Bush ABD"ye tiranlık getiriyorken Irak"a nasıl özgürlük ve demokrasi getirecek?

Paul Craig Roberts

The Washington DC düşünce kuruluşu (think tanki) ve The American Enterprise Institute adlarıyla kendilerini kamufle etmektedirler. AEI"nin Amerikanlılık bir ilisi falan yok ve organizasyonun teşebbüs ettiği şey Orta Doğu"da İsrail"in düşmanlarına karşı savaş kışkırtıcılığı yapmaktır. Aslında adını değiştirmeli ve Likud Orta Doğu"da Savaş Merkezi yapmalılar.

AEI Amerika"daki en önemli savaş kışkırtıcılarını bünyesinde barındırmaktadır. AEI "bilginleri" yıllardır Orta Doğu"da savaş çıkarmak için ajitasyon yapmaktadırlar. Geri zekalı bir başkan ve 11 Eylül onlara bu fırsatı sundu.

Şimdi de ABD"nin Irak ve Afganistan"ı istila ve işgali başarısızlığa uğradığından AEI savaş kışkırtıcıları Başkan Yardımcısı Dick Cheney"i İran ile savaştırma planı yapmaktadırlar.

Washington Note"ta yazan Steven C. Clemens, Cheney"nin AEI savaş kışkırtıcılarıyla Bush"un savunma ve devlet bakanlıklarını diplomatik bir çözüm bulma konusunda kışkırtmaya çalıştığını yazmaktadır. Clemens, ulusal güvenliğin eski üst düzey yetkililerinden birinin Cheney-AEI planının muhtemelen Başkan Bush"a karşı "suç işleme konusunda baş kaldıranlar" planı olarak tasvir ettiğini yazmaktadır.

Demokratlar geçen Kasım ayında Bush"un Irak savaşını bitirme yetkisine ihanet ettikleri ve kendisine mantıksızca kan akıtma konusunda sınırsız bir özgürlük verdiklerinden Başkan Yardımcısı Dick Cheney"nin öncülük ettiği neo-muhafazakar plan bir sonraki cephe olarak İran"a saldırılmasına kabul etmiş oluyor.

Irak"taki ABD askerlerine saldıranlardan İran"ın sorumlu olduğu yönünde medyada yoğun bir yanıltma haber yoğunluğu yaşanmaktadır. Amerikan medyasındaki bu çarpıtma haberler uzman kişiler adıyla şüpheye mahal bırakmadan yayımlanabilmektedir. Örneğin İngilizlerin bir haberi: "Tahran"ın mezhep savaşı ve isyanlarla ilgili olarak gerçekten kararlı olduğuna çok az kişi inanmaktadır" şeklinde bitiyordu.

Cheney/AEI komplocuları yalanlarla ve çarpıtma haberlerle Amerikan öfkesini İran"a yöneltme konusunda kışkırtmalar tertipleyerek İran"ı tahrik edebilecek her araçtan yararlanmaya çalışmaktadırlar. Savaş kışkırtıcıları medyada ABD"nin İran"a örtülü operasyonlar yaptığı şeklinde haberler sızdırmaktadırlar. ABD Donanması İran kıyılarında savaş "tatbikaları" yapmaktadır. Irak"taki ABD Ordusu Irak ve İran hükümetlerinin protesto etmelerine rağmen diplomatik dokunulmazlığı hiçe sayarak Irak"taki İranlı diplomatlarını kaçırdılar. Yine ABD hükümeti Lübnan"da da Sünnileri İran müttefiki Hizbullah"a karşı konumlandırmaya çalışarak oraları da karıştırmaya çalışmaktadır. Kısacası ABD hükümeti İran ile savaşa başlamak için mümkün olan her aracı kullanmaya çalışıyor. Belki de bu aşamada son adım olarak yapmayı tasarladığı şey saptırma bir operasyonla İran"ı bombalamaktır.

Bush, "Irak"a özgürlük ve demokrasi götürmek" ve "özgürlük ve demokrasimizden" dolayı Müslümanların bizden nefret ettiği şeklindeki favori yalanlarını söylemeyi sürdürmektedir. Bu saçma iddiaları gündeme getirirken bile Amerikan halkının özgür iradesini ve kişi özgürlüğü ve güvenlik hakkını ve insan haklarını görmezden gelmektedir.

Bush geçen Kasım ayında Kongre seçimlerinde dile getirilen ve bağımsız seçim anketlerinde talep edilen Amerikan halkının isteklerini de görmezden gelmektedir. 24 Mayıs"ta yayınlanan New York times /CBS News anketleri Bush"a ve yaptığı savaşa karşı çıkanların büyük bir oranda arttığını göstermektedir. Halkın %72"si Amerika"nın "çok ciddi biçimde yanlış bir yola itildiğini" söylemektedir.

Başkan Bush, Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti tüm dünyaya Amerika halkının bir sesi olmadığını kanıtlamıştır. Amerikan halkı artık kendi hükümetlerinin politikalarını etkileyemeyen Sovyet çalışma kampı (gulag) sakinleri konumuna düşürülmüştür.

