"Dindar Türkiye" NATO Üsleri, Kapitalizm ve Neoliberal Diktatörlük Zıtlığı

"Dindar Türkiye" NATO Üsleri, Kapitalizm ve Neoliberal Diktatörlük Zıtlığı

Müslümanların zaman içerisinde alışkanlıklarını din haline getirdiğini ifade eden Müftüoğlu...

Şanlıurfa'da bilgiyi İslamileştiren âlim olarak bilinen İsmail Raci El Faruki'yi anma ve anlama programı düzenledi. İsmail Raci'nin fikirlerinin ve mücadelesinin anlatıldığı programda, katılımcılara İsmail Raci'nin Kürtçeye çevrilen 'Çira İslam'(Niçin İslam) kitabı hediye edildi.

Milli Eğitim Konferans Salonunda düzenlenen programa Uluslararası İslam Düşüncesi Enstitüsü Londra Direktörü Enes Şeyh Ali, Hewlêr Selahattin Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Osman Ali ile Yazar Atasoy Müftüoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Programda İsmail Raci'nin geçmiş ile avunup duran bir olmak  yerine yaşadığı günü sorgulayan, modern ilme İslami perspektiften bakarak bilgiyi (ilmi) İslamileştiren entellektüel devrimci bir aydın olduğu vurgulandı.

Tarihi İslam'ın perspektifiyle okumanın önemine değinen Osman Ali, birçok Kürt aydının dış etkenlerin etkisinde kalarak Kürtlerin tarihini İslam'dan önceki tarihe dayandırmaya çalıştığını belirterek bununla Kürtlerin İslam ile bağlarının koparılmaya çalışıldığını söyledi.

Günümüzde gelenek ve göreneklerin İslam'ın yerine geçirilmesini eleştiren Müftüoğlu ise, "İslam dinini sadece ve sadece bir folklara, bir kültüre dönüştürerek tevhitten uzaklaştırdık. Tevhidin sınırları dışına çıkarılan din sadece bir maneviyat dinine dönüştürüldü. Biz bugün seküler bir dindarlığı, mistik bir dindarlığı, halk dindarlığını temsil ediyoruz. Bütünüyle İslam’ı temsil ediyoruz diyemeyiz. Biz seküler dünyanın hayat şeklini ve gündemini ithal ediyoruz. Siyasete, ekonomiye ve hayata seküler dünyanın sınırı içinde kalarak bakıyoruz. işte burada İsmail Raci'yi anlama ve  okuma zamanı gelmiştir."diye konuştu.

İsmail Raci'nin zihinsel sömürüyle mücadele eden entelektüel bir devrimci olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, "Çünkü modern sömürgeciler önce bizim zihinlerimizi sömürgeleştirerek bize seküler bir hayat dayattılar. İşte seküler ve maneviyata dönüştürülmüş bir dinin geleneksel hurafeleriyle hesaplaşarak bilimin İslamileştirilmesi projesini tarihte ilk defa İsmail Raci yapmıştır. Bundan dolayı İsmail Raci, bu zihinsel sömürüyle mücadele eden entelektüel bir devrimcidir. İmam Humeyni siyasi bir devrimci,  İsmail Raci ise entellektüel bir devrimcidir." dedi.

Müslümanların zaman içerisinde alışkanlıklarını din haline getirdiğini ifade eden Müftüoğlu şöyle devam etti:" Müslümanlar olarak; gelenekçiliği, görenekçiliği, tarihçiliği, ulusçuluğu, milliyetçiliği, ulus devletçiliği dinin yerine koyduk. Ulus devlet anlayışı bir tarihsel sapkınlıktır. Eğer ülkemizde ulus devlet anlayışı olmasaydı bu gün Kürt sorunu diye bir şey olmazdı. Ulus devletini ayakta tutan maalesef camilerimiz olmuştur. Bu gün camilerimiz ümmetçi düşünce yerine ulus devleti savunuyor. Çünkü onlar ulus devlete inanmayı Allah'ın muazzam dini İslam’a inanmaktan daha önemli görüyorlar."

Türkiye'nin birçok zıtlıkları bir arada barındırdığına dikkat çeken Müftüoğlu birbirine zıt olan şeylerin bir arada olmasının mümkün olmadığını söyledi.

Müftüoğlu sonra, "Bugün Türkiye'de Amerika üslerine, Nato'ya, patrioit füzelerine, kapitalizme, neoliberalizme ve neoliberal dikatatörlüğe ev sahipliği yapıyor. Ama aynı şekilde dindar olduğunu da söylüyor. Bu zıtlıklar bir arada olamaz. Neoliberalizmin olduğu yerde her şey mübahtır. Bu gün toplumumuzda maalesef her şey mübah olmuş ve bizler buna katlanıyoruz. Çünkü bizi geleneksel bir dinle avutuyorlar. Gelenekçi ve modern uyuşturucularala bizi uyutuyorlar. İşte tüm bunları sorgulamanın ve yeni bir çıkış yolu aramanın yolu İsmail Raci'den geçiyor." İfadelerine yer verdi.


İLKHA