Darbeciler, karşısında bizi bulur!

Darbeciler, karşısında bizi bulur!

Erdoğan, iç ve dış politikaya ilişkin güçlü mesajlar verdi.

BAŞBAKAN, AK PARTİ KONGRESİ'NDE 'GÜÇLÜ' MESAJLAR VERDİ: AK Parti'nin 3. Olağan Kongresi'ndeki konuşmasında çetelerle, mafyayla mücadelelerine devam edeceklerini belirten Başbakan Erdoğan, "Millet iradesine seçimdışı yollarla müdahalede bulunmaya çalışanlar, karşılarında milleti ve bizi bulurlar" dedi. Erdoğan, iç ve dış politikaya ilişkin güçlü mesajlar verdi.

AK Parti 3. Olağan Kongresi, ASKİ Spor tesislerinde gerçekleştirildi. Spor salonunu AK Partililer hıncahınç doldururken, binlerce kişi de salonun dışında kaldı. Salonda kürsü arkasında AK Parti Genel Merkez Binası ön cephesinin dev bir maketi fon olarak kullanıldı. Kongrenin açış konuşmasını yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, AK Parti'nin iktidara geldiği günden beri cesur girişimleriyle milletin gönlünde taht kurduğunu söyledi.
DİVAN BAŞKANLIĞINA ARINÇ SEÇİLDİ
Açış konuşmasının ardından il başkanlarının teklifi ile kongre divan başkanlığına AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Manisa Milletvekili Bülent Arınç oybirliği ile seçildi. Arınç'ın divan başkanlığına seçilmesi, salonda coşkuyla karşılandı. Arınç, daha önceki iki kongreye, Meclis Başkanlığı görevi dolayısıyla katılamadığını hatırlatarak, "Ancak bu kongrenin heyecanını hep birlikte yaşayacağız" dedi. Salonda "Manisa seninle gurur duyuyor" sloganları yükseldi. Divan Başkan Yardımcılığına ise Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Sağlam seçildi.
NECİP FAZIL, HİSLERİME TERCÜMAN OLDU
Sevgi gösterileriyle kürsüye gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Mart 1999'da Pınarhisar Cezaevi'ne giderken yola çıktığında kendisini evinin önünde bekleyen vatandaşlara, "bu şarkı burada bitmez" dediğini hatırlatarak, "Umudumu bir an olsun yitirmedim. Bir an bile bu hizmet yolculuğunun kesintiye uğrayacağını düşünmedim. Bir an bile karamsarlığa kapılmadım. Bir an bile başımı öne eğmedim" dedi. Cezaevinde duygularına Merhum Necip Fazıl Kısakürek'in dizelerinin tercüman olduğunu ifade eden Erdoğan, Kısakürek'in, "Zindandan Mehmede Mektup" şiirini okudu. Erdoğan, "26 Mart 1999 günü İstanbul'da söylenen o şarkı, kardeşlik türküsüne dönüştü. Bütün Türkiye'yi sardı. O şarkı, tüm milletin terennüm ettiği bir umudun şarkısı oldu. Gönülleri birleştirdi. O şarkı bugün burada, bu salonda devleşen, abideleşen heyecan oldu, aşk oldu, sevda oldu" diye konuştu.
Erdoğan konuşmasında, "Büyük Türkiye'de herkese yer vardır. Büyük Türkiye'de insanımızın yüreği geniş, ufku geniş, vizyonu büyüktür... Heyecanını, coşkusunu, hizmet etme aşkını ve sevdasını yitirenler varsa, onlar kenara çekilsinler. Kendisini yorulmuş hissedenler varsa biraz mola versinler" Türkiye, haksızlık karşısında susan bir ülke asla olamaz. Tam tersine, Türkiye bugün gündem belirleyen, bölgesel ve küresel meselelerde ağırlığını koyan, güçlü, itibarlı, saygın bir ülke konumuna yükselmiştir..." dedi.
KİRLİ SENARYOLARA İZİN VERMEDİK
