Ensarullah Hareketi BM Planını Nasıl Değerlendiriyor ?
BM Yemen Özel Temsilcisi İsmail Veled Eş-Şeyh Ahmed Yemen müzakerelerini sözlü olarak yapılan görüşmelerden çerçevesi belli bir öneri sürecine doğru geçtiğini ilan etti.
BM Yemen Özel Temsilcisi İsmail Veled Eş-Şeyh Ahmed Yemen müzakerelerini sözlü olarak yapılan görüşmelerden çerçevesi belli bir öneri sürecine doğru geçtiğini ilan etti. Ancak tam da bu aşamada söz konusu müzakerelerin muhatabı olan tarafların ne düşündükleri ve durumu nasıl değerlendirdikleri önem kazanıyor.
Bu bağlamda BM temsilcisinin, Suud’un “darbeci” olarak tanımladığı Yüksek Siyasi Parlamento”yu muhatabı olarak almaması ve bu parlamentonun yönetimiyle görüşmeyi ısrarla reddetmesi de “Suud’un tavrını desteklediği” şeklinde yorumlanıyor.
Ayrıca BM temsilcisi tarafından açıklanan “yazılı plan”ın çözüm sürecinin tamamını değil başlangıcını içerdiğini de söyleyebiliriz.
Öte yandan yaşanan bunca şeye ve Kuveyt’te yapılan görüşmelerde ısrarla ifade etmelerine rağmen Mansur Hadi’nin geri dönecek olması San’a heyeti açısından memnun edici değil… Zira Hadi’nin dönüşü Suud açısından “zafer” anlamı taşıyor.
Uluslararası anlamda büyük destek gören planın sunulmasında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin de etkili olduğu, Kerry’nin Cidde’de yaptığı görüşmelerin ardından 18 Ekim tarihinde Londra’ya gittiği, orada savaşın durdurulması için BM’ye bir taslak sunduğu ifade ediliyor.
Ancak her ne olursa olsun, şu bir gerçek ki, eğer Suud istemeseydi bu plan asla sunulmazdı. San’a heyetinin bizzat BM temsilcisinin dilinden aktardığı açıklamalara göre, plan öncelikle Riyad’da bulunan Hadi tarafına sunuldu. Bu yüzden bunu öğrenen Dışişleri Bakanı Abdülmelik El-Mahlavi, çok kısa bir süre sonra Twitter’dan yaptığı bir paylaşımda milislerin Yemen’de kalmasına müsaade eden hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini ifade etti. Belli ki, planın “milisler”le ilgili olan kısmı, kendilerine diğer taraftan bir gün önce ulaşan bir program olmasına rağmen rahatsız edici oldu. Nitekim Hadi tarafı planın kendilerine daha önceden ulaştığını asla kabul etmeyip bu iddiayı yalanladılar.
San’a heyeti ise, savaş süresince elde ettiklerini tehlikeye atmayacak gibi gözüküyor. Müzakerelerin başlaması için savaşın tamamıyla sonlanmasını şart koşan heyet, Suud ve dostlarının anlaşmaya bağlı kalmaları hususunda uluslararası güvencelerin sağlanmasını, yabancı güçlerin güneydeki şehirlerden çekilmelerini, Suud dostlarının silah ve para sevkiyatını durdurmalarını talep etti. Şayet şartları sağlanırsa da anlaşmayı imzalayacağını ifade etti.
Plana göre, anlaşma sağlanması için cumhurbaşkanının uzlaşmacı yardımcısının belirlenmesi, General Ali Muhsin El-Ahmar’ın da istifasını sunması gerekiyor. Bu sağlandıktan sonra yeni yardımcının belirlenmesinin de geri çekilmenin tamamıyla gerçekleşmesinin ardından yapılması planlanıyor. Önceliği Taiz, El-Hadide gibi şehirlerin askeri ve güvenlik bakımından çözüme kavuşmasına veren anlaşma metni, tüm silahların bırakılmasını ve geri çekilmeyi içeren önceki anlaşma metninin aksine San’a tarafını koruyacak ve güvence altına alacak olan askeri bir birimin bölgede kalmayı sürdürmesini de kabul ediyor.
Tüm bunlar sağlandıktan sonra da şekli olarak makamında kalmayı sürdürecek olan Hadi’nin yetkilerini devredeceği sürece geçilmiş oluyor. Anlaşma metninin aslında 30 gün içerisinde Hadi’yi bitirmeyi hedefleyen bir içeriğe sahip olduğunun iddia edilmesinin yanı sıra, Hadi’nin yetkilerini devredeceği kişinin Ensarullah Hareketi’ni, Ulusal Kongre Partisi’ni ve Hadi ve Suud’un desteklediği güçleri de içerecek şekilde karar yayınlaması gerekiyor.
Yemen ordusunun ve Halk Komitelerinin füze saldırılarını sonlandırarak Suud’daki bölgelerden çekilmesi şeklindeki bir içeriğe sahip olan anlaşma metninde bazı ayrıntıların hala gizli tutulduğu, mesela füzelerin kime teslim edileceğinin hala belirsiz olduğu, yüksek ihtimalle bu füzelerin teslim edilmesi için askeri bir komitenin oluşturulacağı da ifade ediliyor.