- 'Tatil enflasyonu’na da bir çare bulunmalı:Bayramlar bir çetin imtihanın, bir savaşın kazanılmasının sevincinin paylaşılması içindir. Sahi, Ramazan, Hacc ve Kurban ibadetinde asıl hedefe ulaşmak açısından zaferler kazandığımızı söyleyebilir miyiz Müslümanlar olarak ki, böyle bayramlara şevkle, heyecanla sarılıyoruz? O çetin ‘tezkiye-i nefs’ mücadelesinden haberi bile olmayanların, bayrama gelince, hem de asıl mânâya ihanet edercesine çılgın kutlamalara yönelmeleri de bir ayrı konu..

Türkiye’deki Ramazan Bayramı için 3, Kurban Bayramı için 4 günlük tatil uygulaması, Müslüman coğrafyalarının çoğunda 1-2 günle sınırlı.. Esasen şer’î bir gerekliliği de yok.. Ama bu tatillerin, önünde veya sonundaki tatil günlerinin de eklenmesiyle bir haftayı rahatlıkla bulduğu-aştığı bilinmektedir. Elbette sosyal maslahat açısından bu gibi kararlar alınabilir yönetimlerce..

Bu seneki Kurban Bayramı’nın kesintisiz 10 gün tatil yolu açması, -ekonomiye canlılık vermek gibi- belki bir takım faydaları elbette hesaplanmıştır, ama bu 10 günün sosyal yapıda getirdiklerinin- götürdüklerinin ne gibi objektif ölçütleri vardır?

***

Daha çok çalışılmasının gerekli olduğu ve Japonya gibi ülkelerde hattâ haftalık iş saatinin bir saat azaltılması kararına işçi sendikalarının bile karşı çıkarak ‘işkolik’  bir tavır sergilemeleri öğretici olmalı değil midir?

Milyarlarca iş saatinin böylesine heder edilmesi, gerçekten de yazık.. Hele de bu bayram tatilleri, aile efradının yılda bir-iki kez bir araya gelmesi için bir fırsat olarak kullanılması yerine, aile bağlarının daha bir kopmasına ve tatil bölgelerinde ailelerden tamamen kopuk bir şekilde harcanmasına vesile oluyorsa..

- Nükleer silah oyuncakçılarının çılgınlığı:Kuzey Kore’nin, Avrupa’daki tahsil yıllardan beri kafasını silah oyunlarıyla bozan genç lideri, aç ülkesinin perişanlığını giderecek tedbirler düşünmek yerine, hidrojen bombası denemesi yapıyor ve USA emperyalizminin başındaki, ‘Trump’ denilen çılgını kendisine saldırtmak için tahrik ediyor.

Hiroşima’da kullanılan atom bombasından 3 bin 500 misli daha güçlü olduğu söylenen bu hidrojen bombası’nın denenmesi sırasında, o bölgede bir de -Richter ölçeğine göre- 6.5 şiddetinde bir deprem meydana gelmesi dünyayı daha bir korkuttu. Dahası, bu bombanın balistik füzelerle Amerika’ya bile fırlatılacak şekilde geliştirildiği iddiası Amerikalıları da ciddî olarak düşündürmeye başlamış bulunuyor. Çünkü, o füzelerin havada vurulması ihtimali bile tehlikesinin bertaraf etmiyormuş.. 

Trump ise, K. Kore’nin komşusu ve tehdit altında olan Güney Kore, Japonya ve Taiwan gibi ülkelere yüz milyarlarca dolarlık silahlar satıyor.

Kuzey Kore’nin hep yanında olan Çin ve Rusya, Amerika’nın K. Kore’ye saldırması ihtimalini bertaraf etmek için, Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılmasını istiyor. Ama, bunu isteyen her iki ülke de aynaya bakmak istemiyorlar.

- Sionist rejim medyasının iddiası: İsrail savaşa hazırlanıyor:İsrail rejiminin etkili gazetelerindenYedioth Ahronoth, 4 Eylûl günü,‘İsrail ordusunun, son 20 yılın en büyük askeri tatbikatına hazırlandığını ve Güney Lübnan’da Hizbullah örgütüne karşı büyük bir saldırının hazırlığında olduğu’nu yazdı.

2006 yılında İsrail rejiminin Lübnan’a saldırı sırasında 34 gün süren savaşta Hizbull.. örgütünün İsrail rejimi güçlerine beklemediği ağır darbeler vurması, bütün Müslüman coğrafyalarında büyük takdir toplamıştı. Ancak, İran’daki Velayet-i Faqih makamından aldıkları emirle hareket ettiklerini açıklayan ve 2011 Yazı’nda Suriye’de başlayan kitlevî ayaklanmaları silah zoruyla, bombardımanlarla bastırmaya kalkışmasında, Beşşar Esed rejiminin yanında yer alıp kan dökmeye koşan ve ‘Biz olmasaydık, Esed rejimi iki günde çökerdi..’  açıklamalarıyla rolünü açıkça ortaya koyan aynı Hizbull.. Örgütünün Müslüman kamuoyundaki itibarını, psikolojik desteğini ve askerî gücünü büyük çapta zayıflattığını düşünen İsrail rejiminin bu fırsatı değerlendirmek istemesine şaşılmamalıdır.

stargazete