Ahmet Taşgetiren
Çin yolunda
Ben konferanslar ya da mesleki geziler dolayısıyla epeyce seyahat eden bir insanım. Ama Sayın Başbakan'ın, Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu'nun gezi trafiğine baktığımda, doğrusu iştirak etmeden nefesim kesiliyor.
Bu gezide de İstanbul, Ankara, Konya üzerinden Çin'e uçuş olacak.
Çin'de ilk durak Çin dilince Şincan. Bizim bildiğimiz Doğu Türkistan... Sonra Pekin, sonra Şanghay... Bunlar da binlerce kilometrelik yol demek...
Bizim takibimiz dışında Başbakan ve beraberindeki devlet heyetinin yoğun görüşmeler yapacağını unutmamak lazım. Yani onlar için tam bir maraton bu.
"Allah güç kuvvet versin..."
Bu duayı, Anadolu gezilerimde, Tayyip Bey için halkın binlerce kere tekrarladığına tanık olmuşumdur.
Belli ki bu işler aşk olmadan olmaz. Tayyip Erdoğan'da böyle bir aşkın-tutkunun bulunduğu muhakkak. Kore'den, sonra İran'dan dönüp Meclis'e gitmek, ertesi gün il başkanlarıyla buluşmak, ertesi gün, ertesi gün... On gün sonra yeni bir Uzakdoğu seyahati... 9.5 saatlik yolculuk, beş saatlik saat farkı...
Ruhen beslenmeden olmaz bu işler. Hırsla da olmaz. Başka bir şey dediğimin adı, "Aşk" bana göre...
Urumçi
Bu gezinin ilk durağı, yukarıda söylediğim gibi Urumçi olacak. Resmi ifadesiyle Şincan Özerk Bölgesi'nin, benim gönlümdeki ifadesiyle Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi.
Orası, evet bizim akraba dünyamız. Orada Türkiye'ye bakan, Türkiye'yi seven insanlar var. Türkiye iklimine benzer bir gönül iklimi var orada.
Başbakan'ın Çin'de ilk durak olarak oraya gitmesini, tabii ki oranın insanları özel bir anlamla görecekler. "Bir kardeş geldi Türkiye'den, bir dost geldi" diyecekler. Eminim ki bugün, onun çok güzel fotoğrafları ile karşılaşacağız burada.
Türkiye, Doğu Türkistan'ı Çin ile ilişkilerde bir sorun olarak görmekten kaçınıyor. Aslında Türkiye, dünyanın birçok yerindeki kardeş ve akrabaları, o ülkelerle ilişkide sorun kaynağı olarak görmekten kaçınıyor. "Kimliğinizi unutmayın ama içinde yaşadığınız toplumla da entegre olun" mesajı veriliyor. Doğu Türkistan'da da ana mesajın bu olacağı tahmin edilebilir.
Çin bir dünya gücü. BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesi. 1.5 milyarlık nüfus. Türkiye, bölgesinde parlayan bir yıldız. İlişkiler, birçok olayda aynı veya farklı çizgide kesişiyor. Türkiye, bu dünyaya etkili biçimde açılmak istiyor. Ekonomik büyümede, pozitiflerde birbiriyle yarışan iki ülke Türkiye ve Çin. Çok şey alınıp verilebilir. Proaktif Türk dış politikasında Çin'e yönelişin önemli bir hamle olduğundan şüphe yok. Dilerim bereketli bir gezi olsun.
Uludere ukdesi
34 kişinin bombalar altında can verdiği Uludere ile ilgili Genelkurmay raporu TBMM Komisyonu'na geldi ama sır belli ki çözülmedi. Üstelik raporun 7 sayfası gizlilik gerekçesiyle komisyona gönderilmedi. Raporda harekâtın sınır dışı kurallarına uygun olarak yapıldığı ifade ediliyor ve belli ki kamuoyunun bununla yetinmesi isteniyor.
Oysa kamuoyu bundan tatmin olacak değil.
Kaldı ki, Uludereliler'in bundan tatmin olması mümkün görünmüyor.
Acaba hükümet ne yapacak?
Anlaşılan o ki, hükümet işin gerçeğini biliyor ama birtakım dengeler sebebiyle kamuoyu ile paylaşmadan, problemi çözmeye çalışıyor.
Bunda başarılı olur mu? Uludereliler'i tatmin edecek bir yol bulunur mu? Daha ötede, bu olayın bölgede hükümeti yıpratmak için kullanılmasının önü alınabilir mi?
Her haliyle zor bir mesele. Sanırım hükümet, bugüne kadar Uludere olayı kadar zorlandığı bir hadise ile karşılaşmış değildir.
bugün