CIA'nin Matkaplı, Tecavüzlü İşkence Raporu Açıklandı
İngiliz basını, ABD Senatosu tarafından açıklanan CIA'nin işkencelerini belgeleyen rapora ve yorumlara geniş yer ayırdı...
ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) 11 Eylül sonrası terör şüphelilerine uyguladığı işkence içeren gözaltı ve sorgulama tekniklerine dair Senato İstihbarat Komitesi raporu açıklandı.
CIA’in ABD yönetimine yalan söylemekle suçlandığı, kısmen açıklanan raporda matkapla, Rus Ruleti oynatarak, yakınlarına tecavüz tehdidi yönelterek, kaba dayakla ve hatta rektumdan besleyerek sorguladığı tutuklulardan hiçbir kritik istihbarat elde edemediğine yer verildi.
Yaklaşık 6 bin 200 sayfa olduğu belirtilen raporun, CIA yetkililerine dava açılmasını engellemek için Beyaz Saray tarafından redakte edilen 528 sayfalık özeti, kamuoyuyla paylaşıldı.
Rapor İngiliz basınında da geniş yer buldu. Aralarında Guardian, Daily Telegraph, Times, Financial Times gibi İngiltere'nin önde gelen gazeteleri ABD'ye ağır eleştiriler getirdi.
'CIA yalan söyledi'
Hürriyet’te yer alan habere göre, CIA’in 6 milyon belgesinin taranmasıyla hazırlanan raporda, istihbarat kuruluşunun ‘Zorlayıcı sorgu teknikleri’ olarak adlandırdığı yöntemlerle ‘Bazı saldırıların püskürtüldüğü, teröristlerin yakalandığı ve birçok yaşamın kurtarıldığı’na yönelik iddiası yalanlandı. CIA’in daha önce açıkladığından çok daha yoğun ve vahşi yöntemlerle işkence yaptığını belgeleyen Senato raporunda “Birçok defa mahkûmlar, psikolojik olarak harap oldu.
Halüsinasyon, paranoya, uykusuzluktan mustarip olan mahkûmların bazıları kendilerine zarar vermeye çalıştı” denildi. 2002 yılında CIA’in ilk kez bu yöntemlerle sorguladığı El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde’ye 83 kez suda boğulma hissi veren ‘waterboarding’ adlı işkencenin uygulandığını belirten raporda, Ebu Zübeyde’nin bu yöntemle sorgulanmadan önce daha fazla bilgi verdiği ancak işkencenin ardından kendisinden daha az bilgi elde edildiği kaydedildi.
Raporda ayrıca CIA’in bu yöntemle sorguladığı tutuklu sayısını da çarpıttığı belirtildi. CIA’ye göre ‘100’den az mahkûm’ bu yöntemle sorgulandı ancak CIA belgelerini inceleyen Senato İstihbarat Komitesi, bu rakamın 118 olduğunu rapor etti.
'Değerlerimize aykırı'
ABD Başkanı Barack Obama, raporu “CIA’nın faaliyetleri verimsiz ve değerlerimize aykırı olageldi. Bu nedenle başkanlık yetkimi, bu yöntemlere bir daha asla başvurmamamız için kullanmaya devam edeceğim” sözleriyle değerlendirdi. Yöntemleri savunan CIA Şefi John Brenan’sa, Senato raporundaki iddiaların aksine yöntemlerin istihbarat sağlamak anlamında verimli olduğunu iddia etti.
2002-2008 yılları arasında kullanılan ‘zorlayıcı sorgu yöntemlerinin’ sorumlularından dönemin ABD Devlet Başkanı George Bush’un yardımcısı Dick Cheney’se “Yöntemler, tümüyle ve nihai olarak adildir” diyerek CIA’ye destek verdi. Bazı Cumhuriyetçi Senatörler de “Rapor tümüyle hatalı” diyerek yöntemleri savundular. İnsan hakları örgütleriyse, ABD yönetimini raporun tamamını yayımlamaya çağırdı.
