Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ele verir talkını...

Meşhur sözdür “ele verir talkını, kendi yutar salkımı” diye.

Batılıların hali de buna benzedi.. Geçmişte yaptıkları ortada da, “uygar batı” artık tevbe edip, yeryüzünün jandarmalığına soyunmuştu ya, tüm dünyada adalet, barış, özgürlük onlardan sorulurdu hani. Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, evrensel değerler olarak kutsanırdı. Mısır’da maskeleri bir kez daha düştü. Darbeye “darbe”, darbeciye “darbeci” bile diyemediler. 12 Eylül sürecinde Özal’ı Evren’e danışman yapmışlardı hani. O zaman paralel yapı Diyanet’le birlikte, TSE damgalı bir dinin sosyolojik tabanını ve teolojisini oluşturacaktı. CHP-MSP koalisyonu ile birlikte, 1. MC, 2. MC döneminde Müslümanlar, iktidar, bürokrasi ve sermaye ile yakın ve sıcak bir temas kurmuştu. Artık onları yok sayamıyorlardı. Onları da bir şekilde sisteme entegre etmek gerekiyordu. Özal bu işin, siyasi, bürokrasi ve sermaye ayağını örgütleyecekti. Ama Özal kontrolden çıktı ve ipi çekildi..

Hedefleri belli idi, din bireysel planda vicdanlara, toplumsal planda mabedlere hapsedilecek, İsrail’in varlık güvenliğine, Hıristiyan dünyasının ve batı değerler sisteminin dayandığı kavram ve kurumlara muhalefet edilmeyecek, ABD ve NATO’nun askeri, siyasi ve stratejik hedeflerine karşı çıkılmayacaktı.

Mısır’da Nobel barış ödülü verdikleri bir bilim adamı olan Baradey’i Sisi’ye danışman yaparken, aslında aynı planı hayata geçirmek istediler.. Baradey Sisi’nin tepesinde Amerikan komiseri olarak duracaktı. Bir başka açıdan da Refah-Yol dönemini hatırlayın, Erbakan’ın yanındaki Çiller’e benzer bir rol. Deşifre olunca utancından ne yapacağını bilemedi. Ortadan kayboldu..

Cici demokrasileri bir anda iflas etti.. Ne hukuk devleti kaldı, ne insan hakları.. Paralel yapının hoşgörü ve diyalog maskesine döndü bu vaadleri..

Gezi olaylarında batı mediasının durduğu yeri biliyorsunuz.. Peki ya şimdi, batıda yükselen terör dalgası ve ABD’de yaşanan, yükselen terör eylemleri karşısında polisin uygulamalarına ne diyorlar..

Baltimore’da yaşananlar, polise verilen silahlar ve yetkiler dudak uçuklatan cinsten.. Baltimore’da ordu silahlarının bir kısmını polise devretti, olağanüstü hal ilan edildi, polise vur emri verildi. ABD’nin Maryland eyaletinin Baltimore kentinde yaşananlar ABD’nin öteki yüzünü gösterdi dünyaya.. Şehir bir anda savaş alanına döndü. Amerikan mediası Gezi’nin aksine bir anda kendi evindeki skandallar karşısında kör, sağır ve dilsiz oluvermişti.

Artık internet var, gerçekler uzun süre gizli kalmıyor..

Almanya’da ya da Fransa’da, İngiltere’de yaşananlar da ABD’de yaşananlardan çok da farklı değil.

Bu olayların bugünden yarına bitmesi beklenmiyor.. İşsizlik artıyor. Bireylerin sığınacakları aileleri yok artık.. Ya intihar edecekler ya da yakıp yıkacaklar, intikam alacaklar.. Ya iktidarı ya da yabancıları suçlayacaklar.. Bu şiddet olaylarını başladığı yerde durduramazlarsa, bir anda bütün ülkeyi hatta bölgeyi savaş alanına çevirebilir bu insanlar. Ve bu durum kısa sürede kontrol altına alınamazsa durum Suriye’den beter olur diye korkuyorlar. Onun için de orantısız bir şekilde güç kullamakta tereddüt etmiyorlar...

Dün bize akıl verenler ya da eleştirenler, aynı şey kendi başlarına gelince bin beterini yapıyorlar.. Demokrasileri bir anda “helvadan bir put”a dönüşüyor, maskeleri düşüp, makyajları silinince, arkadan çirkin yüzleri beliriyor..

Bizim bu gerçekler karşısında “oh olsun” deme lüksümüz yok.. Belki onlara gerçekleri anlatmak için bütün bu olanlar bir fırsattır. Bizim katlanmak zorunda olduğumuz güçlüklerin onlar için de bir baht kaynağı olması gerekir.. Bana kalırsa Taif’e giden Peygamberin ayak izlerinden ilerlememiz gerek. Bizi öldürmeye gelenlerin bizde dirilmesi gerek.. Elbette zalimler için, zulüm yapmakta inat edenler için yaşasın cehennem. Ama önce bizim el emin olmamız, müellefetü’l-kulûb yapmamız, güzel söz ve hikmetle hakikati onlara anlatmamız gerek..

Görünen o ki, bundan sonra işler, batı yakasında pek içaçıcı değil. Gelecek günler geçen günleri aratacak. ABD’de işler yolunda gitmiyor. İngiltere seçimi; hem İngiltere’nin hem de İngiltere’nin AB üyeliğini tartışmaya açacak.. İsrail’de seçim içeride dengeleri altüst etti.

Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmamalıdır.

Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 1073 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar