Din Dersinde Almanya Örneği
Her dini cemaat kendi dini eğitimini organize etme hakkına sahiptir.
Merdan Güneş, Pakistan'da üniversiteyi bitirdi, master çalışmasını tamamladı, Türkiye'de M.Ü. Soyal Bilimler Enstitüsü'nde doktora imtihanını kazandı, doktora çalışmasını yaparken YÖK, hukuka aykırı bir kararla İslam ülkelerinden alınmış lisans diplomalarının denkliğini iptal etti, hadi bunu yaptı, ama bununla kalmadı, Türkiye'de denkliğin kabul edildiği dönemde imtihan kazanarak doktora yapmakta olanların da bu haklarını ellerinden aldığı için Merdan da da açıkta kaldı. Zalimler bir kapı kapatırsa Allah bin kapı açabilir. Merdan için de böyle oldu, şimdi Almanya'da doktorasını tamamlamak üzere. Bir yandan da İslâmi hizmet yapıyor. Kendisine -din dersinin normal program içinde yer aldığını bildiğim Almanya'da- İslam din dersleri uygulamasını sordum. Bana yazdığı bilgiyi iki yazıda sizlerle paylaşacağım.
"Rheinland-Pfalz eyaleti, Ludwigshafen şehrine bağli Pfingstweide beldesinde bir ilkokulda 2003'de başlayan islam din dersi projesi devam ediyor. Proje Kültür Eğitim Bakanlığı'nın resmi projesi olarak bakanlar kurulu tarafından 2004 yılında onaylanarak hayata geçirildi. Projenin başlaması bu beldedeki Müslüman Kadınlar Derneği'nin İslam-Hristiyan diyalog çalışma grubuyla birlikte başlattıkları ufak bir adım neticesinde bugünkü halini almıştır. Kısaca Müslüman aileler çocuklarının kendi dinlerini ve kimliklerini öğrenme imkanından mahrum olduklarını bu diyalog çalışmalarında gündeme getirmişler ve Gerold Bläse adındaki çok faal emekli bir mühendisin de yardımlarıyla orada bulunan ilkokul yönetimi ile ilişkiye geçilmiş. Başlangıçta sadece okulun yer imkanlarından faydalanmak düşünülürken, okul müdürünün de teklife sıcak bakması ve eğer Almanca ders verebilecek birini bakanlık da onayladığı takdirde, okulda böyle bir dersin verilebileceğini ifade etmiştir. Bunun üzerine bakanlıkla ilişkiye geçilerek, ders şahsıma teklif edildi. Teklifi kabul etmem üzerine bakanlıkta bir tanışma görüşmesi neticesinde bu işin olabileceği bakan müsteşarı Bayan Anne Kleinschnieder tarafından bildirildi. Ben de, ülkemle karşı karşıya gelmemek, Türkçe dil eğitimi aleyhine olmamak ve içerik olarak din dersine müdahale edilmemek şartlarıyla bu projede birlikte çalışmayı kabul ettim.
"Projenin hayata geçirilebilmesi için öncelikle bir ders planının geliştirilmesi gerekti. Şahsıma tevdi edilen İslam din dersi ile alakalı bir taslak sundum. Bugüne kadar yapılmış diğer plan ve taslaklardan da faydalanarak bir yıl içerisinde bu çalışma tamamlandı. Benim, okul müdürünün, adı geçen müsteşarın ve diğer bir eğitim bilimcinin içerisinde olduğu 4 kişilik bir komisyonda taslak son halini aldı. Bakanlar kurulunun onayı ile 2004-2005 yılında dört yıllık İslam din dersi pilot proje olarak başlatıldı. Bu arada benim 2003-2004 yılında projenin uygulanacağı ilk okulda staj yapmam öngörüldü. Ayrıca iki yıl süren başka bir eğitim sürecinden geçmem gerekti. Bu sadece benimle değil, her öğretmen adayıyla alakalı bir eğitim programı.
Hukuki duruma gelince:
Din dersleri anayasayla korunmuş bir haktır.
Her dini cemaat kendi dini eğitimini organize etme hakkına sahiptir.
Ama bu hakkı bir dini cemaatin kullanabilmesi için, o cemaatin resmen devlet tarafından dini cemaat olarak tanınması şarttır.
Eğitim meselesi federal hükümetin değil, eyaletlerin yetki ve sorumluluğundadır.
Dolayısıyla İslam din dersi anayasal bir hak olmakla birlikte, resmen tanınmış bütün Müslümanları temsil eden dini bir kuruluş olmadığı gerekçesiyle halen tam hayata geçirilememiştir. En büyük engel olarak bu durum öne sürülmektedir. DİTİB (Diyanete Bağlı Türk-İslam Birliği) en büyük sivil örgüt olmakla birlikte bu şartları haiz olmadığı gerekçesiyle bu yetki henüz verilmemiştir. DİTİB diğer büyük İslamî cemaatleri de kuşatacak çatı bir üst organizasyonla bu problemi aşma gayreti içerisinde çok ciddi bir adım atmıştır.
Yeni anayasa hazırlanırken nasıl yer alacağı konusunda hararetli tartışmalar cereyan eden “din dersleri” demokrat Batı ülkelerinde farklı şekillerde de olsa okullarda vardır. Bu konuda yapılmış birçok araştırma ve yayımlanmış onlarca kitap da mevcuttur. Benim Almanya örneğini seçmemin sebebi, şu andaki uygulamanın içinde bulunan bir kaynağa dayanmasıdır.
Kaynak Merdan Güneş açıklamalarına şöyle devam ediyor:
“Şu andaki reel durum:
- İslam din dersi, farklı eyaletlerde farklı şekillerde pilot proje olarak uygulanmaktadır.
-Bazı eyaletlerde din kültürü şeklinde verilirken, Rheinland-Pfalz ve Baden-Würrtenberg gibi eyaletlerde İslam din dersinde sadece teorik bilgi değil, pratik uygulama da öğretilmektedir. Namaz hakkında bilgi verilmekle kalmayıp, namazda okunacak dualar öğretilip bizatihi çocuklara tatbik ettirilmektedir.
-Rheinland-Pfaz islam din dersi projesi, diğer Katolik ve Protestan din derslerine paralel aynı statüde yürütülmektedir. İlkokul süresi dört yıldır ve proje tüm sınıflarda uygulanmaktadır, yani 1-4 kadar. Başlangıçtan beri %95 üzerinde katılım gerçekleşmiştir. İlk İslam din dersi projesi olması hasebiyle görsel ve yazılı Alman ve Türk basınında geniş yankı uyandırmıştır.
-Bütün Müslüman veliler ve öğrenciler tarafından memnuniyetle desteklenen proje, okul idaresi ve öğretmenleri ve tüm diğer (Alman) veliler tarafından da bu güne kadar takdir ile desteklenmiştir. Müslüman çocukların bu din dersi ile okula ve derslere adaptasyonu sağlanmış, daha başarılı oldukları gözlemlenmiştir. Bu eğitim döneminde orta okul için bir din dersi program taslağı tarafımdan geliştirilmekte olup, 20 Ekim'den itibaren 5. sınıflarda da din dersine inşaallah başlayacağız.
Din dersi programının içeriği:
İlkokul çocuklarının ihtiyacı olan en temel dini bilgiler verilmeye özen gösterilmiştir. Özellikle Allah, Peygamber, inançla ilgili konuların çocukların anlayacağı bir metod ve yöntem içerisinde uygulanması esas alınmıştır. Çok bilgi aktarmak yerine çocukların dini duygularını geliştirmeye, dinlerini sevdirmeye, Müslüman olmalarının kimlik olarak gurur duyacakları bir durum olduğu işlenmeye çalışılmıştır.
Tüm program beş temel soru altında oluşturulmuştur. Bu sorular:
1.Ben kimim (Kimlik)? İnsan ve Müslüman olduğumuz özellikle vurgulanmakta, günlük hayatta kullandığımız dini terimler ve haller ışlenmektedir (Besmele, Selamlaşma, Salvele, Hamdele, Tekbir, Tevhid).
2.Nereden geliyorum? Yaratıcı'nın kim olduğu, özellikleri, Kur'an ve Sünnet çerçevesinde işlenmektedir. İlk insan Adem-Havva'nın yaratılışı anlatılmaktadır.
3.Niye yaratıldık? Yaratılış sebep ve hikmeti? İmanın şartları vb.
4.Nasıl yaşamamız lazım? İyi bir inançlı insan olmanın yolları. İslam'ın ahlak öğretisi.
5.Nereye gidiyoruz? Ölüm ve sonrası?
İlkokulu bitiren bir çocuğun neye ve niye inandığını bilmesi ve bilgilerini günlük hayatta nasıl uygulayacağını öğrenmesi temel hedefimiz. Korkutarak değil, sevdirerek öğretmek temel prensibimiz. Yaşadığı toplumun dini ve ahlaki toplumsal değerlerinden haberdar olurken, kendi inancı ve değerlerini böyle bir toplumda yaşamanın yollarını öğretmeye, hissettirmeye çalışıyoruz.
İslam din dersi isteğe bağlı. Kayıt esnasında bilgi veriliyor ve isteyen aile katılmak istediğine dair verilen bir formu imzalayıp geri okula veriyor. Dolayısıyla isteyen, hazır (matbu) dilekçeyi imzalıyor.
Din dersine katılmayan çocuklar ahlak dersine katılmak zorundalar. Bu derste, genel ahlaki değerler verilmeye çalışılıyor.
Din dersi notu diğer Almanca, matematik dersi gibi ortalamayı etkiliyor; yani karne başarı notuna direk etki yapıyor.”
“Türkiye'de nasıl olmalı?” sorusunun cevabını Pazar yazısında vermeye çalışacağım.