'Yüzleşecek kadar büyük bir ülkeyiz’
Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Dianne Feinstein “ABD hatalı olduğunda bunu kabul edebilecek kadar büyük bir ülke olmalı” dedi. “Bu ülke bir daha asla bu taktiklere başvurmamalı.” diyen Feinstein, raporun açıklanması için uygun zaman olmadığı yönündeki eleştirilere de cevap verdi: “Belki de bu raporun açıklanması için uygun zaman hiç gelmeyecekti.” Raporun yayımlanmasından önce ABD Dışişleri Bakanlığı bazı ülkelerdeki elçiliklerinde sıkı güvenlik önlemleri almıştı.
CIA teşvik dağıtmış
ABD Senatosu İstihbarat Komitesi’nin raporunda CIA’in dünyanın dört bir yanındaki gizli hapishaneleri için hükümetlere ‘teşvik’ dağıttığı belirtiliyor. CIA’in personel dışı harcamalarının yıllık 300 milyon dolar olduğu kaydedilirken, bu rakamın küçük bir kısmı gizli sorgulama merkezlerinin inşasına harcandı. CIA karargâhı, çeşitli ülkelerdeki istasyonlarından ‘nakit teşvik’ dağıtarak hükümetleri, bu sorgulama merkezlerine ev sahipliği yapmaya ikna etmelerini istedi.
Bir CIA yetkilisinin ‘zindan’ olarak nitelendirdiği sorgulama merkezlerinin bizzat kendilerinin işkence olduğu raporda yer aldı. Rapordaki bir diğer ilginç noktaysa, ‘zorlayıcı sorgu yöntemleri’ için CIA’in iki psikiyatrist tarafından kurulan bir firmayla çalışılması. Adlarının hiç açıklanmayacağı garanti edilen psikiyatristler bu iş için CIA’den 81 milyon dolar aldı.
Korkunç işkence yöntemleri
Akli dengesi yerinde olmayan ve masum olduğu bilinen bir tutukluya işkence yapıldı. Acı çekerken ağladığı görülen videosu ailesine baskı yapılmak için kullanıldı.
En az bir tutukluya süpürge sapıyla tecavüz tehdidinde bulunuldu.
Birçok vakada saldırgan sorgu tekniklerine başvuruldu. Tutuklulardan bazıları 180 saat uykudan mahrum bırakıldı.
Tutuklulardan bazıları 180 saat uykudan mahrum bırakıldı. Bazılarına saatlerce elleri başlarının üzerinden zincirlenmiş şekilde acı verici pozisyonlarda bekletildi.
Kafalarına kukuleta geçirilen bazı tutuklular çıplak halde koridorlarda sürüklendi, kırbaçlanıp dövüldü.
Bazı tutukluların dışkılarını atmalarına izin verilmedi. Bu esirler dışkılarıyla birlikte aynı alanda yaşamaya zorlandılar.
Bir tutuklu idam sehpasına koyarak infazla tehdit edildi.
2000 yılında USS Cole gemisine bombalı saldırı düzenlemekle itham edilen Abdurrahman el Nasiri’ye matkapla işkence yapıldı.
Bir CIA ajanı, tutukluya Rus Ruleti oynatarak bilgi almaya çalıştı.
Tutukluları aşağılamak için, acı verici ve gereksiz bir yöntem olan ‘Rektal beslenme’ye başvuruldu.
Bir tutuklu, betona zincirlendiği için ısı kaybından yaşamını yitirdi.
El Kaide zanlısı Ebu Zübeyde waterboardinge uzun süre maruz kalınca tamamen tepkisizleşti. Ağzından köpükler çıkmaya başladı. Ebu Zübeyde ayrıca 266 saat tabut şeklindeki bir kutuda bekletildi.
11 Eylül saldırılarını organize ettiğini söyleyen Halid Şeyh Muhammed’e 183 kez waterboarding yöntemiyle işkence edildi.
Bazı tutuklular ölümle tehdit edilirken, bazılarına işbirliğine yanaşmamaları durumunda annelerine tecavüz edileceği söylendi.
