Erdoğan'dan Aydın Doğan'a Cevap
Başbakan Erdoğan, Wall Street Journal gazetesine açıklamalarda bulunan Aydın Doğan'a Yozgat mitinginde cevap verdi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Doğan Holding A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın yabancı bir gazeteye yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, ''Sayın Doğan, önce kendine gel... Bu Başbakan öyle küçük düşünen bir başbakan değil. Bu Başbakan Türkiye'nin şanına yakışan,Türkiye'nin büyük düşünmesini kendisi için ideal addeden bir başbakan'' dedi.
Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmaya hava koşulları nedeniyle güçlükle ve gecikerek geldiğini belirterek başladı. ''Çok dolaştık, hakkınızı helal edin. Sizleri bu alanda çok beklettik fakat bu güzel hava rahmettir, rahmet... Bu kurak topraklara bir bereket'' diyen Erdoğan, yoğun kara rağmen kendisini dinleyen onbinlerce kişiyi görünce duygulandı.
Medeniyet ve kalkınma yolculuğunda Yozgat'ın AK Parti'yi hiçbir zaman yalnız bırakmadığını ve seçimlerde tercihini AK Parti'den yana kullandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Yozgat bu seçimlerde bütün Türkiye'ye çok anlamlı bir mesaj verdi. Milleti küçümseyenleri elinizin tersiyle ittiniz. Milletin yoluna taş koyanlara, Türkiye'ye engel çıkaranlara 'çekil yolumdan, gölge etmeyin, Türkiye'nin ufkunu karartmayın' dediniz. Demokrasiye sahip çıktınız. Milli iradeye sahip çıktınız. Büyük Türkiye'ye sahip çıktınız. Milletin tercihini yok sayanları, milletin oyunu aşağılayanları sandığa gömdünüz. Hamdolsun bizler de AK Parti olarak Yozgat'ın yüzünü kara çıkarmadık, başını öne eğmedik, mahcup etmedik. Emanetinizi kutsal bildik. Yozgat'ın bize emanetini yere düşürmedik, bundan sonra da düşürmeyeceğiz.''
Konuşmasında yerel seçimlerin yaklaştığını ifade eden Erdoğan, ''29 Mart'ta son sözü siz söyleyeceksiniz. İnanıyorum ki o gün geldiğinde daha gür bir sesle bir kez daha 'AK Parti' diyeceksiniz. 'Durmak yok yola devam' diyeceksiniz'' şeklinde konuştu.
''BUNLAR SANDIK CİNİ OLMUŞLAR''
Yozgat'ın çok güzel ve anlamlı bir türküsü olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ne diyor Yozgat sürmelisi? Dersini almış da ediyor ezber... Bunlar son 3 seçimde derslerini aldılar ama bir türlü ezberleyemediler. 3 Kasım'da derslerini aldılar ama ezber edemediler, 22 Temmuz'da aldılar ezber edemediler. Milletin verdiği dersten sürekli bütünlemeye kaldılar, ikmale kaldılar. 29 Mart'ta bir kez daha bunlara derslerini vereceksiniz. 29 Mart'ta bir kez daha bunları sandığa kilitleyeceksiniz. Hani Alaaddin'in lambası vardır. Lambanın içinden cin çıkar ya bunlar da sandık cini olmuşlar. Sizin kilitlediğiniz sandıktan çıkmak için akla hayale gelmedik vaatler uyduruyorlar. Masallardaki gibi 'dile benden ne dilersen' diyorlar, gökteki yıldızları vaat ediyorlar. Kim size 'ben gökteki yıldızları sayarım' diyorsa... inanılır mı? Bunlar da böyle. Bunlar bir şey anlattı mı bunlara deyin ki 'gökte kaç tane yıldız var?'... Yaptıkları iş bu Kaf Dağı'nın ardındaki sahte cenneti vaat ediyorlar. Her sabah yandaş gazetelerini açıp boy boy fotoğraflarını görüyorlar. Kendilerini dev aynasında görüyorlar. Onlara buradan Yozgat'tan sesleniyorum, medyadan kılavuz olmaz, kılavuzu karga olanın... Medyaya aldanma.
Seçime kadar, 29 Mart'a kadar manşeti medya yazar ama 29 Martta son manşeti benim Bozok yaylamın evlatları yazacak. En son manşeti bu millet atacak, Yozgat atacak. Medyaya değil meydana bak meydana. Milletin aynasına bak. Millet ne diyor? Milletin aynasına bak.''
Vatandaşlara CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın bu kente gelip gelmediğini soran Erdoğan, ''Buranın yolunu hiç biliyor mu? Peki burası Türkiye Cumhuriyeti'nin vatan toprakları değil mi? Bu nasıl siyaset yapıyor? İşte bunların siyaseti belli, Ankara siyaseti... Gel Sayın Baykal, buradan Yozgat meydanından Türkiye'ye bak da göreyim seni'' diye konuştu.
