
Abdurrahman Dilipak
Bugün Günlerden Ramazan
Gözümüz aydın, bugün Ramazan. İçinde Kadir gecesi olmayan bin aydan daha hayırlı bir ay’a kavuştuk. Ramazan ay’ı Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen tek aydır ve inananların kutsal kitabımızın indirildiği bu ayda oruç tutması emredilir. ﴾Bakara 185﴿’de bu konuda şöyle buyuruluyor: O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği Ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).
Hicrî takvime göre 9. Ay olan Ramazan Kur’an ayetlerinin indirilmeye başladığı, aynı zamanda Müslümanlarca Oruç tutulmaya ve Terâvih namazının kılınmaya başlandığı aydır. Aynı zamanda Zekat ve Fitre ayıdır. Müslümanlar, Havaic-i asliye’sinden sonra Nisab miktarından artan para ya da malın yıllanmasından sonra Tarım ve Hayvancılıkta mevcudun %10’unu, Madencilikte %20’sini, ticari mal ve nakitte, ziynet’te, ve diğer mallarda %2,5’unu Zekat olarak yoksullara verirler. Ayrıca gücü yeten herkes Sadaka-i fıtr, yani Fitre verirler.
Genel anlamda, havadan, karadan ve denizden, kamunun ortak malından vurup aldığınızda, işlenmeden ham şeklinin %20’si yoksulun hakkıdır. Hava, su, toprağı kullanarak, kendi emeğiniz ve mali yükümlülüğünüzle elde ettiğini tarım ve hayvancılıktan elde ettiğinizin %10’u, bunlardan elde edilen ticaret ya da kendi el emeğinizin ürünü olan şeylerden yıllandıktan sonra 40’da 1’ni = %2,5’unu Zekat olarak vermekle yükümlüdürler. Maalesef ülkemizde zekat konusunda yeterli bir çalışma yapılmış değil. Aslında zekat ve diğer dini vergilerin matrahtan düşülmesi ve tasarrufunun vergiden muaf olması gerekir. Çünkü bu para yoksula aktarılmaktadır.
Bu anlamda ciddi bir zekat muhasebesi de yoktur. Türkiye Diyanet Vakfı 2023’de 826 milyon lira Zekat parası toplanmış, 5 milyondan fazla kişinin temel ihtiyacı karşılanmıştır. Katılım Bankalarının 2019 yılı verilerine göre, tahmini olarak Türkiye’nin yıllık zekat potansiyeli 55 milyar dolar seviyesindedir. Diyanet İşleri Başkanının 2022’de yaptığı bir açıklamaya göre verilmesi gereken zekatın %1’nin verilmesi durumunda 8 Milyar liralık bir meblağ sözkonusu olacaktır. Bu da 800 milyar lira eder. 2022 döviz kuruna göre bu meblağ da 50 milyar dolara tekabül eder.
Buna Diyanet Bütçesini ekleyelim. Bu sene Diyanet bütçesi 130 milyar TL. Hac ve Umre harcaması 1 Milyar doları buluyor. Bu da 3,5 Milyar dolar eder.. 55-60 Milyar dolarlık bir bütçesi var bu işin. Cami giderleri ve Kur’an kursları ile 60 Milyar dolar. Ne yazık ki, bu kadar bütçeyi finansal olarak yönetecek, “Karz-ı Hasen yönetimi” kuracak, Riba’dan arındırılmış bir Finans Kooperatifimiz bile yok. Düşünün dini vakıflarla desteklenecek, Ticari girişimlerin desteklediği böyle bir proje ile ne yapılmaz ki! Tabi önce bunu yapacak bir akıl, bu işi istismar etmeyecek bir ahlak, tecrübe ve cesaret gerek. Türkiye nüfusunu %20 artıralım böylece bir ortalama bulalım. 100 Milyon kabul edelim. 1,5 Milyar Müslüman için bu rakamı 15 ile çarpalım, 900 Milyar dolarlık, 1 Trilyon dolara yakın bir kaynaktan söz ediyoruz. Bunun etkin, verimli, doğru kullanıldığını, yönetildiğini düşünün, inanılmaz bir kaynak, ama biz bunu heba ediyoruz. Türkiye 3. Sektör Vakfının bir açıklamasına göre ülkemizde zekat verenlerin oranı 2004’de %40 iken, 2019’da bu oran %23’e gerilemiştir. Öyle anlaşılıyor ki, ülke genelindeki sekülerleşme, dini hassasiyetlerin azalması ile değerlerde %50’ye varan bir erazyon yaşanmıştır.
