Hasan Karakaya
CHP"den bahaneler... Halamın bıyıkları olsaydı amcam olurdu!
"Argo"da bir tabir vardır... "Yenilgi"lerine "kılıf" arayanlar için derler ki; "Hatice"yi bırak, neticeye bak!"
Rakamlar ortada:
"AK Parti yüzde 50,
CHP ise yüzde 26"
Gürsel Tekin başta olmak üzere, CHP"li kurmaylar diyorlarmış ki; "Şunlar şunlar olmasaydı, oyumuz daha yüksek çıkardı!"
Doğrudur;
Halamın "bıyıkları" olsaydı,
"Amcam" olurdu!..
Bin dereden su getirip, "yenilgi"lerine kılıf bulmaya çalışıyorlar!..
Arkadaş, sen değil miydin;
"Referandumda çıkan yüzde 42 Hayır"ın yüzde 36"sı CHP"nindir" diyen?..
Sen değil miydin;
"CHP, yüzde 40"ın altına düşerse istifa ederim" diyen?..
Sen değil miydin;
"Kaynağı meçhul anketler" yaptırıp; "Bizim oyumuz yüzde 38, AKP"nin oyu yüzde 37... Biz, AKP"nin 1 puan önündeyiz" diyen?..
Sen değil miydin;
"Anket şirketlerinin kıçına, 12 Haziran"da teneke bağlayacağız" diyen?..
Şimdi de kalkmış;
"Bahçeli hesabı" yapıyorsun!..
Hani, dün de yazmıştım ya;
Devlet Bahçeli de, 2009 yerel seçimleri öncesinde, "2009"un, aynı zamanda MHP"nin 40. kuruluş yıldönümü" olduğundan hareketle, şöyle bir "iktidar hesabı" yapmıştı ya;
"2009 yılındayız... Sıfırların üzerine çarpı koyun, atın. Ne kalır, 2 ile 9. Toplayın 11 eder. Şimdi de 29"la 11"i toplayın, 40 eder.
Bunlar tesadüf olamaz."
Şimdi de, aynı hesabı CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yapıyormuş.
"Bizim asıl oyumuz yüzde 32"dir" deyip, hemen "amaaa"yı ekliyormuş;
"Bizim asıl oyumuz yüzde 32"dir!.. Ama; 2 puan genel başkanın Alevi olduğunun işlenmesinden, 2 puan MHP"nin baraj altına gittiği endişesiyle sahillerden MHP"ye oy kaymasından, 2 puan da Ergenekoncuların aday gösterilmesinden kaybettik... Bunlar halen CHP"de sayılması gereken geçici kayıplardır."
Ne demiştik;
"Halamın bıyıkları olsaydı,
Amcam olurdu!"
ADRES ARAYAN SİZ DEĞİL MİYDİNİZ?
Neymiş;
Eğer Kılıçdaroğlu"nun "Alevi" olduğu vurgulanmasaymış, "MHP"nin baraj altında kalacağı" endişesi olmasaymış ve de "Ergenekoncular aday gösterilmese"ymiş, CHP "6 puan" daha alıp, "yüzde 32"ye" çıkabilirmiş!..
İyi, hoş da;
Hiç kimse, "yüzde 32"yi" tartışmıyor ki!.. Tartışılan rakam; senin ağzından çıkan; "yüzde 40, yüzde 38" rakamları!..
Bırak "yüzde 32"yi de;
"Yüzde 38-40"a" gel!..
"Hatice"yi bırak, "netice"ye gel!..
Aldığın oy ortada:
"Yüzde 26."
Bırak "bahane" aramayı, bırak "kılıf" bulmaya çalışmayı da, bir an önce "yenilginin faturası"nı öde!..
Bu, ne biçim mantıktır ki;
Seçimlerden önce;
"Silivri"den Ankara"ya tünel kazmaya" çalışan ve de; "Nerede bu Ergenekon?.. Adresini bulsam, gidip üye olacağım!" diyen sizdiniz!..
Şimdi kalkmış;
"Ergenekon adayları bize 2 puan kaybettirdi" diyorsunuz!..
Uyan da, balığa gidelim!.
Hem "Ergenekon"a kucak açacaksınız, hem de "oy kaybettirdiler" diyeceksiniz!..
Bu, ne perhiz, bu ne turşu!..
Siz onu-bunu boşverin de;
Deniz Baykal"a kulak verin!..
Bakın, Baykal ne diyor;
"Ben istifa etmeden önce CHP"nin oyu yüzde 29"du!.. 12 Haziran"da alınan yüzde 26"lık sonuç, bir başarısızlıktır... Hiç kimse kendini kandırmasın!"
Ben demiyorum;
Baykal söylüyor bunları!..
