O Irak Savaşı'nın en çirkin yüzünü tüm dünyaya gösterdi. Amerikan kontrolündeki Ebu Garib Hapishanesi'nde mahkûmlara yapılan işkencelerin fotoğraflarını Ordu Suç Araştırma Bölümü'ne (CIS) ihbar ederek yaşanan skandalın ortaya çıkmasını sağladı. Amerikan askerlerinin rezaletini ortaya çıkarmanın bedeli Çavuş Joseph Darby için ağır oldu. Darby, 2003 yılında patlayan olayın ardından saklanarak geçen hayatını, "Asla evine dönemeyecek" olmanın verdiği acıyı İngiliz Sunday Times gazetesine ilk kez anlattı.

6 AY SÜREKLİ KORUMA
Darby'nin hayatı fotoğrafların basına sızmasından sonra tam bir cehenneme döndü. Olay patlak verdiği sırada henüz 24 yaşında olan çavuş sürekli ölüm tehditleri aldığı için saklanmak zorunda kaldı. Ordudaki işinden istifa etti. Eşi Bernadette de kendisi gibi işini bıraktı. İki genç 6 ay aralıksız olarak silahlı askeri korumalarla yaşadı. 2003 yılından bu yana neredeyse tek yaptığı şey Ebu Garib skandalıyla bağlantılı olan davalarda ifade vermek.

EVİME DÖNMEK İSTİYORUM
İstemediği halde başka bir kente taşınan, olayın yankıları dinmeye başladıktan sonra yeni yeni iş yaşamına atılan genç doğruyu yapmış olmanın cezasını çekiyor. Darby, hayatının en kötü gününün 7 Mayıs 2004'te dönemin Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in televizyonda ismini söylediği gün olduğunu söylüyor. O andan sonra hayatının bir daha eskisi gibi olmadığını belirten Darby şöyle konuştu: "Irak dönüşü korumalarla Dover Üssü'ne getirildim. Bana ne istediğimi sordular. Tek istediğimin evime geri dönmek olduğunu söyledim. Bana asla evime geri dönemeyeceğimi söylediler. Ancak hayatım eşim Bernadette ile kaçarak ve saklanarak geçecek." Doğru bildiği şeyi yaptığına hâlâ inanan Darby, fotoğrafların açıklanmasından sonra asla hayatının aynı olmadığını söyledi.