Türkiye'nin demokrasi tarihine geçmiş bütün liderleri hayırla yâd ettiğini kaydeden Erdoğan, "Bugün bu salonda Anadolu var. Türkiye'nin yedi bölgesi var. Karadeniz'in coşkusu, Akdeniz'in sıcaklığı var. Kızılırmak'ın Yeşilırmak'ın, Sakarya'nın, Murat'ın, Ceyhan'ın, Gediz'in, Menderes'in çağıltısı var" dedi. AK Parti'nin, milletin dışında bir rota belirleyici tanımadığını kaydeden Erdoğan, "Bu partiye milleti küçümseyenler rota çizemez, bu partiye çeteler rota çizemez. Üzerimizdeki emanet, milletin emanetidir. Biz bu emanete halel getirmedik. 7 yıl boyunca bu emaneti düşürmek isteyenler oldu. Milletin arzularını çiğnemek isteyenler oldu. Kirli senaryolarla Türkiye'yi karanlık mecralara sevketmek isteyenler oldu. Hiçbirine prim vermedik. AK Parti'nin aklığına asla gölge düşürmedik" dedi.
DARBECİLER KARŞILARINDA BİZİ BULUR
AK Parti iktidarının Türkiye için bir milat olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye'de yönetim anlayışı ve demokrasinin tarzı köklü şekilde değişti. Millet iradesini seçim dışında bir yolla değiştireceğine inananlar, artık karşılarında milleti bulurlar. Demokrasinin ertelenebileceğini vehmedenler, karşılarında milleti bulurlar. Hükümet politikasının çeteler eliyle, mafyayla, gizli ilişkilerle şekilleneceğine inananlar, karşılarında hukuku bulurlar, milleti bulurlar, AK Parti iktidarını bulurlar. İstiklal Marşı'nın şairi diyor ya; 'Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. Bu yol hak yoludur. Dönme bilmez yürürüz.' AK Parti, milletimizden aldığı güçle Türkiye'yi daha ileri bir demokrasi haline getirmeye kararlıdır" dedi.
DEĞERLERİ OLMAYAN SİYASET
BİZİM KİTABIMIZDA YOK
Türkiye'de iktidarların kısa sürede yolsuzluk batağına battığına ve yıprandığına dikkat çeken Erdoğan, "AK Parti yola çıkarken biz, millete efendi olmaya değil, millete hizmetkâr olmaya geliyoruz dedik. Artık siyasetin amacı belli, kişilerin geleceğini garanti altına alma olmaktan çıktı. Değerleri olmayan, idealleri olmayan bir siyaset bizim kitabımızda yer bulamaz. AK Parti, hizmet siyasetinin yegâne adresidir. Biz insanı yücelt ki; devlet yücelsin diyerek yola çıktık. Devlet ile vatandaş arasındaki uçurumun büyümesine izin vermedik" dedi.
İSRAİL KADAR FİLİSTİN'İN
GÜVENLİĞİ DE ÖNEMLİ
Hükümetin dış politikadaki atılımlarına da dikkat çeken Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırısı sebebiyle İsrail'e gösterdiği tepkiyi hatırlatarak "Evrensel adalet ilkesinin, Gazze'den Afganistan'a tutarlı bir şekilde uygulanmasının mücadelesini veriyoruz. Gazze saldırısında dünya kamuoyunun dikkatlerini bu meseleye çektik. Bütün dünya gözlerinin önünde cereyan eden bu katliama karşı kör, sağır, dilsiz kesilirken, biz her platformda mertçe, dürüstçe karşı çıktık. Biz bugün de Gazze'ye yaralarının sarılması için verilen güvencelerin takipçisiyiz. Şarm el Şeyh'te yapılan toplantının neticesi ne oldu? Gazze'nin imarı için 4.5 milyar dolarlık teminatın üzerinden 6 ay geçti; ancak Gazze halkı çadırlarda yaşıyor. Şu anda Gazze'ye inşaat malzemelerinin girişine bile izin verilmiyor, bu mu insanlık? Kapılar açılmıyor, utanmasalar gıda ve ilaç girişine bile izin vermeyecekler. Filistin sorunu sadece bir tarafın talebi ile çözülemez. İsrail'in güvenliği kadar Filistinlilerin güvenliği de önemlidir. Bölge barışının önündeki engellerden biri olan Filistin sorunu, herkese adil şekilde davranılması halinde çözülür."
İSRAİL'İN NÜKLEER SİLAHLARI DA KONUŞULSUN
İran'ın nükleer enerji programına ilişkin tartışmalara da değinen Erdoğan, "Nükleer silahlar konusunda herkesi adil ve eşit davranmaya davet ediyoruz. Egemen güçlerin her ülkeye eşit mesafede olmalarını istiyoruz, adaletin gereği budur. Elbette İran'ın nükleer programını tartışalım; ancak gelin İsrail'in elindeki nükleer silahları da konuşalım. Gazze'ye atılan kitle imha silahlarını, fosfor bombalarını da konuşalım. Aksi takdirde dünya kamu vicdanı yara alacaktır." dedi.
