Dünyanın Düzenini Bozan İki Şer

Dünyanın Düzenini Bozan İki Şer

2007, insan hakları açısından en kötü yıl oldu. İşkence üssü Guantanamo ABD’nin gerçek yüzü Terörizm, şiddet, yoksulluk, insan ticareti, işkence ve dışlama...

İnsan onurunun dokunulmazlığına, birçok ülkede, 2007 yılında da saygı gösterilmedi. İnsan haklarına saygı göstermeyen ülkelerin başında ABD ve beslemesi terör devleti İsrail geliyor. ABD’nin Afganistan ve Irak’ı işgal etmesinden sonra bu iki ülkedeki işkence ve katliamlar büyük boyutlara ulaştı. Çok sayıda sivil işkence ve bombardımanda hayatını kaybederken, işgal güçleriyle işbirliği yapmayanlar zorba yollarla gözaltına alınıp hapishanelere tıkıldı. ABD’nin; 11 Eyül saldırılarını bahane ederek Afganistan ve Irak’ta gözaltına aldığı çok sayıda kişiyi CIAuçaklarıyla insanlık dışı işkencelerin uygulandığı Guantanamo askeri üssüne tıkması ise 2007’nin en çok tepki çeken olaylarının başında geldi. ABD beslemesi, terör devleti İsrail’in özellikle Gazze’nin Hamas’ın kontrolüne geçmesinden sonra Filistinlilere uyguladığı ekonomik ambargo ve de katliam saldırıları hız kesmeden sürerken, dünya kamuoyunun olaylara sessiz kalması ise manidar karşılandı. İşgal altındaki Çeçenistan’da Rusların, sivil halka karşı yaptığı zulüm ve yıldırma politikası da 2007’nin en çok konuşulan konularının başında geldi.

2007’DE ÖNE ÇIKAN OLAYLAR
“Karanlık, tek kişilik hücrelerdeydik. Kimsenin bizimle konuşmasına, bizi görmesine izin verilmiyordu. Hücreye konulmadan önce bir polis aracında tutulduk. 36 saat, 48 saat... Tuvalete gitmemize bile izin vermediler.”
Avukat Ramazan Chaudry, Afganistan’da tutuklanmasını böyle anlatıyor. Chaudry, ABDkuklası Devlet Başkanı Pervez Müşerref Kasım ayı başında olağanüstü hal ilan ettiğinde tutuklanan, aralarında birçok gazeteci ve hukukçunun da bulunduğu muhaliflerden biriydi. Uluslararası Af Örgütü’nün Almanya Şube Başkanı Barbara Lochbihler, “Pakistan’ı korumak bahanesiyle başvurulan önlemler, temel insan haklarını ihlal etmekte” diyor.

AFGANISTAN’DA KARZAI YÖNETIMI IŞKENCEYE ORTAK
İnsan hakları ihlalleri Pakistan’a komşu Afganistan’da da 2007 yılı boyunca sürdü. Afganistan, çatışma ve sonbaharda yine cezaevlerinde işkence yapıldığı haberleriyle sık sık gündeme geldi. Uluslararası Af Örgütü, Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü ISAF’ı, tutukladığı kişileri Afgan mercilerine teslim ederek, işkence ve kötü muameleye suç ortağı olmakla suçluyor. ISAF Komutanı General Egon Ramms ise, bu suçlamayı şöyle cevaplıyor: “Afganistan’daki cezaevlerinde zaman zaman uluslararası devletler hukukuna, insan hukukuna aykırı olan ve bizim zihniyetimizle bağdaşmayan münferit olaylardan haberdarız.”

CIA UÇAKLARI TUTUKLU KAÇIRDI
2007 yılında Almanya, Avrupa ve ABD’de terörle mücadele politikası, büyük bir leke ile meşgul oldu: Guantanamo ve CIA uçaklarının gizli uçuşlarla, işkence yasağına uymayan ülkelere tutukluları götürmesi. Berlin’deki Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Wolfgang Heinz bunun birçok ülkede insan hakları tartışmalarını etkilediğini belirtiyor: “Kanımca, 2001, 2002 yıllarından sonra insan hakları konusu, işkence yasağı gibi hiçbir şart altında sınırlanmaması gereken temel insan hakları, her yerde sürekli yinelenen terörizme karşı mücadele açıklamalarının gölgesinde kalarak, öneminden çok şey kaybetti.”
İnsan hakları dernekleri ve birçok politikacının kapatılması için yaptıkları tüm çağrılara rağmen, Guantanamo’da hâlâ tahminen 350 tutuklu bulunuyor.

