Erdoğan Açıkça Meydan Okudu-VİDEO

Erdoğan Açıkça Meydan Okudu-VİDEO

4+4+4 eğitim sisteminin görüşüldüğü komisyonlarda çıkan tartışmaları değerlendiren Başbakan Erdoğan CHP'ye çok sert yüklenerek açıkça meydan okudu...

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun teklifinin 2 hafta TBMM Genel Kuruluna gelmeyeceğini ama üçüncü hafta teklifin görüşüleceğini söyledi.

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifinin Pazar günü TBMM Mili Eğitim Komisyonundaki görüşmelerini değerlendirdi. Milli eğitim sistemini yeniden düzenleyen yasa teklifinin önceki gün Komisyonda kabul edildiğini hatırlatan Erdoğan, tarihi içerikteki bu teklifi görüştükleri ve kabul ettikleri için Komisyona, Komisyon Başkan ve üyelerine, tüm milletvekillerine şükranlarını sunarak, gösterdikleri sabırlı, soğukkanlı ve sağduyulu tavırlarından ötürü kutlayarak, ''maruz kaldıkları saldırılardan dolayı da geçmiş olsun dileğinde'' bulundu.

CHP'nin ''şiddete dayalı tahrikkar ve zorbalık üzerine kurulu muhalefetine'' değinmeden önce eğitime ilişkin birkaç hususu paylaşmak isteğini dile getiren Erdoğan, dikta rejimleri, otoriter, baskıcı rejimlerin tarih boyunca eğitimi, okulları kendileri için bir kaynak olarak gördüklerini ve çocuklar ile genç nesiller üzerinde çok tehlikeli deneyler yapmaktan kaçınmadıklarını anlattı.

Tüm bir toplumu kendi ideolojileri, kendi görüşleriyle donatmak, tek tip insan yetiştirmek isteyenlerin bunun en önemli aracı olarak okulları ve eğitim sistemini gördüklerini belirten Erdoğan ''Diktatörler için farklılık her zaman tehlikeli olmuştur, baskıcı yönetimler için farklı renkler ve görüşler, aykırı düşünceler her zaman tehlike arzetmiştir. İşte onun için otoriter rejimler okulları bir formatlama merkezi olarak, onların eğitim ve öğretim görmelerini şiddetle engellemişlerdir. Biz millet olarak bu dikta hevesinin acısını bütün boyutlarıyla yaşadık. Benim çocuklarım yaşadı. Birçok arkadaşımın, dostumun çocukları yaşadı'' diye konuştu.

DEMOKRAT PARTİ'NİN OY PATLAMASI NEDEN?

Erdoğan, özellikle 1940'lı yıllarda okulların kışla mantığıyla nasıl dizayn edildiğini, nasıl tek tip insan, tek tip çocuk yetiştirme faaliyetinin yürütüldüğünü milletin iliklerine kadar yaşadığını ifade ederek, bunları kaç kez belgesiyle gösterdiğini vurguladı. Okullarda çocuklara belli bir ideoloji çerçevesinde eğitim verilirken, okul dışında öğrenmenin, okul dışı eğitimin tüm kapılarının kapatıldığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bakın CHP bu ülkede kuran kurslarını, camileri kapattı. Hayır desinler, bunların belgeleri var elimde. Bunları kaç kez açıkladım. CHP milletin dinini öğrenmek için en temel eserleri, elifba cüzlerini, ilmihalleri, hatta Hz. Ali cenglerini yasakladı, toplattırdı. Bırakınız camileri, Kuran kurslarını, evlerde dahi çocukların din eğitimi almalarının önüne geçildi. Evlerden toplanan kitaplar köylerde, ilçelerde, şehirlerde meydanlarda yakıldı. CHP sadece din eğitimine değil, kendi ideolojisi dışındaki her bilgiye engel koydu, kendi düşüncesi dışındaki her düşünceyi illegal, tehlikeli, zararlı ilan etti. Ezanı Türkçe okutma yarışına giren bu CHP zihniyeti değil mi? Ezanı o kendi asli yapısından farklı yapıya kaydırmak isteyen bu CHP zihniyeti değil mi? Bu ülkede Demokrat Parti nasıl oy patlaması yaparak seçim kazandı? Ezanı asli yapısına kavuşturmak onun en önemli,o dönemde ilgi odağı oldu.''

