CHP'nin açılımlarına AK Parti yorumu

CHP'nin açılımlarına AK Parti yorumu

CHP'nin seçim öncesi yaptığı açılımlarını değerlendiren AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, Baykal'ın AK Parti'ye yönelik 'seçim hovardalığı' suçlamasına ilginç bir tanımlama ile yanıt verdi:

AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, CHP'nin açılımlarını değerlendirirken, ''Bu popülist hareketlere seçim striptizi demek de mümkündür'' dedi.

Parlamento Muhabirleri Derneğini (PMD) ziyaret ederek, seçilen yeni yönetimi kutlayan Ergün, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Ergün, CHP'nin açılımlarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, siyasi partilerin zaman zaman kendi politikalarını değerlendirdiğinde nerelerde yanlış yaptıklarını ve nelerin eksik olduğunu görmeye çalıştığını kaydetti.

CHP'nin şimdiye kadar politikalarını değerlendirdiğinde kendisi açısından bazı noktaların eksik kaldığını ve bu konularda mutlaka bazı adımlar atması gerektiğini ifade eden Ergün, şunları söyledi:

''Türkiye'de demokrasi, sade vatandaş rejimidir. Tüm dünyada böyledir. Sade vatandaş veri olarak kabul edilir ve o veri üzerinden politikalar inşa edilir. Siyaset ile vatandaş arasında bir interaktif ilişki de vardır. Bazen siyaset vatandaşı etkiler ama çoğu zaman da siyaseten vatandaştan etkileniliyor olması lazım gelir. Onu veri kabul ettiği için...

CHP, bu konuda vatandaşı veri kabul eden ve onun üzerine politika inşa eden bir siyaset geliştirmek yerine, bence şimdiye kadar kendisini merkeze koyan ve vatandaşı kendi istediği gibi şekillendirmeyi düşünen bir siyaset takip etti. Ama bunun demokraside bir karşılığının olmadığını da gördü. Toplumda bir karşılığı olmadı bu siyasetin. Çünkü, toplum değişimini, dönüşümünü kendisi gerçekleştiriyor, kendi iç dinamikleriyle bir değişim, bir modernleşme süreci yaşıyor. Bu modernleşme sürecine tepeden baskı yapılması anlayışını, toplum genel olarak kabul etmiyor. CHP, bence bunu geç de olsa görmüş oldu ve açılım yapma ihtiyacı hissettiğini ortaya koydu. Bu ihtiyacın hissedilmesi açısından baktığımız zaman, doğru bir ihtiyaç tespitinde bulundu. Doğru bir şeyi hissetti. Yani, bir açılım yapması, kendisini halka daha yakın bir yerde konumlandırma isteği, siyasi bakımdan doğru bir istektir.''

AÇILIMLARI TEK TEK SIRALADI

Ergün, CHP'nin seçtiği yol ve yöntemin doğru olmadığını savunarak, çok iyi düşünülmüş, planlanmış bir açılım politikası olmadığını gördüklerini, ''seçime yaklaşırken, ayaküstü, birisinin aklına gelmiş parlak fikirler...'' şeklinde gerçekleştiğini ileri sürdü.

Aday olmayı düşünen bir kişinin, akrabasıyla birlikte partinin bir yetkilisiyle görüşerek ''beni aday yaparsanız bütün akrabalarımı bir araya getiririm, onlar da Anadolu'nun muhafazakar insanlarıdır, çok değişik giyim tarzları da vardır, bunları da kabul ederseniz hem sizin için bir açılım olur hem de biz sizin partinizden aday olmuş oluruz'' gibi bir değerlendirmeyle bir anda ortaya çıkan bir tablo olduğunu ve adına da ''çarşaf açılımı'' dendiğini anlatan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Baktık ki ortada iyi düşünülmüş, planlanmış toplum kesimlerine yaklaşmayı amaçlayan bir açılım politikası yerine, popülist bir pazarlık var ortada. Yani, 'sen bize adaylık ver, biz sana açılım görüntüsü verelim' gibi bir pazarlık... Sonra bu pazarlığın çöktüğünü gördük. Adaylık olmayınca sistem çöktü. Ortada bir açılım olmadığını anlamış olduk. Bu doğru bir yaklaşım değil. Yöntemin doğru olmadığını gördük.

İkincisi, Kuran Kursu açılımı olarak ortaya çıktı. 'Her mahalleye bir Kuran Kursu' diye yaygınlaştı. Bu da Kocaeli'nde oldu. Bunun da ayaküstü parlak bir fikir olarak ifade edildiğini, sonra, 'bu da nereden çıktı' ya da 'niye olmasın canım' diyen CHP'lilere rastladık. Bu tabii çok iyi düşünülmüş bir şey değil. Sonradan 'Biz kendi halkevlerimizde, mahalle evlerimizde bir oda tahsis edecektik, Diyanet'ten görevli isteyeceğiz' derken konunun söndüğünü gördük.

