Bush ve Merkel Tecrit'te Anlaştı
İslâm düşmanı, siyonist destekçisi iki lider ABD Başkanı Bush ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, uranyum zenginleştirme programını durdurmayı reddeden...
İslâm düşmanı, siyonist destekçisi iki lider ABD Başkanı Bush ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, uranyum zenginleştirme programını durdurmayı reddeden İran ile ilgili “tecrit” politikasını sürdüreceklerini açıkladı.
ABD’yi ziyaret eden Merkel’i Crawford’daki çiftliğinde ağırlayan Bush, konuk başbakanla düzenlediği ortak basın toplantısında, İran rejiminin, sorunu diplomatik yoldan çözmek için Almanya ve ABD’nin birlikte çalışmaya devam edeceğini anlaması gerektiğini belirterek, bunun İran’ın tecrit edilmesi için çalışmalarına devam edecekleri anlamı taşıdığını söyledi. Bush, "İran’a karşı sabrın ne zaman tükeneceği" sorusuna ise cevap vermekten kaçındı. Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in bir ay içinde olağanüstü halin kaldırılacağı ve parlamento seçimlerinin Şubat ortasına kadar yapılacağı taahhütlerinden memnuniyet duyduğunu bildiren Bush, muhalif lider Benazir Butto’nun ev hapsinin sona ermesinin de olumlu bir adım olduğunu vurguladı. Merkel ise BM Güvenlik Konseyi'nin bütün üyelerinin İran konusuyla meşgul olmasının gerektiğini ifade ederek, Tahran ile görüşmelerin herhangi bir sonuç vermemesi durumunda yeni aşamaya geçmeleri gerektiğini kaydetti. BM’nin daimi üyelerinden Rusya ve Çin, İran’a yeni yaptırımlara karşı çıkıyor ve BM’nin bu konuda yeni yaptırım kararı almasını engelliyor. Bu arada eşi Joachim Sauer ile Bush’un çiftliğine gelen Merkel’in ABD başkanıyla İran’ın yanı sıra Afganistan, Rusya, Kosova gibi birçok konuyu görüştükleri bildirilirken, iki liderin farklı görüşlere sahip oldukları iklim değişikliği sorununu da ele aldıkları kaydedildi. Bush, sera gazı emisyonlarının gönüllülük esasıyla ve teknolojideki yeni buluşlarla bağlantılı olarak düşünülmesini savunurken, Merkel ise küresel ısınmayla mücadelede daha etkin hareket edilmesinin, Kyoto protokolünün sona ermesinden sonra alınacak önlemler için gündem oluşturulması ve yeni anlaşmanın yapılmasının yaşamsal önemde olduğunu vurguluyor.