Erdoğan şunları kaydetti:

KILIÇDAROĞLU BUNLARLA DA GURUR DUYUYOR MU?


Erdoğan, CHP Genel Başkanı'nın bugünlerde ''ciddi gel-gitler yaşadığını'' belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

''Bazen çıkıp CHP'nin geçmişiyle gurur duyduğunu ifade ediyor, bazen çıkıyor CHP'nin geçmişine ilişkin yarım ağız eleştiri yapıyor. Buna bizde şöyle denir; 'elma şekeri politikası'... Partisi içindeki statükoculara da değişimcilere de aynı anda elma şekeri dağıtıyor. Her konuştuğu yerde demokrasiden, özgürlükten bahsediyor ama kendi partisinin genel kurulunda milletvekilinin uzattığı dosyaya bile dayanamıyorlar, tekme tokat, ağzına burnuna ne geliyorsa vurup dışarı atıyorlar. Hani nerede demokrasi? Ya bu senin milletvekilin, doğal delegen değil mi, onun verdiği dosyaya bile tahammül edemiyorsun. İlçe kongresinde bayanlara tekme tokat vurarak dışarıya atıyorlar. Hangi demokrasin senin ya ne oldu? Niye katlanamıyorsun?

DERSİM KONUSUNDA NEDEN SUSUYORSUN?

Dersim konusunda niye susuyorsun? Dersim konusunda konuşanları görevden el çektiriyor, kurultayda gözünün önünde bu tartaklama ile aynı odağa onları da oturtuyorsun. Ben bu kürsüden CHP'nin geçmişiyle gurur duyduğunu ifade eden Genel Başkana daha önce de sordum. 'Sayın Kılıçdaroğlu, İstiklal Mahkemeleriyle de gurur duyuyor musunuz?' diye sordum.

HAYATLARINI KARARTTIĞINIZ ÇOCUKLAR...

Silivri'ye gidiyorsun, oradan yargıçları eleştiriyorsun. Peki İstiklal Mahkemeleri hakkında niye konuşmuyorsun? Dersim katliamıyla da gurur duyuyor musun? Milli kahraman olarak ilan ettiğiniz, belediyelerinizin parklara ismini verdiği Dersim katliamının mimarlarından Kel Ali ile hala gurur duyuyor musunuz? Yasaklattığınız, toplattığınız, yaktığınız kitaplardan dolayı da gurur duyuyor musun? Bu ülkenin alimlerini, kanaat önderlerini süründürdüğünüz hatta ipe çektiğiniz için de gurur duyuyor musunuz? Bu ülkeye ödettiğiniz ağır faturadan dolayı gurur duyuyor musun? 27 Mayıs'ta alkışladığınız darbeden asılmasına seyirci kaldığınız başbakan ve bakanlardan dolayı da gurur duyuyor musunuz? Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü yasağından, katsayı uygulamasından dolayı gurur duyuyor musun? Üniversite kapısından geri çevirdiğiniz hayatlarını karattığınız çocuklardan dolayı övünç duyuyor musun?

AK PARTİ'NİN KAPATILMASI İÇİN YÜRÜDÜLER


Şu anda partisinde bulunan malum milletvekili, 'ben ikna odalarında sadece o başörtülü kızlara orada yanlışlık yapmasınlar, başını açarken dahi orada psikolojik baskı olmasın diye, gidip merdivenaltında başlarını açsınlar, bunu sağlasınlar diye bunu yaptım' diyor. Çok komik ya, sen bunu kime anlatıyorsun? Biraz ince at da güvercinler yesin. Kızlarımız bu konuyla ilgili birçok röportajlar verdiler, nasıl zulme uğradıklarını kendileri anlattılar. Sizler el ele, kol kola bu ülkede AK Parti'nin kapatılması için o Cumhuriyet yürüyüşlerini yapmadınız mı? Hani demokrasi anlayışınız?

