Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

CHP’nin CB adayı belli oldu mu?

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı için İlhan Kesici’yi aday göstereceği ileri sürülüyor. Engin Ardıç’a göre bu “2. bir İhsanoğlu vakası” olarak tarihe geçecek bir olay. Bir zamanlar “sağ’a lider olması” düşünülen bir ismin CHP listesinden aday gösterilmesi toplumda kolay anlaşılacak bir durum değil. Marksist PYD karargahında Amerikan bayrağı, kapitalizmin jandarması, bölgemizde işgal gücü ABD askerinin kolunda PYD armasını gördükten sonra, “olmaz olmaz” deme, “olmaz olmaz!”.

Kesici Cumhurbaşkanlığı adaylığı için “benim adayım Kılıçdaroğlu” diyor. Şimdi buna “diplomatik bir dil” mi diyelim, “ironi” mi diyelim. 

Ben 28 Şubat sonrası, ANAP’vari bir örgütlenme ile darbecilere karşı durulabileceğini düşünürdüm. Hasan Celal Güzel, Numan Kurtulmuş, Muhsin Yazıcıoğlu, İlhan Kesici ve Merak Akşener’in de içinde olduğu yeni bir siyasi oluşum. Hasan Celal Güzel emekli oldu diyeceğim ama, yaşlı halinde “Yeni Türkiye” için direniyor. Numan Kurtulmuş, Has Parti’den sonra AK Parti’ye geçti. Belki Numan bey Erdoğan’ı yanına alacaktı, ama sonunda Erdoğan Kurtulmuş’u yanına aldı. Kurtulmuş’un birlikte yola çıktıkları Mehmet Bekaroğlu CHP de yoluna devam ediyor. Muhsin Yazıcıoğlu artık hayatta değil. Bir zamanlar “sağa lider” olarak gösterilen İlhan Kesici gitti CHP’ye milletvekili oldu. Üstelik de meclisin en sessiz milletvekillerinden biri. 28 Şubatçılar’ın kazığa oturtacakları söylenen Meral Akşener ise FETÖ’cü çıktı.

Bazan evdeki hesap çarşıya uymuyor. Kulağa hoş gelen projelerin gerçek hayatta bir karşılığı olmayabiliyor.

Sonuçta AK Parti kuruldu. Cem Uzan AK Parti’ye karşı kurulmuştu ama, baraj altı kalınca AK Parti daha ilk seçimde anayasal çoğunlukla meclise girdi. Cem Uzan’ın hesabı başka olsa da Allah Cem Uzan’ı AK Parti’ye hizmete memur etti.

İlhan Kesici’yi zaman zaman Tv ekranında izliyorum. Militanca bir üslubu yok.. Hep sustu, hep bekledi. Bugün Cumhurbaşkanlığı için sahaya çıkar mı, emin değilim.

Mesela Gül bir parti kursa, herhalde CHP’den ayrılıp oraya gider. MHP’ye de gitmez, Meral Akşener’in peşine de takılmaz. Kaybedeceği bir seçime girmek istemeyecektir, ya da yenilecek ata oynamaya onu ikna etmek pek kolay olmayacaktır.

Hesap ortada CHP’nin oyu maksimum %25. %8 de HDP. Etti mi %33. Geriye ne kaldı. Marksist partiler Kesici’ye oy vermez. Muhtemelen sandığa gitmeyeceklerdir. HDP’lilerden de şüpheliyim. Kesici de HDP’ye selam durmaz. Hadi verdi diyelim, mevcut hesaba göre, hesap ortada.

MHP’den giden gitti. MHP Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verdi ama İlhan Kesici’ye oy çıkmaz.

FETÖ’cülerin oyları zaten CHP ve HDP’nin tahtında müstetir. İçinde mündemiç!

Akşener faktörü var. Burada asıl soru Akşener yüzde kaç oy alır.