İŞKENCE ÜSSÜ GUANTANAMO
Çalışmalarının ağırlık noktası Amerikan Anayasası ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olan, “Center for Constitutional Rights” adlı Amerikan sivil toplum örgütü, Guantanamo Tutuklu Kampı’nın 2002 yılında kurulmasından bu yana, tutuklulara hukuki destek vermeye çalışıyor. Örgütün Başkanı Michael Ratner, “Aradan 6 yıl geçti ve hâlâ tek bir tutuklu bile, normal bir Amerikan mahkemesinde adil bir davaya çıkarılmadı. Eski Yunan efsanesinde, kayayı bir tepeye doğru iten, tepeye tam ulaşmışken yeniden aşağı yuvarlanan kayayı durup dinlemeden yine tepeye ulaştırmaya çalışan Sisifos gibi hissediyorum kendimi.”
Amerikan Yüksek Mahkemesi yargıçları şimdiye dek iki defa Bush yönetimini haksız bularak, terör zanlılarının da Amerikan Anayasası nezdinde korunduğu hükmüne vardılar. Şimdi Yüksek Mahkeme gelecek aylar içinde, Guantanamo tutuklularının sivil mahkemelere başvurarak, kampa kapatılmalarının meşruiyetini araştırtmak hakkına sahip olup olmadıkları sorusuna cevap verecek. Uluslararası Af Örgütü, CIA’nın tutukluları gizli cezaevlerine götürmek amacıyla yaptığı gizli uçuşlar bağlamında, Avrupa hükümetlerini de hukuk devleti ilkelerini ve devletler hukukunu çiğnemekle suçluyor.

MURAT KURNAZ’N SERBEST BIRAKILMASI
Almanya hükümeti, 4,5 yıl Guantanamo Kampı’nda tutuklu bulunan Murat Kurnaz’ın serbest bırakılması için hiçbir girişimde bulunmamakla suçlanıyor. Murat Kurnaz olayı şimdi Federal Meclis’in, Alman İstihbarat Servisi Araştırma Komisyonu’nda inceleniyor. Bir diğer Araştırma Komisyonu ise, CIA’nin Almanya üzerinden de yaptığı gizli uçuşlarda, Berlin hükümetinin reddetmesine rağmen, Alman ve Amerikan mercileri arasındaki işbirliğini araştırıyor.

İKI OLUMLU GELIŞME
Birleşmiş Milletler düzeyinde de bu yıl en azından iki olumlu gelişme kaydedildi. BM’nin Sosyal, İnsani ve Kültürel Konulardan sorumlu Komisyonu, 15 Kasım’da, tüm dünyada ölüm cezasının kaldırılmasını talep eden kararı kabul etti. Ayrıca, 6 Şubat’ta tüm insanları “kayıp” olmaktan korumayı amaçlayan uluslararası anlaşma Paris’te 57 devlet tarafından imzalandı.
1970’li ve 80’li yıllarda, askeri dikta rejimleri sırasında onbinlerce kişinin kanunsuz tutuklandığı, işkenceye uğradığı, kaybolduğu ve öldürüldüğü Latin Amerika’da döneme tanık olanların tecrübeleri, BM’nin yeni bir insan hakları anlaşması için harekete geçmesine sebep oldu.
2007 yılında da, insan hakları ihlalleri, birçok ülkede sürdü. Eski adı Burma olan Myanmar’da açlık çeken halkın ayaklanması, şiddet kullanılarak bastırıldı. Rusya’da düşünce özgürlüğü ve özgür seçim hakkı çiğnendi. Birçok Afrika ülkesinde despot iktidarlar ve yaygın yolsuzluk, halkın insan onunura yakışır bir hayata kavuşmasını önledi.
Çin’de, Olimpiyatlar’ın başlamasına 6 ay kala, insan hakları durumu, devletler hukuku uyarınca bağlayıcı olan kurallardan, birçok noktada hâlâ çok uzak. Daha birçok ülkedeki insan hakları ihlalleri, BM İnsan Hakları Komisyonu’nun yerini alan İnsan Hakları Konseyi’ni oldukça zorladı.

İNSAN HAKLARI KONSEYI’NIN ICRA YETENEĞI
Alman İnsan Hakları Enstitüsü’nden Wolfgang Heinz, BM’nin en önemli kurumlarından biri olan İnsan Hakları Konseyi’nin nasıl bir icraat yeteneğine sahip olduğu sorusunu şöyle cevaplıyor: “Güney ülkeleri, batı tarafından haksız yere eleştirildikleri ve kınandıkları görüşünde, batı ise, kendini eleştirilere karşı savunan ülkelerin çoğunda insan haklarını ihlal eden dikta rejimleri olduğunu savunuyor. Bu görüş ayrılığı, her zaman değilse de, sık sık yeni kurulan Konsey içinde de sürüyor.”
Wolfgang Heinz, bu soruna rağmen, İnsan Hakları Konseyi’nin bir çalışma programı oluşturmayı başardığını, bunun umut verici bir gelişme olduğunu söylüyor. Ancak, sadece 2006 yılında oluşturulan BM İnsan Hakları Konseyi’nin girişimleri, insan onuru ve haklarının geçerlilik kazanması için yeterli olabilir mi? Uluslararası Af Örgütü Londra Genel Sekreteri Irene Kahn, bu konuda “İnsan hakları ihlalleri; ancak güçlü bir küresel dayanışma ruhu, korku salan politikaların sona erdirilmesi, insan haklarının gerçekten değerli olduğu duygusunun benimsenmesi, bölünmüş durumdaki dünyanın evrensel insan hakları ilkeleriyle yeniden birleştirilmesi, insan haklarının gerek bireyselliği, gerekse evrenselliği ile durdurulabilir” diyor.

Vakit