CHP ZİHNİYETİNE RAĞMEN YAŞIYORUZ

Bu yavrularımızın ortaöğretimde de çektikleri çileler var, orada da aynı zulmü gördüler, onu da yaşadılar. Bir taraftan 'saygı duyuyoruz' diyorsunuz, öbür taraftan bunlara yönelik hiçbir adımda yoksunuz. MHP ile birlikte üniversitelerde başörtülü olarak derslere girmeyi sağlayacak adımı attık. Bunu Anayasa Mahkemesine götüren, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da altında imzası bulunan CHP oldu. Sonra ne oldu, işte şu andaki durum oldu. Fakat bütün bunlara rağmen şu anda hamdolsun, farklı bir süreci yaşıyoruz. CHP zihniyetine rağmen yaşıyoruz.''

CHP'NİN GEÇMİŞİ YOKTUR

Erdoğan, ''ne avukatlığını yaptığınız çetelerden, kol kanat gerdiğiniz cuntalardan, gölgesinde siyaset vesayet sisteminden de gurur duyuyor musunuz?'' diye sorarak, o çeteleri ve mafyaları kendilerinin temizlediğini, hala da temizlemeye devam ettiklerini söyledi.

''CHP'nin geçmişi diye bir şey yoktur, zira CHP bugüne gelemeyen, geçmişte yaşayan bir partidir. Çünkü CHP 1940'ten bugüne gelememiştir, hala oradadır. CHP 27 Mayıs zihniyetinden kurtulup bugüne gelememiştir. CHP, elitist, vesayetçi, jakoben anlayışı aşıp demokratik parlamenter sisteme uyum sağlayamamıştır'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

''CHP kesintisiz eğitime sahip çıkması, sadece 28 Şubat'a sahip çıkmak anlamına gelmiyor. CHP aslında ta 1946 yılında Milli Eğitim Şurasında savunduğu kesintisiz eğitime sahip çıkıyor. 1940'larda nasıl tek tip insan yetiştirmek için nesiller üzerinde baskı kurdularsa, bugün de aynı şekilde tek tip insan yetiştirmek, aynı şekilde nesillere zulmetmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sen bir yandan değişim diyeceksin, değişimi savunacaksın, değiştik diyeceksin, öbür taraftan 28 Şubat'ın en ağır uygulamasına kesintisiz eğitime kol kanat gereceksin. Geçen hafta söyledim, ya yüz nakliyle ancak bu kadar oluyor. CHP'ye yüz nakli değil, doku nakli gerekiyor.''

TÜKÜRDÜĞİNÜ YALAMANIN EZİKLİĞİ

CHP'nin 12 Haziran'dan sonra ''tutuklu arkadaşlarımız bırakılmazsa Meclise gelmeyiz, yemin etmeyiz'' dediklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Tıpış tıpış geldiler mi geldiler. Yeminlerini ettiler mi ettiler. Ne kadar güzel, biz de bunu istiyorduk zaten. İşte bunun ezikliği, şaşkınlığı, kompleksi içindeler. Tükürdüklerini yaladıklarının verdiği eziklikle TBMM'yi teröre etme gayreti içindeler.