Demek oluyor ki;
"Eski CHP"nin oyları, "Yeni CHP"den daha yüksekmiş!.. Ki, o zamanlar, "Eski CHP"nin arkasında "topyekûn medya desteği" yoktu!.. İşin doğrusu; "parti içi destek" de yoktu!.. O zamanlar; ne "CHP"ye oy verin" çağrısı yapan "The Economist" vardı, ne de "CHP, sandıktan kesin olarak birinci çıkacak" diyen İnan Kıraç gibi "The işadamları" vardı!..
Kelimenin tam anlamıyla;
Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibine, "dikensiz gül bahçesi" teslim edilmişti!..
CHP, KÖKÜNÜ İNKÂR ETTİ!
Ama Kılıçdaroğlu ve ekibi ne yaptı?.. İlk önce, "CHP teşkilâtında kıyım"a başladılar!.. Artık, "Yeni CHP"ydiler ya; teşkilâtı da tepeden-tırnağa yenilediler!..
Dolayısıyla;
"CHP il ve ilçe teşkilatı"ndan bir tek kişiyi bile "aday" göstermediler!..
Düşünebiliyor musunuz;
"Demirel"in ricası" üzerine "10-12 eski DYP"li ve ANAP"lı"yı aday gösterdiler de "teşkilat"tan tek kişiyi aday göstermediler ve dolayısıyla teşkilatı küstürdüler!..
"Eski CHP"nin "alâmet-i farika"larından biri de; "Atatürk... Laiklik... Cumhuriyet ve 10. Yıl Marşı"ydı!..
Peki sorarım size;
"Yeni CHP"nin mitinglerinde hiç "10. Yıl Marşı" çalındı mı?.. Hiç "lâiklik" ve "Atatürk"ten söz edildi mi?..
Bırakın bunlardan söz etmeyi;
Bay Kılıçdaroğlu, bir "Alevi" olduğunu söylemekten bile kaçındı...
Tayyip Erdoğan, sık sık merhum Adnan Menderes ve arkadaşları ile merhum Turgut Özal"ın isimlerini rahmetle anarken, Bay Kılıçdaroğlu ne İnönü"nün adını ağzına aldı, ne de Ecevit ve Baykal"ın!..
Seçim süresince, tam bir "inkâr politikası" uyguladı... Hatta, "Atatürk"ün bekçisi olmayacağız" diyen Sena Kaleli gibi birini, "aday" bile yaptı!..
Haa, sanılmasın ki "Eski CHP daha iyiydi" demek istiyorum. Asla!..
Ama, "köklerini inkâr" eden bir "yeni CHP"ye de, hiç kimsenin güven duymayacağı aşikârdı!..
Nitekim;
"Kök"lerini inkâr eden, üstelik de "yeni bir şey" de söyleyemeyen CHP, sonunda "hüsran" yaşamaya mahkûm olmuştur.
Bilirsiniz;
Horasani Hazretleri şöyle der;
"Zararlarından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve onları kazanmak için düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşmanlar dost olmadı. Ama, uzaklaştırılan dost, düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu!.."
CHP"nin "yıkılma"sındaki en büyük sebep işte budur!.. "CHP dostları"nı uzaklaştırdılar, Hakkari"de olduğu gibi, BDP"liler ile oynaştılar!..
Demek istediğim o ki;
Bay Kılıçdaroğlu, "yeni oydaş"lar kazanayım derken, "eski yoldaş"larını da kaybetmiş ve "hezimet" mukadder olmuştur!..
Gürsel Tekin, hiç kıvırmasın;
"Kendi düşen ağlamaz!"
CHP, kendi kazdığı kuyuya kendisi düşmüştür!.. Ağlamaya hiç hakkı yok!..
KAYBETTİLER, ÇÜNKÜ HEYECAN YOKTU!
Sen, kalkar;
Mezarlık girişinde yazılan "Her nefis ölümü tadacaktır" gibi bir "ayet"ten "itici" diye söz eden Binnaz Toprak gibi bir kadını "aday" yaparsan, olacağı budur!.. Hiç bilmez misiniz ki; bu millet, "dine Fransız"ları affetmez!..
Sen, kalkar;
AK Parti İktidarı"nı, "en başarılı" olduğu "ekonomi"den ve "sağlık"tan vurmaya kalkarsan, işte böyle duvara toslarsın!..
"Bahane" mi arıyorsun?..
Ben, sana o kadar "bahane" sıralarım ki, senin bile aklına gelmez!..
Hani, Napolyon, generale sormuş ya;
"Savaşı neden kaybettik?"
General, "98 sebebi var" deyince, "say bakalım" demiş, general de saymaya başlamış ya;
"Bir, barutumuz bitti!.. İki..."
Napolyon sözünü kesip;
"Barutu biten ordu elbette savaşı kazanamaz" demiş ya; CHP"ninki de o hesap!..
CHP"de "heyecan" bitmişti, heyecan!
"Heyecan"ını yitiren bir parti, hiç "seçim" kazanabilir mi?..
Hem "heyecan" yoktu,
Hem de "strateji!"
Sen, Hakkâri"ye gidip, BDP"ye "özerklik" vaat ederken, "başörtülü" hanımlara "özgürlük" teminatı vermezsen, işte böyle yüzde 26"da kalırsın!..
Bizim Ajans Dİ"nin dediği gibi; "hava" almakla "nefes" almayı birbirine karıştırıp; "Türkiye rahat nefes alacak" sözünü slogan yaparsan, işte böyle "havanı alırsın!"
YSK"YA DUA ETSİNLER!
Bay Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin; yine de, yatıp-kalkıp YSK"ya dua etmelidir!.
Kılıçdaroğlu, "Milletvekili sayısını artıran tek parti CHP"dir" diyerek "züğürt tesellisi"ne sarılıyordu ya; unutmasın ki, bunu "YSK"ya borçlu"dur!..
YSK, eğer; "milletvekillerinin bölgesel dağılımı"na ilişkin "düzenleme" yapmasaydı, tablo şöyle olacaktı:
AK Parti: 331
CHP: 130
MHP: 56
BDP: 33
Yani AK Parti"nin milletvekili sayısı 5 daha artacak, CHP"nin milletvekili sayısı da 5 azalacaktı... MHP"nin sayısı 3 artacak, BDP"nin sayısı da 3 düşecekti.
İşte, bu yüzden diyorum ki;
CHP ve BDP, yatıp-kalkıp YSK"ya dua etmelidir!.. Çünkü CHP, "az oyla, çok milletvekili" çıkarmıştır!.. AK Parti"nin oyu ise "yüzde 50"ye yükselmiş ama 2007"deki milletvekili sayısından daha az çıkarmıştır!..
Dolayısıyla; eğer bir "başarı"dan söz edilecekse; bu, "Kılıçdaroğlu"nun başarısı" değil, "YSK"nın başarısı"dır!.. YSK, hem CHP"ye, hem BDP"ye "kıyak" yapmıştır!..
Baykal"ın dediği gibi;
"Hiç kimse, kendini kandırmasın!"
CHP, gerçekten "başarılı" olmak istiyorsa; ilk önce "halk"la ve "halkın inancı" ile barışmak zorundadır...
Yoksa, daha çoook "bahane" aramaya, "kılıf" bulmaya devam eder!..
En başta dedik ya;
"Halamın bıyıkları olsaydı,
Amcam olurdu!"
CHP "başarılı" olsaydı,
Kılıçdaroğlu "Başbakan" olurdu!..
Çorbada tuzu olanlar!
"İki hanımlı" ağa, evin geniş avlusunda "inşaat" yaptırıyormuş... Hanımlardan biri de, "usta"lara "yemek" hazırlıyormuş... "Çorba"yı koymuş ocağa, "tuz"unu da atıp, bir başka işe koyulmuş... Derken, diğer hanım gelmiş; bakmış, ocakta "çorba" var... "Bunun tuzu yoktur" deyip, bir kaşık da o "tuz" atmış...
Meğer, "acıkan" ustalardan birinin gözü ocaktaymış!.. Çorbaya, iki hanımın da tuz attığını görünce; "Bu çorba nasıl olsa yenilmez" deyip, bir kaşık tuz da o atmış!..
Biraz sonra, "sofra" kurulmuş... Ağa, çorbadan bir kaşık almış ki, adeta ağzından püskürtmüş... Çorba; tuzlu mu tuzlu, zehir mi zehir!..
Fırlamış ayağa, eline bir odun alıp; bir o hanımına, bir bu hanımına vurmaya başlamış!..
İnşaat ustası; "Dur ağa" demiş, "Bir odun da bana vur!" Ağa, "Niye ki?" demiş... Usta; "Niye olacak" demiş; "O çorbada benim de tuzum var!"
Tokat"tan Hasan Türk"ün anlattığı bu fıkra, tam da CHP"ye uygun!.. "Yüzde 26 hezimeti"nden sonra, herkes Kemal Kılıçdaroğlu"na vuruyor ama tek suçlu Kılıçdaroğlu değil ki!.. Bu "çorba"da, Gürsel Tekin"in de tuzu var, CHP"ye "gaz" veren "yoldaş ve candaş medya"nın da!..
Tekin ve medyaya da vurun ki, "adalet" yerini bulsun!..
yeniakit