Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“El emin” olmak!

Sanırım asıl sorun bu.. “El emin” miyiz.. Değilsek cahil ve zalim bir topluluğuz demektir.. Sonuç belli, Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.. O zaman içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden acı çekebiliriz.. O bozgunculara gelince onlar, “biz ancak ıslahedicileriz” diye dolanıp dururlar..

Hep diyorum: Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.

Siz ne yaparsanız yapın dünyaya gelecek olanlar gelecek, gidecek olanlar gidecek ve bir gün herkese yaptıklarının hesabı sorulacak..

Akacak kan damarda durmaz..

Kimileri tanrıyı kıyamete, kimileri kendilerine siyasi coğrafyada yer açmaya zorluyor ama, kimsenin böyle bir gücü yok.. Hüküm Allah’ındır.. Herkes yapıp yapmadıkları ile ya kendi cennetine kendi sırtında tuğla taşır, ya da kendi cehennemine kendi sırtında odun..

Bakıyorum da ne kadar çok insan kendi cehennemine kendi sırtında odun taşıyor.. Ebu Leheb soyundan bunlar.. Onların elleri kurusun..

Esed’e baksanıza, Netenyahu’ya ya da Sisi’ye.. Kendi içimize dönüp bakalım.. ne büyük bir cehennem bu, ne yakıcı bir mekan.. Yeryüzünde bir cennet hayali ile dillerinde barış şarkıları ile kendi cehennemlerine doğru koşuyor yığınlar..

Şeytan onları güzel sloganlarla aldatıyor, kimilerimizi de Allah’la aldatıyorlar!

Kiminin kafası liderine, kiminin örgütüne, kiminin kafası şeyhine kiralanmış.. Onlar, onların kaderlerini değiştirecek.. Onlar, onlara uğrunda can verecekleri yeryüzünde bir gelecek vaad ediyor.. Ne çok ilah var piyasada, ne çok put, ne çok Rableri var insanların..

Karısına, komşusuna, akrabasına, ana-babasına, çocuklarına hayrı olmayan insanlar, yeryüzünde adalet, barış, özgürlükten söz ediyorlar..

Biz ıslah edicilerdeniz diyenlerin, demokrasiyi, barışı dillerinden düşürmeyenlerin sebeb oldukları bozgunculuğun ülkede neye malolduğu ortada.

Mesela Nişantaşı sosyetesi bugün ülkenin geldiği yerden memnun mu? Moda cemaati, tatlı su laikleri, Kemalistler..

Ya da demokrasi, vicdan hareketi, barış, sosyalizm diye çıktıkları yolda neyle karşılaşacaklarını biliyor mu idi birileri.. Gezi olaylarından ders almayanlar yine gönüllü kurbanlar olarak sahne almışlardı. Malesef birileri kendini gizlemek için birtakım saf insanları öne çıkartıp, onların arkasına saklanarak kendilerini gizlemeye çalışıyorlar. Ağuyu altın tas içinde bala karıştırıp sunuyorlar anlayacağınız..

Kimi din, kimi mezhep, kimi tarikat peşinde koşarken, başkalarının tuzağına düşüyorlar ne yazık ki. Oysa “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye uyarılmamış mı idik..

Kendilerine “Cemaat” diyen “paralel yapı”nın savrulduğu yer ortada. Ama görmek istemeyince görmüyor insan. Öfke, hırs, intikam duygusu gözü kör ediyor..

Doğru hedeflere yanlış yoldan gidilmez.. Hiçbir bahane zulmü, gasbı, yağmayı, cinayeti, kamu malına zarar vermeyi meşrulaştıramaz.. Kan davasını meşrulaştıramaz.. Bu vandalizmden meşru bir düzen çıkmaz..

Birileri bununla yetinmeyecek.. Şimdi PYD’yi öne çıkarıp, Suriye’deki Hıristiyan Savaş Koalisyonunu da arkalarına alıp, IŞİD / DAEŞ üzerinden Türkiye’yi vurmaya kalkacaklar.. Cumhuriyet’in sevinç içinde duyurduğu haber, bu konuda MİT TIR’ları meselesini de dosyaya ekleyerek, Suriyeüzerinden, KCK’nın da desteği ile Türkiye’yi Lahey’e, UCK’ya şikayet etmek.. Kandil’in işaret ettiği gibi Türkiye’yi terörist ülke ilan etmek.. Bir terör örgütü Türkiye’yi terörist ilan edecek, HDP buna şahidlik edecek öyle mi?

Bizim saflar Demirtaş’ın önerisine balıklama atlamışlardı. Plana göre bu vesile ile bir meclis araştırması açıp, komisyon ve genel kurulda AK Partiüzerinden Türkiye’yi mahkûm ettirmek için meclis içinden bu davaya malzeme üreteceklerdi..

Evet, Esed’i ya da Netenyahu’yu, Sisi’yi değil, Türkiye’yi, Erdoğan’ı,Davudoğlu’nu, Hakan Fidan’ı terörist ilan etmek istiyorlar.. Bu kirli oyunun içinde İsrail de var, ABD’deki Siyonist Lobi de, İngiliz Masonları da var,Fransız Masonları da. Vatikan’daki Tapınakçılar da var, onların yerli işbilikçisi Paralel yapı da.. Derin devleti, Gezi cemaati, hepsi işin içinde.. Topyekûn saldıracaklar..

Dikkat, fırtına ve korku tüneline giriyoruz.

Fotoğrafın bütününü görmeden karşı karşıya olduğumuz durumu anlamak mümkün değil.. Aksi, körün fili tarifine benzer..

Önümüzde zor günler var. Seçimler yenilene kadar da Türkiye’ye yönelik içeriden ve dışarıdan saldırılar devam edecek.. Sabırlı olalım..

El emin olanlar için söylüyorum. Korkuya gerek yok.. Bizi gören duyan, bilen, mutlak iktidar ve hüküm sahibi, Rahman ve Rahim olan, koruyan bir Allahımız var.. Ne gam. O, bizi her şart altında sabreden, şükreden ve direnenlerden bulacaktır.. Bize hayır gibi gelenlerde şer, şer gibi gelenlerde hayır olabilir.. Kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah; bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyorsa, buna kim engel olabilir..

Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1173 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar