"Demokrasi sizi iktidara getirdiğinde demokratsınız."
Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesinden Saad Bin Tufle'nin fazlaca demokrat yazısı....
Belki de aydınların en fazla tartıştığı konu, özgürlük, demokrasi ve bu ikisinin dinle ilişkisidir. Liberal düşünenler, İslamcıların demokrasiyi iktidara gelmek ve kendilerinden farklı düşünen herkesten kurtulmak için kullandığını ifade edip, gerçekçi örnekler veriyorlar: 'Afganistan'da Taliban rejimini kurup, size aykırı olan herkesi yok ettiniz, müttefiklerinizi bile darağacına gönderdiniz. Sudan'da iktidara gelip darbe yaptınız ve İslami Cephe'nin ruhani lideri Hasan Turabi'yi hapse attınız. İran'da ipleri elinize alınca halka çok sıkı davrandınız, dünün dostlarını tasfiye ettiniz. Devrim lideri Humeyni'nin yardımcısı Ayetullah Muntazari bile elinizden kurtulamadı.
Filistin'de sandık yoluyla iktidara gelip Gazze'de fitne ve ölüm yaydınız. Bugün sizin harika politikalarınız yüzünden Filistinliler kuşatma altında. Lübnan'da, demokrasi Hizbullah'a vekillik ve bakanlık verdi ama örgüt bununla yetinmedi, her şeyi istedi. Bugün Lübnan sizin yüzünüzden bozguna uğradı. Irak'ta da iktidar oldunuz, ölüm ve karmaşa yayıyorsunuz. Bunun nedeni iğrenç mezhep ayrımcılığınız. Iraklılar sizi iktidara getiren demokrasiye sövüyor'.
İslamcılar bu suçlamaları yalanlıyor ama ötekini kabul edip iktidarı paylaşmaya hazır olduklarına dair bir kanıt sunmuyor. Kendilerini rakiplerine saldırarak savunuyorlar: 'Aksine siz ötekini kabul etmiyorsunuz. Irak ve Suriye'ye hükmederken tekelleştiniz. Yemen'de birbirinizi kestiniz. Cezayir'de iktidara İslamcıları getiren demokrasiyi devirdiniz. Irak'ta sizin gibiler, başbakanlığa Maliki'yi getiren insanların tercihine karşı çıktı. Sizler, demokrasi sizi iktidara getirdiğinde demokratsınız. Sizden başkasını getirirse sistemi reddediyorsunuz'.
Aydınlar şöyle yanıt veriyor: 'Biz hiçbir yerde iktidara gelmedik. Bunlar askeri diktatörlük örneğinden başka şey değil'. Dincilerse demokrasinin Avrupa'daki Hıristiyan Demokratlar gibi partileri kabul ettiğini belirterek, 'Siz neden örneğin Mısır'da İslamcı bir partiyi kabul etmiyorsunuz' diye soruyor. Rakipleriyse, 'Hıristiyan Demokratlar, iktidarı başka partiyle değişmeyi kabul ederken siz demokrasinin nihai seçiminiz olduğunu söylemediniz' diyor. Birçok sorun ancak bu tartışmanın sonuçlanmasıyla çözülecek.
Filistin'de sandık yoluyla iktidara gelip Gazze'de fitne ve ölüm yaydınız. Bugün sizin harika politikalarınız yüzünden Filistinliler kuşatma altında. Lübnan'da, demokrasi Hizbullah'a vekillik ve bakanlık verdi ama örgüt bununla yetinmedi, her şeyi istedi. Bugün Lübnan sizin yüzünüzden bozguna uğradı. Irak'ta da iktidar oldunuz, ölüm ve karmaşa yayıyorsunuz. Bunun nedeni iğrenç mezhep ayrımcılığınız. Iraklılar sizi iktidara getiren demokrasiye sövüyor'.
İslamcılar bu suçlamaları yalanlıyor ama ötekini kabul edip iktidarı paylaşmaya hazır olduklarına dair bir kanıt sunmuyor. Kendilerini rakiplerine saldırarak savunuyorlar: 'Aksine siz ötekini kabul etmiyorsunuz. Irak ve Suriye'ye hükmederken tekelleştiniz. Yemen'de birbirinizi kestiniz. Cezayir'de iktidara İslamcıları getiren demokrasiyi devirdiniz. Irak'ta sizin gibiler, başbakanlığa Maliki'yi getiren insanların tercihine karşı çıktı. Sizler, demokrasi sizi iktidara getirdiğinde demokratsınız. Sizden başkasını getirirse sistemi reddediyorsunuz'.
Aydınlar şöyle yanıt veriyor: 'Biz hiçbir yerde iktidara gelmedik. Bunlar askeri diktatörlük örneğinden başka şey değil'. Dincilerse demokrasinin Avrupa'daki Hıristiyan Demokratlar gibi partileri kabul ettiğini belirterek, 'Siz neden örneğin Mısır'da İslamcı bir partiyi kabul etmiyorsunuz' diye soruyor. Rakipleriyse, 'Hıristiyan Demokratlar, iktidarı başka partiyle değişmeyi kabul ederken siz demokrasinin nihai seçiminiz olduğunu söylemediniz' diyor. Birçok sorun ancak bu tartışmanın sonuçlanmasıyla çözülecek.