Bilgi notu: Avrupa Parlamentosu’nun 2007 yılında kabul ettiği bir raporda, Türkiye dâhil 14 Avrupa ülkesi, ABD’nin esir aldığı zanlıları gizli uçuşlarla başka ülkelere nakletmesine ve gizli CIA işkencehanelerine göz yummakla suçlanmıştı.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, bu rapor bugün İngiliz basınında da geniş yer buldu. Aralarında Guardian, Daily Telegraph, Times, Financial Times gibi İngiltere'nin önde gelen gazetelerinin de bulunduğu İngiliz basınında öne çıkan başlıklar şöyle:
Guardian: İşkence: Amerika'nın üzerindeki leke
Guardian gazetesinde yer alan Julian Borger imzalı analizde, işkence tekniklerinin yeni bilgi elde etmekte de başarısız olduğu belirtiliyor ve "işkence yalnızca yasadışı değil aynı zamanda işe yaramayan bir yöntem" deniyor.
Gazete yine işkencelere ayırdığı başyazısına da "İşkence Amerika'yı rezil etti ve utandırdı. Demokrasi ve yasalar gizli devleti ehlileştirmeli" başlığını atıyor.
CIA'in işkencelerinin "Bir ulusun tarihindeki en karanlık dönem" olarak nitelendirildiği başyazıda yer alan ifadelerden bazıları şöyle:
"Senato'nun istihbarat raporu, hesap verme zorunluluğunun bir işareti. Aynı zamanda, yalnızca Amerika'da değil, (dünyada) devletin gerekli görülen gizli kurumlarının üzerindeki hukukun üstünlüğü anlayışının sağlamlaştırılması için daha çok yol kat edilmesi gerektiğini gösteriyor."
"İşkence zaten yeterince kötü bir program. Ama ayrıca CIA yalan söyledi. Programıyla ilgili Amerikan halkına yalan söyledi. Hükümet içinde de yalan söyledi. CIA müdürleri Beyaz Saray'a eksik bilgi verdi."
'Avrupa da işkencenin suç ortağı'
Guardian'da Natalie Nougayrede imzalı bir diğer analizde ise, CIA'in işkence uygulamasına Avrupa ülkelerinin de 'suç ortağı olduğu' yorumu yapılıyor.
Analizde, "Amerika'nın birçok Avrupalı müttefiki de CIA'in programına derinden müdahil oldu. Ve bunula ilgili sessiz kaldılar. Bush yönetiminde CIA, terör şüphelilerinin sorgu için gizlice sınır ötesine nakledilmelerinde Avrupa havaalanları ve üslerinden oluşan bir ağı kullandı. Bazı Avrupalı devletler, adam kaçırmalarda CIA'e yardım etti. CIA'in bazı gizli sorgu merkezleri de Avrupa'daydı."
Yazar, ne kadar Avrupa ülkesinin program dahilinde olduğunun bilinmediğini belirtiyor ve ABD ile müttefik hükümetlerin CIA'in gizli sorgu merkezlerinin yeri konusunda hiç bilgi vermediğini ifade ediyor. Fakat sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına dayanılarak, tutsakların nakillerinin yapılması ve sorgu programına dâhil olan ülkeler arasında İsveç, İtalya, İngiltere, Almanya, İspanya, Portekiz, Belçika, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Kıbrıs, Hırvatistan, Bosna Herkes ve Arnavutluk da sayılıyor.
CIA'in yaptığı işkencelere dair raporu "Amerika'nın utanç günü" başlığıyla veren Independent gazetesinin başyazısında sorgulama teknikleri şu sözlerle eleştiriliyor:
"Bush yönetiminin 11 Eylül saldırılarına yanıtı, her tarafıyla Vietnam'a savaş açmak kadar kötü bir hata gibi görünüyor. Bu mücadelenin ahlaki meşruiyeti, işkence ve savaş suçları nedeniyle baltalanmış oldu."
'CIA'in iki önemli hatası'
Independent gazetesinin deneyimli Orta Doğu muhabiri Patrick Cockburn de CIA raporuna ilişkin kaleme aldığı analizde "CIA'in işkence yaptığı tartışmaları 'terörle mücadelede' yapılan iki önemli hatayı gölgede bırakıyor" deniyor ve hatalar şöyle sıralanıyor:
"Birincisi, IŞİD ve terörist tanımına girenler bugün Orta Doğu'nun büyük bir bölümünü, Irak'ın kuzeyi ve Suriye'nin doğusunu kontrol ettiklerine göre, bu savaş göründüğü üzere başarısız oldu."
