Artık bütün zikzaklarına alışmış olduğumuz Süleyman Demirel şimdilerde ulusalcılıktan demokratlığa geçiş yapmaya karar vermiş gibi gözüküyor.

Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin açılış törenindeki konuşmasında demokrasi çağrısı yapan, sorunların demokrasi çerçevesinde çözülmesini isteyen Demirel'in böyle konuşmasına hangi rüzgarın sebep olduğuysa tam bir muamma" Fakat gündemi çok iyi yakaladığını ve hiçbir 'rüzgarı' kaçırmadığını çok iyi bildiğimiz Demirel'in böylesi bir çıkış yapmasını bir bakıma Türkiye için müstakbel bir demokrasinin habercisi olarak okumak da gayet mümkün. Başka bir ifadeyle, Türkiye bürokratik despotizmden kurtulacak gibi görünüyor ve bu da Demirel'in gözünden kaçmıyor.

Aslında Demirel'in bugünkü hal-i pür melali yarın (şimdiye kadar Demirel'in yakınlaşmaya çalıştığı) pek çok siyasetçinin ve entelektüelin kendilerini ansızın içinde buluverecekleri durumu da haber veriyor. Zira yarın bu ülkede hakiki bir demokrasi teşekkül ettiği zaman, belli çıkarları uğruna anti-demokratik bir siyaseti müdafaa edenler için asıl çıkar yol demokrasi haline gelecektir.

Bu noktada toplumsal hafızanın ne denli önemli olduğunun altını çizmek gerekir. Demirel bir kez daha bizlere yaşanan hataları bu hataların bir daha tekrar etmemesi için katiyen unutmamamız gerektiğini hatırlatmış oldu"

Yaptığı konuşmada bilhassa halka elitist bir gözlükle, küçümseyici bir tavırla bakmanın son kertede sistemi çökerteceğini de belirtmeden geçemeyen 'eski' ulusalcı, bir tarafıyla demokrasi karşısında kurulacak argümanların iflas ettiğinin de delilidir. Ama unutmamak gerekir ki bu memlekette bir türlü iflas etmeyen şey Demirel çizgisinin –pardon zikzaklarının- ta kendisidir.



iyibilgi