İslami kaynaklarda zekat ve sadakanın malı ve ömrü bereketlendirdiği anlatılır. “Sadaka belayı defeder ve ömrü bereketlendirir” şeklinde bir hadis rivayeti de vardır. Allah (cc) yolunda ve onun rızası için harcanan şeyin karşılığını Allah o kişiye, bu dünyada, ya da ahirette 10 katı, 100 katı, hatta 700 katı ile geri verecektir. Yani zekat ve sadaka malı azaltmaz, artırır. Tabi haram malın, rüşvetin, gasbın zekatı da olmaz, sadakası da.
Peki Diyanetin 150.000’e yakın kadrosu ile bütçesini konuşuyoruz da, Futbol ekonomisi nasıl bir bütçeye sahip hiç düşündünüz mü? Futbol deyip geçmeyin. Bakın “Müslüman Türkiye”de namaz kılanları oranı ne? Halkın %82’sinin kendisini Müslüman olarak tanımlıyor. beş vakit namaz kılanlar %21. Namaz kılmayanların oranı ise %41. Futbol taraftarı olma yaşı, namaz kılma yaşından erken. ‘Cuma, bayram, namazı kılarım’ diyenler ise %37. Bu arada Galatasaray taraftarlarının sayısı 25,9 milyon Fenerbahçe 20,3 milyon ve Beşiktaş 13,5 milyon. Bu 3 takımın taraftar sayısı 60 Milyona yakın. 80 Milyonun 60 milyonu 3 takımın taraftarı, daha buna diğer takımlar dahil değil. Daha sırada 3.lig’de oynayan 64, 2.lig’de oynayan 36, 1. lig’de oynayan 20 takım var. Süper lig’de de 20 takım var. 81 ilde 200 amatör takım var. Toplam takım sayısı 340’ı buluyor. Lisanslı futbolcu sayısı da 500.000’e yaklaşmış. Spor toto gelirleri 2024 de 20.2 milyar dolara ulaşmış. Türk futbolu 10 yılda 5 kat büyümüş. Öte yandan Sarı-kırmızılı kulübün futbol hariç faaliyetleri için Haziran 2024-Mayıs 2025 dönemi bütçesi, 3 milyar 902 milyon 294. 936 lira gelir, 4 milyar 714 milyon 25 bin 420 lira gider olarak kabul edildi. 19 Süper lig takımının 2024-2025 Sezonu Süper Lig Takım Harcama Limitleri Milyara yakın. Bu arada Kulüplerin merkezi hükümet, yerel yönetim ve sponsorlardan sağladıkları para yetmemiş toplam zararları 625 Milyon TL’na ulaşmış.
Asıl konumuza dönecek olursak, bu ayda bir çok Müslüman kimi 10 gün, kimi ramazan boyunca İtikafa girer. Teravi namazları kılınır. İftar ve Sahur programları ile dolu ibadetle geçen bir ayda, insanlar elleri, dilleri, gözleri ile oruç tutarken, haramdan kaçınmak sureti ile bir disiplin kazanırlar.
Zekatını hesaplarken, bir yılın hesabını da yaparlar. Kur’an-ı Kerim hatimleriyle Vahiyle yüzleşir insan ve zamana, mekana, insanlara ve olaylara şahidliğini gözden geçirir. Sıla-i Rahim yapar.
Ramazan ayı içinde gizlenmiş bir gece var ki, o bin aydan daha değerli o gece, Kadir gecesi ile ilgili 10 Ayet var. (Duhân / 3-6) “Biz onu kutlu, şerefli ve bereket yüklü bir gecede indirdik. Şüphesiz biz, ondaki ikaz ve ibret dolu haberlerle insanları uyarıyoruz. O gecede, belli hikmetlere binâen Allah tarafından olmasına karar verilmiş her bir iş belirlenir. Tarafımızdan buyrulacak bir emir olarak. Çünkü biz, imtihan için yarattığımız insanı başıboş bırakmaz, ona doğru yolu gösterecek peygamberler ve mesajlar göndeririz. Rabbinden bir rahmet olarak! Şübhesiz O, her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla bilendir. (Fecr / 4) “… Geçip gitmekte olan geceye! … ”. (Kadir / 1-5) “Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Sen Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gecede melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her türlü iş için yeryüzüne iner de iner. Bütünüyle esenliktir o gece, tâ şafak atıncaya kadar.”