Kendisinin Yozgat'ta 16'ncı mitingini yaptığını hatırlatan Erdoğan, ''muhalefetin meydanlara çıkamadığını, kapalı salonlarda dolaştığını'' söyledi. Kar, tipi, boran demeden meydanlarda dolaştığını ifade eden Erdoğan, ''hava koşullarının milletle arasını açamayacağını, çünkü gönülden bağlı olduklarını'' bildirdi.
''NİHAYET SEÇİMİ HATIRLADILAR''
Muhalefetin proje üretmediğini de savunan Erdoğan, ''MHP'ye bakın, CHP'ye bakın nihayet Ankara'dan başlarını uzattılar, nihayet seçimi hatırladılar. Nihayet milleti, meydanları hatırlar gibi oldular ama dikkat edin bir tane projelerini duydunuz mu, bir tane planları var mı? Duyamazsınız bunların böyle bir niyetleri, böyle bir dertleri yok. Bunların hizmet diye, eser diye belediyecilik diye, şehircilik diye dertleri yok. Bunlar eski komünist rejimlerde vardı ya 'çamur at tutmasa da iz bırakır'. Bu anlayışla siyaset yapıyorlar'' diye konuştu.
''HER ŞEYİNİZ SAĞLAMSA NİÇİN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ''
Konuşmasında Doğan Holding A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'a da seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Buradan Sayın Doğan'a da sesleniyorum. Amerikan gazetelerinden bir tanesine açıklama yapıyor. 'Başbakanın çocuklarına' diyor 'ilgili haberlerimizden rahatsız olduğu için bunları koyma dedi. Biz de reddettiğimiz için bundan dolayı' diyor 'bize bunu yaptı'... Sayın Doğan, önce kendine gel. Bu Başbakan öyle küçük düşünen bir başbakan değil. Bu Başbakan Türkiye'nin şanına yakışan, Türkiye'nin büyük düşünmesini kendisi için ideal addeden bir Başbakan. Farklı alışmıştınız, alışkanlıklarınız bozuldu diye rahatsız oluyorsunuz. Çünkü sizler karşınızda el pençe divan duran başbakanlara alışmıştınız. Çünkü sizler İkitelli'den Babıali'den iktidarları yönetmeye alışmıştınız. Çünkü şimdi sizler devletin bir biriminin, Maliye Bakanlığının size yönelik yapmış olduğu rutin bir incelemeden eğer sizin her şeyiniz sağlamsa niçin rahatsız oluyorsunuz. Bundan kısa bir süre önce aynı yanlışı yine yaptınız ve mahkemeye dahi gitmediniz, uzlaşmaya gittiniz. Bu uzlaşmada da 200 trilyonu aşkın ceza ödediniz. Neden?''
''ANLAŞMA GAYET İYİ''
Göreve geldiklerinde vatandaşların kendilerinden ''tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedirmemelerini ve yememelerini'' istediğini belirten Erdoğan, ''Biz de ne yiyecek ne de yedirteceğiz'' dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Benim Sayın Aydın Doğan'a bir sözüm oldu. Dedim ki 'Bak, belden aşağı vurmayın. Çocuklarımızı, ailelerimizi, mahremimizi yalan yanlış haberlerle gelip de gazetelerinize basmayın'. Ben teşkilatıma bir sivil inisiyatif olarak şunu söyledim, 'şu gazete' demedim; 'yalan yanlış haber yapan gazeteleri boykot edin almayın' dedim. Niye? Çünkü habercilik doğru olmayı gerektirir. Şimdi bu medya grubunun avukatlığını kim yapıyor? Baykal yapıyor. Peki bu medya grubu ne yapıyor? O da Baykal'ın, CHP'nin taşeronluğunu yapıyor. Anlaşma gayet iyi. Taşeron... Bunu yapıyor.
Bir de biliyorsunuz çeteler, mafyalar meselesi vardı. Sayın Baykal ne dedi? 'Ben Ergenekon'un avukatıyım' dedi. Olay bu kadar açık, ortada. 'Biz bu ülkede çetelerle, mafyalarla, yolsuzlukla mücadele edeceğiz' dedik. Ve bu mücadeleyi hamdolsun veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Biz bunların her yaptığına laf yetiştiremeye kalksak Ankara'dan çıkamaz hale geliriz. Ama biz iş yapacağız, yapacağımız çok şey var. Yozgat atasözü çok güzel söylemiş; 'kara kazanın yanına varma, karası bulaşır'. Öyle mi? Biz AK Parti'yiz karaya bulaşmayacağız. Biz AK Parti'yiz, bu partinin üzerinde kara leke durmaz. Bu parti kara lekeyi kabul etmez. Güneş balçıkla sıvanmaz.''