CHP DARBELERDEN CANSUYU ALDI


Meclisi çalıştırmayarak, kilitleyerek, yavaşlatarak milli iradeye engel olacaklarını zannediklerini, Genel Kurulu, komisyonları basarak, işgal ederek milli iradeyi durduracaklarını sanıyorlar. Meclis Komisyonunda cephe açarak, parti içindeki meseleyi örteceklerini zannediyorlar. Bakın açık açık söylüyorum: Bunlar alışmışlar. Bunlar her 10 yılda bir müdahaleye ve her 10 yılda müdahalenin can suyu verdiği CHP'ye alışmışlar. Alışkanlıkları bu. Bugün bunun şaşkınlığını yaşıyorlar. Bugün karşılarında, bir yerlerden telefon gelip, emirle, talimatla adım atan Hükümet yok. CHP'liler işte bunun şaşkınlığını yaşıyor. Bugün karşılarında çetelerin, cuntanın, bürokratik oligarşinin tehditlerine boyun eğecek Hükümet yok. İsteseler de istemeseler de alışacaklar. Milli iradeye alışacaklar, demokrasiye alışacaklar, parlamenter demokrasiye alışacaklar.

CHP HANGİ DİLDEN ANLIYORSA O

Hale bakın ne diyor; 'tanklarıyla, toplarıyla gelsinler' diyor. Kim diyor bunu, Sayın Kılıçdaroğlu diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bu ülkede tankla, topla ancak siz gelirsiniz, siz. Çünkü siz bugüne kadar hep tankla, topla geldiniz, o olmadığı zaman gelemediniz zaten. Siz millet iradesiyle gelemediniz. AK Parti ise millet iradesiyle gelmiştir, bugün de millet iradesiyle işbaşındadır. AK Parti iktidarına kadar CHP Mecliste olsun veya olmasın, eğer herhangi bir düzenlemeye karşı çıktılarsa onu engellediler. AK Parti iktidarına kadar azınlık çoğunluğa hükmetmiştir. Bugün ne azınlığın çoğunluğa, ne de çoğunluğun azınlığa hükmetmesi yoktur. Bugün sadece milli irade vardır. CHP bir yasayı istemediği zaman Mecliste engelledi. İşte şimdi bakıyorum, dün diyor biri, 'sizinle Genel Kurulda hesaplaşacağız' diyor. Lafa bak. Kullandığı kelimeye bak. Bu muhasebe hesabı değil herhalde. Biri tanktan toptan bahsediyor, öbürü hesaplaşmaktan bahsediyor. Hangi dilden anlıyorsanız o dilden.''

Milletvekilleri, Erdoğan'ın bu sözlerini ayağa kalkarak alkışlarken, dinleyiciler ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' diye bağırdı.



CHP SEÇMENİ KENDİNE HİZMETKAR ARIYORSA ADRES BİZİZ

Bunlar (ordu göreve, genç subaylar rahatsız) dediler. Darbe mühendislerini milletvekili yaptılar. AK Parti'yi kapatmak için ellerinden geleni yaptılar. Çetelerin avukatlık görevini üstlendiler. Artık yağma yok, biz bu Meclise bir ilke ile geldik; yeter söz de karar da milletindir dedik. Millet iradesini hiç kimseye çiğnetmeyiz. CHP'ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum: Eğer kendinize hizmetkar arıyorsanız o kadrolar burada ama efendi arıyorsanız onlar tankla topla yürüyecek olanlar, orada. Biz efendi değil, hizmetkarız.

DEMİREL ÖZÜNE İHANET ETTİ


Çobanlıktan Cumhurbaşkanlığınan gelenler, 'başörtüsü takanlar Suudi Arabistan'a gitsin' diyerek özüne ihanet etti.

GÖZÜ DÖNMÜŞ CHP'LİLERİN ESERİ

Pazar günkü tablo, CHP Genel Başkanı'nın ve gözü dönmüş CHP milletvekillerinin eseridir

MHP CHP'YE VAGON OLDU

Buradan MHP'ye gönül vermiş vatandaşlarıma da sesleniyorum. MHP 28 Şubat'la bağlantısını koparma fırsatını elinin tersiyle itmiş ve CHP'ye vagon olmuştur.

Türkiye'de eğitim sistemi zaafa uğratılmıştır. Türkiye'de maalesef eğitim değil, öğretim yapılıyor. Biz Şimdi bunu eğitim-öğretim haline getiriyoruz.

Bunların çağdaşlık ölçüsü; başörtüsü takarak üniversiteye gelenleri kapının önünden çevirmektir.