Babil mitolojisinde Mars, “ateş ve yıkım ilahı”nın adıdır. Onlar ona “Nergal” diyorlardı. İonnialılar da Nergal‘i Ares‘e çevirmişler. Yani bunların kökleri Babil’e dayanıyor. Biz onların “Mars” dediklerine biz “Merih” diyoruz. Bu arada Merih’in yerçekimi Dünya’nın yerçekiminin yalnızca %37’si kadarmış, bunu nasıl hesapladılarsa.. Yani Dünya’da 1 metre zıplayabiliyorsanız Merih’te 3 metre yükseğe zıplayabilecekmişiz.. Tarık ve Şira bize geliyor, oraya geliyor. oraya gitmeye gerek yok. “Tarık, karanlık bir yerden darbeler vurarak geliyor”, Şira çekerek geliyor. Her ikisi de güneşten çok büyük ve uyduları olan gezegenler. Güneş‘e en yakın 4. gezegen olan Merih, çap ve kütle bakımından Güneş sisteminde 7. sıradadır. Büyüklük açısından Venüs‘ten sonra Dünya‘ya en yakın gezegen’dir. (Mars hakkında daha fazla bilgi isteyenler, yazının sonundaki bilgi notuna bakabilirler) Bu arada şunu da söyleyelim “Ay ve güneş Allah’ın iki ayeti” olduğu gibi, (Fussilet 37) Tarık (Tarık 1-3), ve Şira’nın da Rabbi Allah’tır (Necm 49)! Allah (cc) Ay ve Güneş hakkında ne diyordu: (Nuh 16) “Ve Ay’ı bunların içinde bir nûr yapmış, güneş’i de bir lamba kılmış”. (el-Kıyâme 7-9) “Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan ‘kaçış nereye?’ diyecektir”. (el-Furkân 61) “Gökte burçlar yaratan, onların içinde bir kandil (güneş) ve nûrlu bir ay yerleştiren ALLÂH, yüceler yücesidir, hayır ve ihsânı sınırsızdır”. Daha uzayla ilgili bir çok ayet var o Kitab’da. Selam ve dua ile.
NOT: Mars hakkında daha fala bilgi:
Bu ay’ın Miladi olarak adı İngilizcede March olarak telaffuz edilmektedir. Almanca’da März, Fransızca’da Mars, İspanyolca’da Marzo, Hollandaca’da Maart olarak isimlendirilmiştir. Hepsi de Roma “Savaş Tanrısı” Martius ile ilişkilidir. Latince’de “Martius Mensis” “Mars’ın Ayı” demektir. “Mars” Martius’un farklı bir şekilde telaffuzudur.. Martius eski Latincede “Öldürücü/öldürgen” anlamına gelen “Maurs/Mavors”’dan türetilmiştir. İonyalılar, bu gezegen’e Ares adını vermişlerdi. Çinli “ateş yıldızı” derken, Mısırlı rahipler, “kırmızı/ kızıl yıldız” anlamına gelen “her desher” adını verdiler. Mars mitolojide Juno ile Jüpiter‘in oğlu olarak tanımlanır.. Bazı kaynaklarda Mars sözcüğü “Etrüsk ziraat tanrısı Maris” ile de ilişkilendirilir. ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın, “Perseverance” adlı keşif aracının 7 ay süren 480 milyon km yolculuğun ardından Mars‘a indiği haberi geldi, ama tabi bu gerçekliği tartışmalı bir haber.. Bunun ardından Ruslar da bu mesafeyi bir ayda alacak, füzyon enerjisi ve plazma teknolojisini kullanacak olan hipersonik bir roket üzerinde çalıştıklarını açıkladılar (!?) Mars, Ares ile ilgili öyle yorumlar var ki, kimine göre bu gezegen “Kaba kuvvetin, gereksiz şiddetin, korkunun ve savaşların” habercisi. Romalılar bu ayda savaş hazırlığına başlarlarmış onun için bu yıldızı Savaş Tanrısının yıldızı olarak tanımlamışlar. “Sebesiz savaşlar çıkartan, kana susamış bir tanrı” olan Ares, Trakyalılar ve Kadın savaşçı Amazonları çok severmiş. Atillanın elindeki kılıç onun kılıncıymış. O kılıç da “Tanrı’nın kılıncı”ymış! Herhalde Trump ve Netenyahu da bu “Tanrı”(!?)ya inanıyor olsa gerekir.