"(…) İkincisi, terörle mücadele başından beri, suç ortaklıkları olmasa 11 Eylül'ün gerçekleşmeyeceği iki ülkeyi hedef almaktan kaçındı: Suudi Arabistan ve Pakistan."
Times: CIA ajanları işkenceden 'cezalandırılmalı
Times gazetesi de raporla ilgili yayımladığı başyazısında "Obama yönetiminin de endişe ettiği gibi, rapor dünya genelindeki ABD varlıklarına yönelik intikam saldırılarını tetikleyebilir" diyor.
Fakat yazıda, raporun yalnızca Demokratlar tarafından hazırlanmış olmasına dikkat çekilerek şu yorum yapılıyor:
"Ama şunu söylemek gerekir ki rapor taraflı ve eksik. Rapor, yalnızca komitedeki Demokratlar tarafından hazırlandı (…) Rapor neredeyse tamamen CIA'in iç yazışmalarına dayandırılıyor ve CIA ajanlarının mülakatları veya CIA'in işkencelerinin kurbanlarıyla mülakatlar yer almıyor."
Times gazetesi bu eleştirisine rağmen raporun CIA'in işkenceyle sorgu yönteminin doğru ve gerekli istihbaratı almak için gerekli olduğu iddiasını da çürüttüğünü belirtiyor.
Telegraph: CIA işkenceyi haklı göstermek için İngiltere'ye yönelik tehdit olduğu yalanını söyledi
Daily Telegraph da haberinde, CIA'in işkenceyi haklı göstermek için İngiltere'ye yönelik tehdit olduğu yalanını söylemesini öne çıkarıyor.
Raporda, CIA'in işkence yöntemleriyle elde ettiği bilgiler sayesinde İngiltere'ye yönelik saldırıların önlendiği iddiasında bulunduğu belirtiliyordu. Fakat tehdidin CIA'in şüphelilere işkence yapmadan önce önlendiğinin anlaşılmasıyla CIA'in İngiliz yetkilileri de yanılttığı belirtiliyor.
Daily Telegraph başyazısında da işkence yöntemlerini eleştiriyor.
Gazetede, işkencelerin haklı olduğunu savunan CIA'in 2006-2009 yılları arasındaki direktörü Michael Hayden'ın analizi de dikkat çekiyor.
Hayden, "CIA'in çalışması adil ve etkindi" başlıklı analizinde ABD Senatosu'nun raporu için "gerçeği söylemek yerine şaşırtma amaçlı tasarlanmış" diyor.
"Ben işkenceyi değil, tarihi savunmak için buradayım" diyen Hayden, raporun hazırlanma sürecinde hiç kimseyle mülakat yapılmamasını eleştiriyor ve şu yorumu yapıyor:
"Eğer Demokratlar, bizden biriyle konuşsalardı, bu program sayesinde üst düzey El Kaide üyelerinin yakalandığı, El Kaide hakkında daha çok bilgi elde edildiği, terör eylemlerini önlediği ve Amerikalılar ile müttefiklerin hayatlarının kurtarıldığı gerçeğiyle de yüzleşmek durumunda kalırlardı."
Yunanistan'da erken seçim
İngiltere gazetelerinde öne çıkan haberlerden bir diğeri de Yunanistan'da hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimlerini erkene çekme kararı.
Parlamentoda Şubat ayında yapılması beklenen seçimlerin ilk turunun gelecek hafta Çarşambaya çekilmesi üzerine ortaya çıkan siyasi belirsizlik Atina borsasında da son 20 yılın en büyük düşüşünün yaşanmasına neden oldu.
Financial Times: CIA'in işkence yapması ABD'nin değerleri üzerinde bir leke
Financial Times gazetesi bu haberi "Yunanistan'daki erken seçim Euro bölgesindeki kaygıları canlandırdı" başlığıyla veriyor.
Gazete başyazında da erken seçim kararı için "Yunanistan'ın geleceği için riskli bir kumar" diyor ve Başbakan Antonis Samaras'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması gerektiği yorumunu yapıyor.
Guardian gazetesi de Yunanistan'ın kararının piyasalarda yarattığı endişeye dair haberini "Yunan kumarı yatırımcıları rahatsız ediyor" başlığıyla veriyor.
Kaynak: T24