CIA, El Kaide zanlılarına hikaye yazdırmış
11 Eylül 2001 saldırılarının planlayıcısı olduğu iddia edilen Halid Şeyh Muhammed işkencelerin son bulması için El Kaide ile bağlantıları olduğu ile ilgili hikayeler uydurduğunu söyledi.
Guantanamo'da işkence altında sorgulanan zanlıların mahkeme ifadelerine Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği ulaştı.
Halid Şeyh Muhammed'in 2007'de yapılan askeri mahkeme duruşmasında, sorgulama sırasında El Kaide lideri Usame bin Ladin'in nerede olduğunun sorulduğunu belirterek "Nerede? Bilmiyorum. Sonra (sorgulayan) bana işkence etti. Bunun üzerine 'Evet, o bu alanda veya bu El Kaide..' dedim. Hayır deseydim, bana daha da korkunç işkence yapılacaktı" dediği bildirildi.
Halid Şeyh Muhammed, Afganistan ve ABD'de işkence gören ve kendisinden ve çocuklarından uzun süre haber alınamayan Pakistan kökenli ve ABD vatandaşı cerrah Afiyet Sıddıki'nin eşi idi.
El Arabiya'nın haberine göre, Halid Şeyh Muhammed, işkence kurtulmak için tanımadığı kişilerin El Kaide üyesi olduklarını da itiraf etti!
Yeni açıklanan mahkeme kayıtlarına göre, Halid Şeyh Muhammed, CİA'nın kendisine hiç bir anayasal hakkı olmadığını söylediğini kaydederek "Bana söylediğinden anladığım şu: Sen Amerikalı değilsin ve Amerikan toprağında değilsin. Böylece anayasa hakkında bir şey soramazsın" dedi.
Mahkeme duruşmalarındaki kayıtlardan bir kısmı Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'nin (ACLU) açtığı bir dava sonucu açıklandı.
ACLU avukatı Ben Wizner, Obama yönetimine çağrıda bulunarak CİA'nın gözaltı programı ile ilgili olarak daha fazla belgenin açıklanmasını isteyerek ilgili bütün belgelerin açıklanması için mahkemeye başvuracaklarını söyledi.
Wizner, "Bush yönetimi, Halid Şeyh Muhammed'in mahkemedeki beyanını neden gizlemiş? CİA kendisine anayasa tarafından korunmadığını söylemiş. Sanığın açıklaması ve belgelerin hala gizlenmeye devam edilmesinin sadece bir açıklaması olabilir. Bu ulusal güvenliği korumak değildir, CİA'yı sorumluluktan korumaktır" dedi.
Yeni açıklanan mahkeme belgelerine göre, bir başka önemli tutuklu Ebu Zübeyde sorgulamalar sırasında az kalsın ölüyormuş.
Ebu Zübeyde, "Aylardır devam eden fiziki ve manevi olarak acı ve işkenceden sonra, yaralamalarıma bakmadılar. Gözüm, midem, idrar kesem, sol kalçam ve üreme organlarım yaralandı. Doktorlar bana, dört kez ölümden döndüğümü söyledi" dedi.
Ebu Zübeyde mahkemede şunları anlatmış: "Bu senin günlüğün dediler. Bak Amerikaya karşı operasyon yapmak istemişsin. 'Hayır' dedim, 'fikir farklı' dedim. Hayır dediler ve işkence üzerine işkence yaptılar. Sonunda 'Evet' demek mecburiyetinde kaldım, 'ben yaptım' dedim."
Ebu Zübeyde'nin Bush yönetiminin kabul etmesinden sonra güçlendirilmiş yeni sorgulama metodlarına maruz kalan ilk önemli Guantanamo sanığı olduğu da bildirildi. Güçlendirilmiş yeni sorgulama metodları, işkencede sınır tüanınması anlamına geliyor.
ABD eski başkan yardımcısı Cheney'in şüphelileri konuşturmak için gerekli olduğunu iddia ettiği güçlendirilmiş yeni sorgulama teknikleri arasında, suda boğulma hissi veren işkence dahil türlü işkence yer alıyordu.
Guantanamo'da tutulan önemli sanıklar arasında tek ABD vatandaşı olan Majid Han da işkence gördüğünü söyledi. Majid Han, "Her gizli dedikleri bilgiyi fiziki ve manevi işkence sonucunda söylettiler" ifadesini kullandı.
2000'de ABD destroyeri Cole'nin bombalanmasına karıştığı iddiası ile tutuklanan Rahim Nashiri ise 2007'de mahkemede verdiği ifadede, yeni açıklanan belgelere göre, "Tutuklanmadan önce 10 kilometre koşabiliyordum. Şimdi 10 dakikadan fazla yürüyemiyorum. Vücudumdaki bütün sinirler bozuldu" şeklinde konuştu.
Dünya Bülteni