Son açılım, bir tarikat açılımı olarak ortaya çıktı. Bir tarikat liderinin oğluna rozet takılması da açılım olarak lanse edildi. Bunu da yapan Sultanahmet Camisinde imamlık yapmış, sonra CHP'den aday olmuş birisi. Ne yapsın yani, Sultanahmet'te imamlık yapmış birinin açılımı herhalde kendi çevresindeki yakın kişilere yönelik bir açılım olacaktır. O aday, bu açılımı kendisi adına yapıyor ama bunun bir parti açılımı haline dönüşmediğini gördük. Adayların aklına gelen parlak fikirler, açılımı olarak karşımıza çıkıyor. Bence, eğer CHP bir açılım yapacaksa bunu merkez organlarında iyi tartışarak yapması daha doğru olur. Seçime kısa zaman kala yapılan şeyler, açılım açılım, bir bakıyorsunuz fazla açılmışız. Minareyi kaybedeceksiniz bu sefer. Açılacaksın ama minareyi de kaybetmeyeceksin.''

-''SEÇİM HOVARDALIĞI'' SÖZÜNE CEVAP...-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bazı devlet icraatlarını eleştirdiğini ve ''seçim hovardalığı yapıyorlar'' dediğini hatırlatan Ergün, ''Biz, o zaman CHP'nin 'açılım' adı altında yaptığı şeylere, CHP siyasetinin nerelerinde kendi ayıbını ortaya çıkaran bir politika ortaya koyduğunu söyleyebilir? Bir yönüyle de gerçekten bu popülist hareketlere 'seçim striptizi' demek de mümkündür. Daha ne söylenebilir? Gerçekçi bir tarafı yok. Siz, bizi bu şekilde eleştirip 'seçim hovardalığı yapıyorsunuz' derseniz, o zaman birileri kalkar size 'bu yaptıklarınız ne, bunlar seçim striptizi' der. Bunların bu toplumsal, politika karşılığı ve değeri yoktur diye düşünülebilir'' diye konuştu.

Ergün, ''CHP'nin eleştirilerini din istismarı olarak değerlendirmediğinin'' söylenmesi üzerine, CHP'nin bugünkü siyasi pozisyonunu ''Biz, niye iktidara gelemiyoruz?'' diye soru sorarak belirlemeye çalışması halinde, bunun doğru cevaplarını partisinde yapacağı ciddi tartışmalarla ve müzakerelerle bulabileceğini söyledi.

CHP'nin ''Biz neden toplumdan oy alamıyoruz? Neden iktidara gelemiyoruz?'' sorularına bugüne kadar ''Halk ne yaptığını bilmiyor, bizim değerimizi takdir edemedi, bizim kıymetimizi bilmiyor'' cevabını verdiğini iddia eden Ergün, doğru cevabın da bu olduğunu sandığını ifade etti. Oysa doğru yanıtın bu olmadığını vurgulayan Ergün, şöyle devam etti:

''Siz, halka dönük politikalar üretmiyorsunuz, halkı bir veri olarak kabul etmiyorsunuz ve ona yönelik politikalar üretmiyorsunuz. Bunun cevabını arayan bir çalışma yapsa, o zaman gerçekten CHP ciddi açılımlar yapabilir. Ama bu çalışmayı yapmadığını sadece konuyu mahalli adaylara bıraktığını görüyoruz. CHP'nin açılımlara ihtiyacı var ama bence bu seçimden sonra daha çok müzakere edilebilir. Seçim atmosferinde bunları çok müzakere edemez. Keşke, önceden etmiş olsaydı da bu seçimden önce bir takım sağlıklı, ayağa yere basan, eni boyu düşünülmüş, tartılmış adımları atabilseydi. Din istismarı başka bir şey. Din istismarı da yok değil memlekette. Din istismarı sadece siyasette yapılmaz, ticarette, köyde, kentte yapılabilir. Bunları o bağlamda değerlendirmek yerine 'acaba doğru bir politika yapıyor muyuz?' diye değerlendirmek gerekir.''

Bir gazetecinin ''CHP'den başörtüsüne özgürlük açılımı da gelebilir mi?'' sorusuna, Ergün, ''CHP'nin o konuyu da daha iyi bir şekilde, daha sağlıklı bir zeminde tartışmasında yarar var. Bu konuyu daha iyi bir zeminde, dünyayı, evrensel özgürlük ölçülerini, dünyada laiklik uygulamalarını değerlendirerek tartışırsa, o konuda da daha sağlıklı bir adım atabilir'' karşılığını verdi.

ajanslar