Duvarları aşmak: İSMEK
Duvarları aşmak: İSMEK
İstanbul, bütün bir yıl boyunca içinde büyüdüğü kozasından yarın sabah çıkıyor...
İSMEK"in tam 200 bin emekçisi, tam bir yıldır el emeği, göz nuru, samimi emek ve sabırlı bir tedrisatla hazırlandı yarınki sergilere...
Büyükşehrin kozalarından tam 200 bin kelebek yarın Feshane"den kanat çırpmaya başlayacak... Kimisi eğitim imkanına kavuşamamış, kimisi akademik kariyerinin zirvesinden liyakatla emekli olmuş, kimisinin yepyeni bir hayat kurma düşü var, kimisi zaten dopdolu geçmiş bir hayatın yeni ve sade bir kıyısını arıyor, kimisi yalnızlığından, kimisi tecrübesizliğinden kurtulmak istiyor... Pek çoğu hayata yeni bir halat atacak buradan öğrendiği mesleki bilgi ile... Bazıları öğreniyor, bazıları öğretiyor, kimi bahara, kimisiyse güze hazırlanıyor... Hayat devam ediyor!
Siyasetin temel gayesi de insanın nihai manada saadete ulaşması değil mi? Ama çoğumuz siyasetlerin günlük yüzünde, sert bloklaşmalar ve cepheleşmelerden başka bir şeyi aklımızda tutamıyoruz. Oysa siyasetin bu kargaşalı günlük yüzünün yanı sıra aynı zamanda temsil yetkisinin de asli sahibi olan halka hizmet etmek sorumluluğu da mevcut... İşte siyaset, "hizmet" ettiği sürece, hep alıştığımız bloklaşmaları, cepheleşmeleri aştığı sürece, sevgi ve dayanışma toplumuna dair umudumuzu artırıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi"ne bağlı Sanat ve Meslek Edindirme Kursları (İSMEK) da işte bu misyonu yüklenmiş. Yani, yaşınız, cinsiyetiniz, sosyal statünüz, kişisel kimlik bilgileriniz ne olursa olsun bu kapıya gelip, yanaşıp, tıkırdatabilirsiniz içeridekilerin yüreklerini. Bu kapı kimseye kapalı değil, bu kapı herkese açık. Sanki Hacıbektaş Veli"nin avlusu gibi, kurt ile kuzu, güvercin ile şahin, kral ile çiftçi, bekçi ile mahkum hiç fark etmez, bu kapıdan su içebilir, bu kapıdan girebilir, gölgesinde dinlenip, yarınlara dair bir hayal, bir düş kurabilir...
Kurduğumuz hayaller ve yattığımız düşler hep iyilikler için, sağlıklı ve güzel haberler için çünkü... Özleyiş Topbaş"ın ifadesiyle "şehrin ortak mekanlarını beraberce kullanımdan doğan yeni bir anlaşma, yeni bir tanışma deneyimi bu"... Tam da tüm bağlılıkların aşınıp kopmaya yüz tuttuğu zorlu bir çağda, sevgi ve dayanışma toplumunu yeniden inşa etme çabası olarak Özleyiş Hanım"ın dillendirdiği bir öngörüyü çok önemsiyorum. Kadın Koordinasyon Merkezi"ne bağlı atelyelerde üretilmiş eserlerin sunulduğu sergilere bakıyorum. Orada Batman"dan, Mardin"den, Diyarbakır"dan, Urfa"dan gelerek Altunizade veya Şişli"ye ya da Taksim Gezi Meydanı"na kadar uzanmış bir elemeği-göznuru köprüsü var... Tam da toplum olarak ihtiyacımız olan iç barışın, hoşgörünün ve dayanışmanın imzasını atıyor Özleyiş Hanım, tüm kadınlar adına...
İSMEK"in çıktığı fedakarlık yolculuğunda kaptanlığı tüm maharetiyle devam ettiren Mehmet Doğan, bu yılki ilk açılışı Çekmeköy"de gerçekleştirdi. Onun heyecan dolu konuşmasını toplumsal bir umut olarak dinledim. Çekmeköy"ün 2000 civarındaki kursiyeri normalde belki de birbiriyle tanışma ihtimali olmayan kişilerden oluşuyor. Yeterli imkanı bulamadığı için vaktinde mesleki eğitim fırsatına kavuşamamış gençler, maddi imkansızlık çemberini hayata atılarak kırmayı düşleyen kadınlarımız ile emekli profesörler, ressamlar, hattatlar, müzisyenler, emekli banka müdürleri veya panik atağını ya da yalnızlığını insanlarla tanışıp bütünleşerek atlatmak isteyenler iç içeydi bu ilk açılışta... Çekmeköy Belediye Başkanı Av. Sıddık Eraslan"ın burada göreve başladığı günler geçti gözlerimin önünden... Sarı lastik çizmelerle ancak yürüyebildiğimiz, elektriğin ve suyun olmadığı, yola inmek için tepelerin aşıldığı bir uzak köyden, sabırla ve sebatlı bir çalışmayla bugünlere getirilen örnek bir kentleşmeydi karşımızdaki... Ne var ki; kentleşme sadece alt yapıdan ibaret değildi. Başkan Bey"in de söylediği gibi; "kentte bir arada huzur ve barış içinde yaşamanın kültürel yollarını da aramalıydık"... İnsanların ancak kendilerine benzeyenlerle yaşamayı arzuladığı, hiçbir farklılığa ve eksik giden hiçbir şeye tahammülü olmadığı bir dönemde, güvenlikli ve korumalı yüksek duvarların ardında kurulan hijyenik uydu kentlerimizin dışında da devam ediyordu oysa hayat... Çekmeköy Doğa Parkı"ndaki İSMEK sergisinde ve Özleyiş Hanımefendi"nin Taksim Gezi"de açılan ELEMEĞİ GÖZ NURU hattında işte bu toplumsal bütünleşmeyi görmek yarınlar adına umut vericiydi bu yüzden... Duvarların ardına bakmak yürek istiyor... Kapıları hep açık tutmak... Ve tebessüm...
Yarın Haliç Feshane"de kozalarından çıkmış binlerce kelebeği hep beraber gururla seyredeceğiz...
vakit