Aslında İlhan Kesici CHP Milletvekili olsa da CHP’li değil. Akşener’e oy verecekler gönül rahatlığı ile Kesici’ye oy verirler. Kesici’nin adaylık teklifinde CHP ile Meral Akşener’in ortak imzası olacaktır. HDP’lileri aralarında istemeyeceklerdir, hani şu Kılıçdaroğlu’nun Adalet yürüyüşünde yanında görmek istemediği gibi.

Akşener’in yakın çevresi Akşener’i uçuruyor. İlk seçimde %20’nin üstünü hedefliyorlar. Tabii o %20’yi %33’e eklerseniz, hesap ortada %53 ediyor. Bu hesaba göre Kesici yeni Cumhurbaşkanı.

Tamam da, Akşener o %20’yi nereden alacak? MHP’nin son seçimde aldığı oy belli. MHP 7 Haziran seçimlerinde %16.2 oy aldı. 1 Kasım seçimlerinde %11.9. Ortalama %14. Yarısını Meral hanım alsa, etti %40. Aslında böyle bir hesap yok.. %50’ye ulaşmak için AK Parti’den %10 oy alması gerek.

AK Parti’nin kamuoyuna yansıyan oyu %53, %8’de MHP ile bir seçim ittifakından alsa %61 eder.

AK Parti’den mevcut hesaba göre süreç içinde %10 bile işi zor. Çünkü MHP’den %8 alması da mümkün gözükmüyor.

Merak Akşener vakası, göreceksiniz, yeni bir Cem Uzan vakasına dönüşecek ve baraj altı kalarak AK Parti’nin parlamentoda anayasal çoğunluğa ulaşmasını sağlayacak.

Kesici bu hesabı yapar, görür ve bilir. Onun için de derinliğini görmediği bir suya girmek istemez.

CHP Kesici gibi birini aday göstererek, hatta bunu düşünerek, dillendirerek zihnen kendini iktidar dışına mahkûm görmektedir. CHP sağcıların arkasına saklanarak, hatta sakallıların, başörtülülerin arkasına saklanarak, kendi hayallerini iktidara taşıyamaz.

Akşener de MHP’den ayrılarak CHP ile işbirliği yaparak HDP desteğinde gelecek hayalleri kurarak, hesabları yaparak kendi şuuraltında kendini mahkûm eder. Bu da bu işin safiyet, inanılırlık ve ciddiyetine gölge düşürür.

CHP Akşener’in, Akşener CHP’nin sırtında bir kambura dönüşür. HDP her ikisinin sırtına ikinci bir kamburdur.

Akşener “FETÖ’nün desteği ile iktidar hayalleri” kuran, “Yurtta sulh konseyi”ni, 15 Temmuz’dan önce ilan eden bir politikacı değil mi?

Akşener dindarlardan mı oy alacak, liberallerden mi, milliyetçilerden mi, solculardan mı, HDP’lilerden mi, kimden oy alacak. Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı üzerinden bir siyasi kimlikle oy isteyenlerin boyunun ölçüsünü sandıkta göreceğiz.

Bana göre Kesici de bu karanlık, kirli oyuna figüran olmak istemeyecektir. CHP’nin ve Akşener’in kendilerine yeni bir aday bulmaları gerek. 

Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın karşısına aday olur mu? Bu mümkün ama, “Şamar oğlanı”na döner. Erdoğan onu “kum çuvalı”na çevirir. 

Kılıçdaroğlu’na hem kim oy verir ki. Kılıçdaroğlu olmaz, Akşener olmaz, Kesici olmaz. Kim olur o zaman! Bekleyip göreceğiz.. Birini bulurlar elbette. Feyzioğlu olabilir mi? Ya da sürpriz bir isim..

Gün doğmadan neler doğar. Herkesin bir planı var elbette ama sonunda Allah’ın dediği olacak.

En iyisi “hocaefendi”ye sorsunlar, o olmadı “Locaefendi”ye sorsunlar, sonunda hepsi aynı kapıya çıkar. O ne derse onu yapsınlar. Ya da M. Rubin’e, Strafor’a, Rand’a sorsunlar, ne bileyim ben. “Abi”lerine, “abla”larına sorsunlar. Selâm ve dua ile.

 

Bu yazı toplam 898 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar