Demirel: Seçim Tek Çare

Demirel: Seçim Tek Çare

Demirel, başörtüsü konusundaki gerekçeli karar ve AKP'nin kapatılması kararının açıklanmasından sonra ortalığın karışacağını söyledi. Demirel'in çözüm önerileri...

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, başörtüsü konusundaki gerekçeli kararın yayımlanması ve kapatma davasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararının çıkmasının ardından Türkiye'de yeni tartışmalar ve çalkantılar olacağı uyarısında bulundu. Demirel, "Türkiye düzlüğe çıkıncaya kadar seçime gitmeye mecbur. Türkiye'nin seçimden başka elinde çaresi yoktur. Çünkü, bir taraftan Cumhuriyetin temel niteliklerine yöneldiği iddia edilen tasarruflar vardır. Bu burada bitmez ve onun için bu bitinceye kadar, kaç tane seçim yapmak lazımsa, yapmak lazımdır" dedi.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, EkoEnerji Dergisi'nin bu ayki sayısında yer alan röportajında, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü ile ilgili red kararının ardından yaşanan gelişmeler ve AKP'ye açılan kapatma davasına değindi. Başörtüsü ve laiklik tartışmalarının 2007 yılının Nisan ayında önemli çalkantılara sebep olduğunu hatırlatan Demirel, ardından yüzde 47 oyla iktidara gelen AKP'nin, bu ortamda iktidarı taşıyıp taşıyamayacağına ilişkin şüpheler yarattığını söyledi. AKP'nin siyasi iktidarı kendisinin her şeyi yapabileceği anlamında aldığını ve Türkiye'nin bir kurumlar devleti olduğunu unuttuğunu vurgulayan Demirel, "Bu kurumların da Anayasa'da yer aldığını, milli iradenin kullanılışında rolleri olacağını, bunun Anayasa'da söylendiğini de unuttu. Kurumlar arasında bir ahenk arayacağı yerde, kurumlarla çatışmaya girdi. Üniversitelerle çatışmaya girdi. Yargı organlarıyla çatışmaya girdi. Zaman zaman başka kurumlarla çatışmaya girdi" dedi.

Böyle bir ortamda AKP'nin başörtüsüne üniversitelerde serbestlik getirmek için Anayasa'da değişikliğe gitmesini hata olarak değerlendiren Demirel şöyle konuştu:
"Siyasi iktidar, Meclis'te destek de bularak anayasa değişikliğini yaptı. Aslında yaptığı anayasa değişikliği, türban meselesini çözmeye yetmezdi, yani üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına yetmezdi. Bir de kanun çıkarması lazımdı. Bu kanunu çıkarsaydı, yine o kanun da Anayasa Mahkemesi'ne gidecekti.
Şimdi Türkiye aslında, yürütmenin bütün eylem ve işlemini yargı denetimine tabi tutmuş bir ülkedir. Ayrıca, bir anayasal denetimi de kabullenmiştir. 1961 Anayasası ile bir Anayasa Mahkemesi kurulmuş olup, Anayasa Mahkemesi anayasal denetim yapmaktadır. Bu anayasal denetimi yaparken, şekil bakımından mı bunu yapar, yoksa işin ruhuna iner mi meseleleri tartışma konusu olmuştur. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'da yapılmış bulunan değişiklikleri kabul etmemiştir. Bunun üzerine Türkiye'de büyük bir olay, çalkantı meydana gelmiştir. Gerekçenin ilanı beklenmeden, Anayasa Mahkemesi adeta topa tutulmuştur."

-"TARTIŞMALAR VE ÇALKANTILAR SEÇİME KADAR SÜRER"

Bir taraftan da AKP'ye karşı kapatma davası açıldığını ve bütün bu gelişmelerin iktidarın kaldıramayacağı kadar ağır konular olduğunu ifade eden Demirel, sözlerine şöyle devam etti:
"Siyasi iktidar Başsavcı'ya ve Anayasa Mahkemesi'ne çeşitli eleştirilerde ve ithamlarda bulunmuştur. Daha önce de söyledim, yargıya intikal etmiş bir konuyu tartışmak yerine, yargının alacağı kararı beklemek lazımdır. Zaten bütün bu tartışmalar yapıldı da ne oldu? Kapatma hadisesinde yine yargının alacağı karar bekleniyor. Anayasa değişikliği hadisesinde ise gerekçe bekleniyor. Gerekçe çıktıktan sonra ve bu kapatma hadisesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi kararı çıktıktan sonra, Türkiye'de yeni tartışmalar ve yeni çalkantılar olacaktır. Bu tartışmaların ve çalkantıların yeni bir seçime kadar meseleyi götürebileceğini tahmin ediyorum."

Anayasa Mahkemesi hangi kararı alırsa alsın, karara saygı duyulması ve tartışmaların sonlandırılması gerektiğini söyleyen Demirel, "Burada şu iddiada bulunmak, bu iddiada bulunmak bence Mahkeme'nin alacağı kararı küçültmez. Mahkeme hangi kararı alırsa, Türkiye o kararı kabullenmelidir. Bu konuşma ve tartışmayı da burada kesmelidir. Sonra da onun icabına göre hareket etmelidir. Dünyanın sonu değildir. Hangi şekli olursa, siyaset çare bulmaya müsaittir" dedi.
Demirel, Seçim Yasası değiştirilmeden, siyasi partiler yelpazesine yeni partiler katılmadan gidilecek bir seçimin, Türkiye'yi düzlüğe çıkarıp çıkaramayacağına ilişkin bir soruya ise şöyle yanıt verdi:
"Türkiye düzlüğe çıkıncaya kadar seçime gitmeye mecbur. Siyasi Partiler Yasası değiştirilebilirse mesele yok. Değiştirilmezse de bu bunalım değildir, Türkiye'nin seçimden başka elinde çaresi yoktur. Çünkü, bir taraftan Cumhuriyetin temel niteliklerine yöneldiği iddia edilen tasarruflar vardır. Bu burada bitmez ve onun için bu bitinceye kadar, kaç tane seçim yapmak lazımsa, yapmak lazımdır."
Siyasi Partiler Yasası'nın değişmesi durumunda, yeni siyasi oluşumların ortaya çıkabileceğini ancak halkın şuan böyle bir talebinin olmadığını söyleyen Demirel, "Çünkü, halen bir siyasi parti var ve iktidarda. Her gün sabahtan akşama kadar beyanatlarını dinliyorsunuz. Henüz olan bir şey yok. Ama kapatma kararı alınırsa veya devam kararı alınırsa, şekil değişir" diye konuştu.