KIBRIS'TA NEYİ SATTIK?
Hükümete ilişkin muhalefetin eleştirilerine de cevap veren Erdoğan, Hükümetin politikasının, "Kıbrıs'ı satıyorlar" diye eleştirildiğini hatırlatarak, "Kıbrıs Türkü'nün elde ettikleri eşit ortaklıktan vazgeçmeleri asla mümkün değildir. Çözümsüzlüğü çözüm gibi dayatanlara boyun eğmeyeceğiz. Birileri çıktı; 'Kıbrıs'ı satıyorlar' dedi. İnsaf sahibi olanlara sesleniyorum, Kıbrıs'ta satılan ne var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti daha ileri mi gitti, geri mi gitti?.. 7 yıl önce bizi topa tutanlar, bugün acaba 'haksızlık etmişiz' diyorlar mı? Hangi kronik sorunu gündeme getirsek 'ihanet' dediler" şeklinde konuştu.
ETNİK İFADELERLE ÜLKEYİ SİZ BÖLDÜNÜZ
Hükümetin demokratik açılım projesine yönelik hükümetin "bölücülük" eleştirilerine de sert cevap veren Erdoğan, "Türkiye'yi bölen asıl sizsiniz. Etnik ifadelerle yıllarca ülkeyi siz böldünüz. Biz herkesi 'yaratılanı yaratandan ötürü sevmek' anlayışıyla kucaklıyoruz, seviyoruz. Bizim üst kimliğimiz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır" dedi. Erdoğan, bu sözleri esnasında zılgıt çeken bir Diyarbakırlı AK Partili kadına seslenerek, "Diyarbakırlı bacım, böyle anlarsak zılgıt zenginleşir, anlam kazanır" diye konuştu. Demokratik açılım konusunda MHP'nin tavrını netleştirdiğini; ancak CHP'den yazılı bir cevap gelmediğini kaydeden Erdoğan, yazılı davet talep edeceğini, olumlu ya da olumsuz gelecek cevabın ardından yola devam edeceğini söyledi. Demokratik açılımı baltalamak için futbol maçlarının bile kullanılmak istendiğini ifade eden Erdoğan, "Bu hareketle atılan her gol kendi kalemize atılacak, bizi küme düşürecek, düşmanlığın, çatışmanın, ayrışmanın hanesine yazılacak. Gelin birlik ve beraberlik için gol atalım" dedi. ÇATIŞMAYA VE AYRIMCILIĞA YER YOK!
Bütün ülke insanlarına eşit mesafede olduklarının altını çizen Başbakan Erdoğan, "Kimsenin bu ülkede bir başkasını dışlamaya hakkı olamaz. Bu ülkenin hamurunda dışlamak yoktur. Bu ülkenin hamurunda ötekileştirmek yoktur. Geçmişte yanlışlarımız varsa, bunları bir tarafa koyalım. Bir milat, yeniden yola koyulalım" Bu topraklarda kimsenin bir başkasını ötekileştirmeye, dininden, mezhebinden, milliyetinden, etnik kimliğinden ötürü bir başkasını dışlamaya, hor görmeye hakkı olamaz" Bizim kitabımızda sınıf çatışmalarına yer yoktur. Bizim kitabımızda mezhep çatışmalarına yer yoktur. Bizim kitabımızda kavmiyetçi çatışmalara yer yoktur. Bizim kitabımızda memleketin bir bölgesini fazla, bir bölgesini eksik sevmek yazmaz" diye konuştu.
SAİD-İ NURSİ'SİZ TÜRKİYE MANEVİYATSIZ KALIR
AK Parti'nin etnik ayrımcılığa karşı olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bu ülkenin tarihinden Ahmet Yesevi'yi, Hacı Bektaş'ı, Pir Sultan'ı, Hacı Bayram Veli'yi çıkarmaya kalkarsanız, bu ülke öksüz kalır, yetim kalır, köksüz ve dayanıksız kalır. Cem Karaca bu ülkenin hasretini çektiği kadar, bu ülke de Cem Karaca'nın hasretini çekti. 'Hoşçakal iki gözüm' diyen Ahmet Kaya'ya vefa göstermeyen Türkiye'nin şarkıları eksik kalır... Seversiniz sevmezsiniz ancak Ahmet Hamdi'siz, Bitlisli Said-i Nursi'siz bir Türkiye'nin maneviyatı noksan kalır" dedi.

vakit