Erdoğan: Bu sorunu aşmaya mecburuz

Erdoğan: Bu sorunu aşmaya mecburuz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir demokratik açılımın mücadelesini, kavgasını verdiklerini ifade ederek, ''Eğer birilerinin ağzına bakacak olsak, bu adımı atmamız mümkün değil'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Büyükada Anadolu Kulübü'nde Adalar'daki cemaat vakıfları, bazı sivil toplum kuruluşları ve Adalar Vakfı işbirliğiyle organize edilen yemekte, diğer dinlerin liderleri ve temsilcileriyle bir araya geldi.

Sadece AA ve TRT'nin izlemesine izin verilen yemekte konuşan Erdoğan, Türkiye'nin şu anda bir geçişi yaşadığını söyledi.

''Bu geçiş esnasında tabii ki ülkemizin de vatandaşlarımızın da soydaşlarla ilgili konularda çektiğimiz sıkıntılar var'' diyen Erdoğan, bunların zaman zaman önlerine getirildiğini ancak bütün bunlara rağmen asli görevlerinin hak ve hukuku gözetmek olduğunu vurguladı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Şu anda biliyorsunuz bir demokratik açılımın mücadelesini veriyoruz, kavgasını veriyoruz. Eğer birilerinin ağzına bakacak olsak, bu adımı atmamız mümkün değil. Ancak biz bunun kararını verdik ve bunu da milletçe, tüm sivil toplum örgütlerimizle beraber, tüm partilerimizle beraber tüm bu ülkede bu konuda konuşacak kim varsa akademisyenlerimiz, gazetecilerimiz, gerek görsel gerek yazılı nerede olursa olsun hepsi ile beraber çözmek istiyoruz ki bu sorunu aşalım. Bu sorunu aşmaya mecburuz. Çünkü bizim birliğe beraberliğe ihtiyacımız var. 71,5 milyon vatan evladının birbiri ile saygı içerisinde, sevgi içerisinde kucaklaşması artık bizim olmazsa olmazımız.''

Başbakan Erdoğan, 8 yıl önce bu yola çıkarken 3 kırmızı çizgileri olduğunu ve bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçilik yapmayacaklarını söylediklerini hatırlatarak, bunun şu anda ilkelerinin içerisinde mevcut olduğunu ve aynen uygulamanın gayreti içinde bulunduklarını kaydetti.

Bölgesel milliyetçilik yaparak Doğu'nun, Güneydoğu'nun, Doğu Karadeniz'in ve Ortadoğu'nun belli bir kısmının ihmal edildiğini, hep batıya yatırım yapmanın gayreti içerisinde olunduğunu belirten Erdoğan, 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının bir yeri tamamen ihmal edilirken bir yerinin de ayağa kalktığını söyledi.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu tabii büyük bir haksızlık. Bu tabii ister istemez tahrik ediyordu olumsuz istikamette... İşte bunu gidermenin gayreti içerisinde olduk. Hala da şu anda bir gerçeği gören var, görmeyen var. O da şu, Güneydoğu, Doğu bütün buralarda sadece sorunlar psikolojik değil, sosyolojik değil, buralarda askeri, siyasi, diplomatik sorunlarımız var, ekonomik sorunlarımız var.''

İktidarları döneminde Güneydoğu'ya yaptıkları yatırımların toplam tutarının 13,5 milyar lira olduğunu anlatan Erdoğan, yoğun bir şekilde bu çalışmaları devam ettirdiklerini, çalışmalarının öncelikle eğitim ardından sağlık, adalet, emniyet ve enerji konularında olduğunu söyledi.

Erdoğan, Köydes Projesi ile en ücra köylere kadar yolu ve suyu götürmeyi de başardıklarını ve bu sürecin aynı kararlılıkla devam ettiğini belirtti.

ETNİK VE DİNSEL MİLLİYETÇİLİK KARŞITLIĞI

Başbakan Erdoğan, etnik milliyetçiliğe da karşı olduklarını, bu ülkede Türkü, Kürtü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü ve Abhazının hiçbir zaman hiçbir ayrıma tabi olmaması gerektiğini kaydetti.

Erdoğan, dinsel milliyetçiliğe de karşı olduklarını vurgulayarak, Türkiye'de hangi dinin, hangi mezhebin mensubu olursa olsun herkese aynı mesafede bulunduklarını belirtti.

Çünkü Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:

''Uygulamada eksikler yok mu? Var. İşte bunları da yine hep beraber verilecek bu mücadele ile aşacağız ve inanıyorum ki bu demokratik açılım birçok şeyi ülkemizde değiştirecek. Ama el ele verirsek, omuz omuza verirsek... Acemlerin bir sözü var, 'Oturdular, konuştular ve dağıldılar.' Biz de oturup, konuşup, dağılanlardan olmamalıyız. Buradan bir netice çıkmalı. Bunları başarmamız, netice almamız gerekiyor ve inanıyorum ki bunun neticesinde hakikaten halkımız büyük bir mutluluğu yakalayacak ve Türkiye bir sıçramayı yakalayacaktır. Türkiye'nin bu gücü var. İnanın büyük bir potansiyele ve büyük bir güce sahibiz. Bizim petrolümüz yok, ama çok büyük kaynaklarımız var. Yeter ki şu enerjimizi biz içeride değil, dışarıya harcayalım. Göreceksiniz çok farklı bir patlamayı yapacağız.''