Davutoğlu: El Kaide'yi Desteklemiyoruz
Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'de El Kaide'yi desteklediği yönündeki iddiaların rejimin terörle mücadele ettiğini savunan kişilerin kara propagandası olduğunu söyledi
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'de El Kaide bağlantılı gruplara destek verdiği ve sınırları kullandırdığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Davutoğlu, Danimarkalı mevkidaşı Villy Sovndal ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Davutoğlu burada, bir Danimarkalı gazetecinin, Türkiye'nin Suriye muhalefetine verdiği aktif destekle ne hedeflediği ve bu desteğin uzun vadede olumsuz geri dönüşünün olup olmayacağına ilişkin sorusunu cevapladı. Gazetecinin, "Muhalefet derken, El-Kaide bağlantılı grupları da kastediyorum" ifadesini kullanması üzerine Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Söylediğinizi hemen düzeltmek ihtiyacı hissediyorum. Türkiye, hiçbir şekilde El-Kaide'yle bağlantılı herhangi bir gruba destek vermemiştir, sınırlarımızı kullanmalarına da izin vermemiştir. Bu söz konusu değil. Bu konuda bir kara propaganda yapmaya çalışanlar var. Böyle bir imaj oluşturarak, Suriye rejiminin teröre karşı mücadele ettiği kanaati uyandırmak suretiyle kendi baskılarına meşruiyet kazandırma çabası var. Ancak Türkiye, her zaman teröre karşı en kararlı mücadeleyi sürdüren ülkelerin başında gelmiştir ve bu konuda da hiç kimse Türkiye'yi zan altında bırakacak bir ifade kullanamaz."
"BUNLARI AYIRALIM VE BUNLARI SURİYE'DE KADERLERİNE TERK EDELİM" DİYEMEZSİNİZ
Davutoğlu, Türkiye'nin muhalefete verdiği desteğe ilişkin olarak, şunları kaydetti:
"Bu, komşu ülke olmanın kaderidir. Eğer bir kriz ülkesine komşuysanız ve insanlar akın akın size mülteci olarak geliyorlarsa o gelenlerin bir kısmı da siyasi mülteciyse yani siyasi açıdan rejime muhalefet unsurlarıysa siz 'Bunları ayıralım ve bunları Suriye'de kaderlerine terk edelim' diyemezsiniz. Eğer bunlardan bir kısmı, kendi halkına ateş emri verildiği için ateş etmekten kaçınıp sizin ülkenize sığınmışlarsa 'Sen askersin, Türkiye'ye sığınamazsın' diyemezsiniz. Bu BM'nin mülteciler hukukuna da aykırıdır."
Türkiye'nin bu konuda yalnız hareket etmediğini de vurgulayan Davutoğlu, Suriye Halkının Dostları Grubu'na 114 ülkenin üye olduğunu ve Suriye Ulusal Koalisyonu'nu Suriye halkının tek temsilcisi kabul eden BM Genel Kurulu kararına da 138 ülkenin onay verdiğini hatırlattı.
Koalisyona, AB ülkelerinin, ABD'nin, Arap ülkelerinin hemen hemen tümünün ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da destek verdiğini belirten Dışişleri Bakanı, "Biz 10 yıl sonra ülkemizin, kapısına gelen mültecileri, insafsız bir rejimin insafına terk edip katledilmesine sebep olan bir ülke olarak değil de demokratik hak ve özgürlükler için mücadelen eden bir halka sahip çıkan bir ülke olarak anılmak isteriz. Bu konuda da Suriye'ye verdiğimiz destek devam edecek" ifadesini kullandı.
"KİMYASAL SİLAHLARIN TASFİYESİ HEPİMİZİN DESTEĞİNİ ALMIŞTIR"
Ankara'yı ziyaret eden her mevkidaşına, "Suriye sorununu daha iyi anlamak ve bu sorunun insani boyutunu görmek istiyorsanız bir de mülteci kamplarını ziyaret edin" dediğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın bakan buradan Islahiye'deki kampa geçecek ve eminim orada gördüğü insanlık dramı konusunda dünyayı uyaracak, atılması gereken adımlar noktasında çağrıda bulunacaktır.
Son günlerde üzerinde sık sık durduğumuz gibi, Suriyelilerin dramını gözardı eden hiçbir girişim nihai kertede barış getirmez. Kimyasal silahların tasfiyesi hepimizin desteğini almıştır ama onların dışında silahlarla öldürülen insanların acısını anlamadan, o silahlardan kaçarak ülkelerimize gelen mültecilerin acısını paylaşmadan hiç kimse sorumluluk yerine getirdiği kanaatini taşımamalıdır. Mesele bu mültecilerin bir gün huzur içinde evlerine dönebileceği ortamın yaratılmasıdır. Onun için farkındalık çok önemli. Sayın bakana bu ziyareti gerçekleştirdiği için teşekkür ediyorum. Ümit ederim ki Suriye krizi uluslararası çabalarla en kısa zamanda çözülür ve bizim büyük bir onurla misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin evlerine dönme imkanları oluşur."
Danimarka'nın, başta Mısır olmak üzere, Ortadoğu'daki demokratikleşme çabalarına verdiği destek için de teşekkür eden Davutoğlu, Mısır'daki gelişmelere ilişkin duyduğu kaygı bağlamında Türkiye'ye en yakın tutum sergileyen ülkelerden birinin Danimarka olduğunun altını çizdi. Davutoğlu, "Biz Ortadoğu'daki bütün halkların Avrupa'da olduğu gibi en üst demokratik standartları hak ettiğine inanıyoruz ve ümit ederiz ki Ortadoğu'da da serbest ve şeffaf seçimlerin, insan hak ve özgürlüklerinin bütün kapsamıyla uygulandığı ve Ortadoğu ile Avrupa arasında gerçek bir kültürel köprünün oluştuğu günleri hep beraber görürüz" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN BÜYÜK BİR YÜK ALDIĞINI BİLİYORUZ VE BUNU TAKDİR EDİYORUZ"
Danimarka Dışişleri Bakanı Villy Sovndal da Türkiye ile birçok ortak gündemleri olduğunu belirtti. Danimarka'da 60 bin Türk vatandaşının yaşadığını ifade eden konuk dışişleri bakanı, çok sayıda Danimarka vatandaşının da tatil için her yıl Türkiye'ye geldiğini hatırlattı.
Suriye'deki gelişmelere de değinen Sovndal, 2,5 yıldır çok sayıda kişinin öldüğüne, evlerini terk ettiğine ve ülke içinde de pek çok insanın mülteci konumuna düştüğüne tanık olduklarını söyledi. Sovndal, "Bu konuda Türkiye'nin büyük bir yük aldığını biliyoruz ve bunu takdir ediyoruz" dedi. Danimarka'nın mülteciler konusunda hem Türkiye hem de diğer komşu ülkelere destek verdiğini de belirten Sovndal, sorunun siyasi şekilde çözüme kavuşturulmasını ümit ettiklerini belirtti.
Kıbrıs konusunun da görüşmede gündeme geldiğini kaydeden Villy Sovndal, "Tango yapmak için iki kişi gerekir, bir taraf bunu tek başına yapamaz. Ancak bu soruna bir şekilde çözüm bulunabilirse Türkiye'nin AB'ye yaklaşmak için daha büyük adımlar atmasını engelleyecek nedenler bulmanın da zorlaşacağına inanıyorum. Türkiye'nin adım atmamasının nedeni bu değil ancak bunun attığınız adımlar üzerinde yan etkisi oluyor" dedi.