CHP'den ayet ve hadisli seçim açılımı

CHP'den ayet ve hadisli seçim açılımı

29 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesi CHP'nin ilginç ve sürpriz açılımları devam ediyor.

AK Parti karşısında başarılı olmak için farklı stratejiler uygulayan CHP çarşaf ve Kur'an Kursu açılımının ardından bu seferde işin ehline verilmesi öğütleyen Nisa Sûresi'nin 58'inci ayeti seçim propagandasının ana unsuru olarak kullanıyor. CHP Denizli Belediye Başkan adayı Hüsamettin Ataman, seçim sloganı olarak tercih ettiği ayeti ve bazı hadislerde yer alan "İşi ehline verin" öğüdünü CHP örgütünün kendisine layık gördüğünü söylüyor.

Ataman, CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sefa Sirmen, her mahalleye bir Kur`an Kursu projesini ise doğru bulmuyor. Kur`an Kursu'nda Diyanet İşleri'nin ehil olduğunu savunuyor. Ataman, "Vatandaşlarımıza 'İşi ehline verin' diyoruz. Bunu derken belediyecilik konusunda işin ehli olduğumuzu vatandaşlarımıza söylüyoruz. Ama Kuran Kursları'na geldiğimizde artık bunun ehli diyanettir diyoruz. Biz hangi işin ehli neredeyse o işi o halletsin diyoruz." ifadelerini kullanıyor.

CHP örgütünde birçok arkadaşının kendisinin deneyim ve birikimlerimi dikkate alarak "İşi ehline verin" hadisini slogan olarak birikimlerime uygun düşeceğini söylediğini anlatan Ataman "CHP Denizli teşkilatı bunun bir slogan olarak ortaya çıkmasını benimsedi." dedi. Toplumların manevi yönden kaynaştırılarak daha ileri çizgilere götürülmesinin esas olduğunu vurgulayan Ataman, "Çünkü maneviyatı yıkılan toplumlar yok olmaya mahkûmdur. Kültürüne sahip çıkamayan toplumlar yok olur giderler. Bakın Denizli'de Ulu Camii yıkıldı bir kültür yok edildi. Şimdi Denizlide tarihi çınar ağaçları yok edilmeye çalışıyor." diyor.

Başkan olması halinde Denizli'de okullarla birlikte camilerin bakım ve onarımlarını yapacaklarını vaat eden Ataman, "Biz Denizli'de üniversiteler hariç tüm okulların bakımını onarımını kütüphanelerin yeniden oluşmasını talibiz. Bunlar belediyelerin görevleri. Devletten destek almadan sadece vatandaşların katkılarıyla oluşturulan ibadethanelerimizin de bundan geri kalmaması gerekir, diye düşünüyoruz. Bunu belediyenin üstlenmesi hiçbir külfet sağlamaz. Toplumun belediye ile barışmasını temin eder." ifadelerini kullandı.

Sosyal demokrat belediye yönetimleri halkın beklentilerine yeterince cevap veremediği için yerel seçimleri kaybettiğinin tespitini yapan Ataman, "Halk her şeyi görür. Demek ki sosyal demokrat belediye yönetimleri halkın beklentilerine yeterince cevap verememiş olmalılar ki halk değişiklik istedi. Ama şu anda sosyal demokrat belediyelerin toplumsal dayanışma projelerinin yine ön plana geçtiği ortama geliyoruz. Bu nedenle bu seçimlerde sosyal demokratların belediyelerde iktidara geleceği görülüyor." şeklinde konuştu.

Yerel seçimleri kazanamayan partilerin merkezi hükümeti kazanamayacağını ileri süren Ataman, "Ben ihtisasımı yurt dışında tamamladım. Birleşmiş Milletlerden aldığım bursla tüm dünyayı dolaşma olanağına sahip oldum. Tüm gezdiğim ülkelerde şunu gözlemledim; Hangi toplum yerel yönetimlerine ağırlık vermişse o toplum kalkınmış halkı refah düzeyine ulaşmış, merkezden yönetimler artık toplumların kalkındırılmasında artık arka planda kalıyor. O nedenle ülkemizde de sosyal demokrasinin ülke çapında iktidar olabilmesi için yerle iktidarların sosyal demokratlar tarafından ele geçirilmesi gerekir." dedi.

Son zamanlarda tartışma konusu olan sosyal yardımları 'yasal mecburiyet' olarak tanımlayan Ataman'ın vaatleri arasında sekiz tona kadar suyu konutlarda ücretsiz verme vaadi bulunuyor. Ataman sosyal yardımlar konusunda şunları kaydetti: "Belediyelerin sosyal yardımlarda bulunmaları yasal mecburiyettir. Ancak bunun politik amaçlara alet edilmemesi gerekir. Bizim ana sloganımız Denizli'de aç açıkta insan bırakmamaktır. Her evde ene az bir sigortalının bulunmasını amaçlıyoruz. Elbette muhtaç insanlarımıza gereken her türlü yardım yapılacak. Yapılmaz diye bir şey söz konusu değil. Ama bunun belirli ölçülerde ihtiyacı olanlara gönderileceği kesin teminat altına alınması gerekir."

Ajanslar