Erdoğan: TSK neden askeri yargıya güvenmiyor

Erdoğan: TSK neden askeri yargıya güvenmiyor

Örnek'e ait darbe günlüklerinin bugüne kadar yayınlanmayan bölümleri ortaya çıktı. Günlüklerde YAŞ toplantısındaki Erdoğan'la askerin sert tartışması var.

Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Özden Örnek'e ait olduğu iddia edilen "Darbe Günlükleri" nin daha önce yayınlanmamış bölümleri de Ergenekon ikinci iddianamesinin ek delil klasörleri arasında yer aldı.

İşte Ergenekon terör örgütü davasının ek delil klasörleri arasında yer alan günlüklerin çarpıcı bölümleri...

Özden Örnek'in ek klasörlerde yer alan günlüklerinin en çarpıcı bölümlerinden biri 2003'teki YAŞ toplantısında askerlerle Başbakan Erdoğan arasında geçen sert tartışma...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2003'te katıldığı ilk Yüksek Askeri Şura Toplantısı'nda 18 subay irticai faaliyette bulunduğu gerekçesi ile ihraç edilmişti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül bu kararlara şerh koymuştu. Toplantının gergin geçtiği kamuoyuna yansısa da detaylar pek konuşulmamıştı. Daha ilk dakikasında tavırlı başlayan YAŞ'ta, dönemin kuvvet komutanları ile Başbakan Erdoğan arasında geçen sert tartışmalar ve gerilim dozu yüksek toplantının atmosferine dair detaylar Özden Örnek'in günlüklerinde en ince ayrıntısına kadar yer aldı. Şener Eruygur'dan ele geçirilen 1 Ağustos başlıklı Özden Örnek'e ait günlüğe o günün gerilim dolu atmosferi satırlara şöyle yansıdı:

SELAMLAMADIK

1 Ağustos 2003

. RTE (Başbakan Recep Tayyip Erdoğan) Genelkurmay Başkanı (Orgeneral Hilmi Özkök) ile beraber salona girdi. Salonda bulunan tüm orgeneraller ve amiraller kendisine ne selam verdiler ne de ayağa kalktılar. Başbakan ilk olarak açılış konuşmasını yaptı. Adamın bütün konuşması bir takiyye idi. Anayasa'nın değiştirilemeyen maddelerine gönderme yaptı ve Atatürk'ten bahsetti. Bunun üzerine ordudan ihraç edileceklerin görüşmesine geçildi. 18 kişinin durumu görüşülmeye başlandı."

İKİ MEKTUP

MSB. (Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül) Geçen şurada olduğu gibi bu Şura'da da çekince koyacağını ve bu çekinceyi tüzüğün 24.inci maddesine göre doğal hakkı olduğunu ifade etti.

Arkasından Başbakan da kendisinin de çekince koyacağını açıkladı. Bunun üzerine üyelerden bazıları söz alarak konuşmak istediler.

Asporuk Paşa (Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cumhur Asparuk) iki mektup okudu. Genel teması irtica nedeni ile ihraç edilmiş olan iki astsubayın pişmanlık duygularına dair olan mektuplardı. Hükümete mesaj ise bizim yaptığımız iyidir, atılanlar bile bizi teyit ediyor.

DOĞAN ÇIKIŞTI

Çetin Doğan General ise "Siz Aralık Şurası'nda da çekince koydunuz (Abdullah Gül Başbakan olarak katılmıştı 26 Aralık 2000'deki YAŞ toplantısına) ve o günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Bizim yaptığımız işlem tamamen yasaldır. Eğer yapılan bu yasal ile işlemi beğenmiyorsanız bugüne kadar yasalı değiştirseydiniz. Tabanınıza hitap edeceğim diye yaptığınız iş ülkeye değil partinize yaramak ve yaranmak üzere yapılmaktadır. Bu nedenle de samimi olduğuna inanmıyoruz ve bunu silahlı kuvvetler bir meydan okuma olarak kabul ediyoruz" dedi.

GÜVEN SORUNU

Söz alan Kara Kuvvetleri Komutanı (Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman) ise "Hükümet ile silahlı kuvvetler arasında büyük bir güven sorunu vardır" dedi. Bilahare söz alan MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç ise, "Atılan askerlerin devlette veya bazı siyasi partilerin hakim olduğu belediyelerde iş bulmaları bizi gücendirmektedir. Bir çeşit bizimle alay edilmekte ve siz atarsanız bizde alırız denmek istenmektedir" dedi. Söz alan Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ise, "Biz çok dikkatli davranıyoruz ve çok esaslı bir elemeden geçiyoruz hata yapma olasılığımız az" dedi ve bir örnek verdi.

TAVSİYE

Yansı ile Genelkurmay Başkanı (Orgeneral Hilmi Özkök) söz alarak, "Şerh koymak yasal hakkınız ancak eğer koymazsanız bu dışarıya bizim bir bütün olduğumuz şeklinde yansıyacaktır ve bu dönemde ihtiyacımız olan konuda budur" dedi.

SIRA ERDOĞAN'DA

Bunun üzerine RTE söz alarak "Bir güven bunalımı yoktur. Bu konuyu abartıyorsunuz, din istismarına bizde karşıyız. Ama anlamadığımız şey güzide silahlı kuvvetlerimiz acaba neden bu sorununu yargı yolu ile halletmiyor. Biz diğer kararların örneği terfilerin yargıya kapalı olmasından yanayız ama atılanlara da ses çıkarmıyoruz. Onların bunu hak ettiğine inanıyoruz ama atma işleminin hukuk yoluyla ve yargıya açık olarak yapılmasını istiyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz acaba neden askeri yargıya güvenmiyor. Silahlı kuvvetlere meydan okuma tabirini uygun bulmadım ve yanlış kullanıldığından eminim. Bazı kişilerin atıldıktan sonra devlet bünyesinde iş bulmaları da yanlış bir şey değil. Zira atarak kişiyi cezalandırıyorsunuz. Eğer devlette iş vermezseniz ailesini de cezalandırırsınız" diye bir konuşma yaptı.

Vatan Gazetesi