Başka ülkelerdeki insanlar Bush"un anketleri ve seçim sonuçlarını göz ardı ederek çocukça laflar etmesine, "özgürlük ve demokrasi" adı altında insanları gözaltına almasına, onlara işkence etmesine ve kendilerinin neyle yargılandığını bilmeden insanların askeri mahkemelere çıkarılmasına bakıp ne düşünecekler?

Eğer bu özgürlük anlamına geliyorsa o halde "tiranlık" ne demek?

Son anketler Amerikan halkının büyük çoğunluğunun politikacılar veya medya ne derse desin artık kendilerini aptal yerine koyan bu insanlara inanmadığını ortaya çıkarmaktadır. Geçen Kasım ayında yapılan seçim seçmenin devam etmekte olan savaşa desteğinin çok az olduğunu kanıtladı.

Sorun halkın isteklerini yerine getirmek. AIAC, petrol endüstrisi ve askeri—güvenlik karmaşık yapısından maaş alanlar tıpkı Cumhuriyetçiler gibi sadece Kongre"deki Demokratlar değil, Demokratlar aynı zamanda ahlakı da hor gören davranışlar sergiliyorlar. Kasım ayında Kongre"deki kontrolü kendilerine sağlayan kişinin de Bush olduğuna inanıyorlar ve Bush"un egemenliği elinde bulundurmasına müsaade ederek 2008 yılında da daha geniş düzeyde temizliğe gidecekler. Savaş karşıtı üslerinin gidecek başka yeri olmadığına inanıyorlar.

Ahlak dışı mantıkları muhtemelen onları gidebildikleri yere kadar götürecektir. Bush savaştan ve savaştaki başarısızlığından dolayı suçlanmaktadır. Bu böyle devam ettikçe Cumhuriyetçilerin durumu daha da kötüleşecektir. Bush"un Irak"ı işgal etmesinden önce yazdığım bir makalede olası bir işgalin Bush"un, Cumhuriyetçi Parti"nin ve yeni muhafazakâr hareketin sonu anlamına geleceğini söylemiştim. Bu durum düşündüğümden de uzun sürdü çünkü Amerikalılarda 11 Eylül"ün intikamını almak için kör bir tutku oluştu ve kehanetim devam ediyor.

Demokratların ahlak dışı mantıklarındaki en önemli problem Bush"un Irak"taki savaşı uzatmasına izin vererek Cheney, İsrail ve yeni muhafazakârların İran ile savaş yapmayı planlamaya şans tanımasıdır. Çoğu uzman ve ordumuzdaki birçok kişi İran ile yapılacak bir savaşın bizim için işleri kötüleştireceğini, İranlıların silahlarıyla silahlanan ve bu şekilde tanklarımızı, helikopterlerimizi etkisiz hale getirebilecek, parçalara ayrılmış ve bölünmüş askerlerimizi tecrit edecek ve onları en temel ihtiyaçlarına ulaşmaktan alıkoyacak çok çeşitli Şii grupların saldırılarını yoğunlaştırarak Irak"ta bizleri tam bir hedef durumuna sokacağını ve durumumuzu tehlikeye atacağını düşünmektedirler.

Muallaktaki bu felaket Cheney"nin ellerinde. Amerika"nın ordusunu kaybetmesiyle yüzleşmesi Cheney ve neo-conların Bush"u İran"a nükleer silahlarla saldırmaya ikna edeceğini düşünmekteyiz. Cheney ve Rumsfeld zaten şu an Amerika"nın savaş doktrinini değiştirmişler ve nükleer gücü olmayan bir ülkeye karşı "önleyici savaş" bahanesiyle nükleer silah kullanmaya izin vermektedirler. ABD ordusunun Irak"ta başarısızlığa uğraması ve aynı durumu İsrail"in Hizbullah"a karşı yaşamış olması neo-conların ABD/İsrail hegemonyasını kurmanın tek yolunun İran"ı alaşağı etmenin tek yolunun tüm Orta Doğu"yu ele geçirmek olduğuna inandırmıştır. Yeni muhafazakârlar İran"a karşı nükleer silah kullanmanın Müslüman dünyaya ABD hegemonyasını kabul etmek dışında başka seçenekleri olmadığını kanıtlayacağına inanmaktadırlar.

Demokratlar, ahlaksızlıklarının bizleri hangi dipsiz kuyulara yönelttiğini ve bu yöndeki vizyonlarının ne derece eksik olduğunu görmekten uzaklar. Cheney, yönetimin emrinde propaganda bakanlığı gibi çalışan medya devlerinin yardımıyla Amerikan halkında nükleer silah kullanmanın ne derece zorunlu olduğu konusunda yeterince korku yaratmayı başaracaktır.

Bush düşmana üstün geleceğini söyleyerek ve Amerikalıları nasıl İran"ın nükleer silahlarından koruduğunu söyleyerek popülaritesini arttıracaktır. Ama o zaman demokratların ahlaksızlığı kendilerini yok etmiş, yıkıma ve zorbalığa neden olmuş olacaktır.

Paul Craig Roberts Wall Street Journal"ın eski editörü ve National Review"ın yazarlarındandı. Roberts Supply-Side Revolution (Harvard Üniversitesi Yayınları) kitabı dahil sekize yakın kitap yazmıştır.

Mehmet Aslanoğulları tarafından bihangul.net için tercüme edilmiştir.