CHP: Hırvatlar, Türkiye'yi 18'e 8 Yendi
CHP'li Onur Öymen, Türkiye'nin Hırvatistan karşısında 4-2 galip gelmesine karşın AB nezdinde Hırvatistan'ın Türkiye'yi 18-8 yendiğini savundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Milli Takım'ın dün akşam Avrupa Futbol Şampiyonası Çeyrek Finali'nde Hırvatistan'ı penaltılar dahil 4-2 yenmesinin ''müthiş bir olay'' olduğunu belirterek, ''Ama Türkiye, Avrupa Birliği müzakere sürecinde Hırvatistan'a 18-8 mağlup olmuştur. Çünkü müzakere süreci hemen hemen aynı zamanda başlamasına karşın şimdiye kadar Hırvatistan 18, biz ise 8 başlığı açabildik'' dedi.
Öymen, Bursa Gazeteciler Cemiyeti Basın Sarayı'nda düzenlediği basın toplantısında, Milli Takım'ın dünkü zaferini coşkuyla ve içtenlikle kutladıklarını söyledi.
Milli Takım'ın, yüksek moral, mücadele gücü, azim ve kararlılıkla nelerin yapılabileceğini gösterdiğini belirten Öymen, ay-yıldızlı takımın Hırvatistan karşısında kazandığı başarının her türlü övgünün üzerinde olduğunu kaydetti.
Öymen, Türk Milli Takımı'nın Türkiye'de, hem sporun diğer dallarına, hem siyasete, hem ekonomiye, hem de herkese örnek olması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Türkiye dün penaltıları da sayarsak 4-2 galip gelmiştir, bu müthiş bir olaydır. Ama Türkiye, Avrupa Birliği müzakere sürecinde Hırvatistan'a 18-8 mağlup olmuştur. Çünkü müzakere süreci hemen hemen aynı zamanda başlamasına karşın şimdiye kadar Hırvatistan 18, biz ise 8 başlığı açabildik.
Sporcularımız hükümete örnek olmalı. Geriden gelip yetişmek, öne geçmek sadece futbolda olmamalı, bu hükümete de örnek olmalı. Biz maalesef Hırvatistan'ın o anlamda gerisinde kaldık. Hükümetin bu açığı kapatmak için gerekli reform çalışmaları yapmasına daha önce olduğu gibi yine destek oluruz. Bunu da milli dava sayarız.
Ama bunun yolu şimdi izlenen politikalardan geçmiyor. Nasıl futbol müsabakasında yapılabilecek en yanlış şey kendi kalenize gol atmaksa, siyasette de kendi kalene gol atmayacaksın. Dışişleri Bakanımızın, 'Müslümanların dini özgürlüğü olmadığı'' sözleri tam anlamıyla kendi kalemize gol atmaktır. Hükümetten beklediğimiz gerekli çabayı göstermesidir.''
Türkiye'nin futbolda gösterdiği başarının başka ülkelere de mesaj niteliği taşıdığını vurgulayan Öymen, ''Türkiye'nin Avrupa değil, Asya ülkesi olduğu gerekçesiyle AB üyeliğine karşı olanlara futbolcularımız Viyana'dan en iyi mesajı göndermiştir. Türkiye Asya değil, Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ilk 4'e kalmıştır'' diye konuştu.
-TÜRKİYE'DE AÇILMASI DÜŞÜNÜLEN MERKEZ-
Onur Öymen, ''İslam Konferansı Örgütü'nün (İKÖ) bir kolunun Türkiye'de açacağı merkezle ilgili yapılan anlaşma, her türlü ölçünün ötesinde imtiyazlar barındırmaktadır'' dedi.
Anlaşmanın, açılacak merkeze, ''Devlet içinde devlet'' niteliği kazandırdığını öne süren Öymen, bu kuruluşlara yurt dışından yapılacak mali yardımların Türkiye Cumhuriyeti'nin denetiminde olamayacağını, mali kaynağın hangi kaynaktan alınacağı, nerelere harcanacağının belli olmadığını bildirdi.
Öymen, bu kuruluşun başındaki kişinin istediği beyanları yapabileceğini, Türk yargı ve yasalarına tabi olmayacağını savunarak, şöyle devam etti:
''Yani istediğini söyleyecek ama hiçbirinden yargılanmayacak. Bunun dışında pek çok sakınca var. Türk hükümeti de sadece tavsiyede bulunacak. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti sadece tavsiyede bulunmakla yetinecek. Mekanları aranamayacak, polisin yetkisi olmayacak. Böyle bir anlaşmayı getirdiler.
CHP ve MHP milletvekillerinin itirazına rağmen komisyondan geçirdiler. Yakında genel kurula gelecek. Biz hiçbir zaman Türkiye'nin İslam ülkeleriyle iyi ilişkiler olmasına karşı değiliz. Sayın Elekdağ (Şükrü Elekdağ) ve ben İslam Konferansı Örgütü ülkeleriyle ilişkilerin gelişmesine çok çalıştık. Bizi kimse yanlış anlamasın; bu başka bir iş.''
-TÜSİAD'IN AÇIKLAMALARI-
Öymen, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Toplantısı'nda YİK Başkanı Mustafa Koç'un siyasete ilişkin, ''Akıl tutulması var'' açıklamasını hayretle karşıladıklarını bildirdi.
Sivil toplum örgütünün görüşlerini ifade etmesini, iktidarın şu veya bu icraatını eleştirmesini saygıyla karşıladıklarını belirten Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama bir sivil toplum örgütü, bütün siyasetçileri suçlayarak, 'siyasetçilerde akıl tutulması var' derse bunu kabul etmeyiz. Nasıl üniversiteleri, yargıyı, sanayicileri bütün olarak suçlamak yanlışsa, siyasileri de bütün olarak suçlamak yanlıştır. İktidarı açık şekilde cephe almayacaksınız diye bütün siyasetçileri sanki hedefiniz gibi gösterirseniz, bu yanlış olur. Biz muhalefet olarak bu sözleri üzerimize almıyoruz. Muhalefette akıl tutulması yoktur. Tam tersi muhalefetin yaptığı çalışmalar sayesinde zaman zaman hükümetin dili tutulmaktadır.''
-KAMU İHALE YASASI-
Öymen, parti olarak Kamu İhale Yasası'nın da yakın takipçisi olacaklarını bildirdi.
Hükümetin medyanın üzerinde baskı oluşturmaya çalıştığını iddia eden Öymen, ''Yasayla özellikle yerel medyanın yararlandığı ilanlardan onları mahrum etmek istiyor. Basın, denetim açısından demokrasinin güvencesidir. Basın mali ve siyasi açıdan baskı altına alınırsa demokrasiden söz edilemez. Biz parti olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız. Gerekirse Anayasa Mahkemesine gideriz'' diye konuştu.
Öymen, bir gazetecinin, ''İktidar partisinin kapatma davasına önlem olarak yerel seçimlere ikinci bir partiyle girme hazırlığı içinde olduğu konuşuluyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?'' sorusuna, ''Burada yapılacak şey, hukuka saygılı olmaktır. Bu girişim mahkeme kararını bir takım dolaylı yollardan geçersiz kılmak demektir. Yasal boşluklardan yararlanarak aynı yöntemler uygulanırsa sonunda Türk demokrasisi kazançlı çıkmaz. Mahkeme kararı çıkmadan daha fazla şey söylemek istemiyorum'' yanıtını verdi.
ajanslar