının bir furyaya dönüşmesine Tayyip Bey’den başka kim etkili şekilde karşı çıkabilir?
Bunun için, bu yağcılık ve yalakalığı ancak Tayyip Bey engelleyebilir.
***
Bazıları bu heykellerin çirkinliğinden de söz ettiler. Yani, güzel olsa, kabul mü edilecekti?
Belki de, Tayyip Bey, bu gibi kurnazlık ve tabasbus kokan tavırlara karşı, ‘Siz Erdoğan’ı, kendi heykellerini diktiren başkalarıyla karıştırdınız galiba!’ diye ikaz edecek ve o gibilere, merhûm Mehmed Âkif’in firavun mezar, mumya ve de heykelleri vs. karşısında yazdığı ünlü mısralarını okuyacaktır:
‘Evet, bütün beşerin hakkıdır beqa’ emeli,
Lâkin, bunu ne taş’tan, ne leş’den beklemeli!’
***
(Not:Birkaç gündür dünyadan kopuk, Bolu dağlarında bir öğrenci kampındaydım. Tayyip Bey’den umduğum ve beklediğim açıklamayı, dün, bu yazıyı tamamladıktan sonra işittim. O, heykelsevicilere ‘Çok üzüldüm. Bu bizim değerlerimize terstir. Bunların bizim değerlerimizle çatışan şeyler olduğu bilinsin..’ ihtarında bulunmuş.. Teşekkürler..)
'Silahlı terör örgütüne SİHA niçin kullanılamaz?'
Bir devletin, hele de kendi vatandaşlarından bir küçük gruba bile olsa silahlı güçleriyle karşılık vermesi elbette ki hiç hoş değildir. Ama o küçücük grup bir bölge halkını rehin alıyorsa ve bütün bünyeyi zehirliyorsa; o devlet, kamu düzenini sağlamak için en etkili tedbirleri almakla mükellef değil midir? Ve eline silah alan bilir ki, hasmını bertaraf edemezse, bertaraf olacaktır.
***
Güvenlik güçlerini ve hattâ kendileriyle işbirliği yapmayan firmaların işçilerini, iktidar partisinin mahallî yöneticilerini vs. insanları öldüren teröristler için önce askerî birlikler devredeydi. Açıktır ki, nereden nasıl zuhûr edeceği bilinmeyen ve ‘çete savaşı’ veren örgütlere karşı düzenli askerî birliklerin mücadelesi bir hayli zordur. Çünkü, onlar genelde bir-iki kişidirler ve kamuflajlı, sıradan insanlar görünümünde..
Sonra teknik gelişti, İHA denilen küçük ve sessiz çalışan ‘insansız hava araçları’ icat olundu. Bu araçlar şüpheli- hareketli noktaların filmini çekiyor ve bu filmler ânında çözümlendikten sonra terör elemanları olduğu kanaatine varılanlar üzerine gecikmeli olarak bombardıman uçakları gönderiliyordu.
Şimdi, bu araçlara bir de silah monte edilmiş.. Türkiye de bu alandaki sayılı birkaç ülkeden biriymiş ve İHA’lar olmuş SİHA.. Bu silahlı İHA’lar, belirlediği noktaları ânında bizzat vurabiliyor.
Ama bu durum CHP Genel Başkanı’nı kızdırmış. ‘Öldürülen kişiler ya, terörist ve de silahlı değilse!.’ diyor. Halbuki aynı mahzur savaş uçağıyla bombardımanda da vardı.
Demek ki, bu yöntem çok daha etkili..
Asıl endişe edilecek olan konu ise teröristi himaye etmeyi önceleyen bir muhalefet anlayışı..
stargazete