Erdoğan'dan Başbuğ'a Gönderme
Org. Başbuğ basın toplantısında Ergenekon Soruşturma sürecini sert biçimde eleştirdi. Erdoğan üstü kapalı sözlerle adrese teslim mesaj gönderdi.
* "Nasıl ki sanayicinin, tüccarın, borsacının, çiftçinin, işçinin, memurun ilgi alanı belliyse siyasetçinin de hakimin de savcının da faaliyet alanı bellidir.
* Kimseye de suçlu nazarıyla nihai karar verilmeden bakmayalım, sürece yardım edelim, süreç içinde sorumluluklarımızı yerine getirelim, susmak gerekiyorsa susalım.
* Bu iddialara destek vermek taraf olmak değildir. Bu meseleyi taraftarlık meselesi olarak değil, hukuk meselesi olarak görerek, hukuki süreçlerin sağlıklı işlemesine destek olmaktır.
* Tüm aktörlerde siyasetin, ekonominin, hukukun, medyanın, bürokrasinin tüm aktörlerinden bu hassasiyeti göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum.''
Başbakan Erdoğan, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili yapılan eleştirilere ilişkin "Hakim ve savcılarımızı töhmet altında bırakmak kimseye fayda sağlamaz. Yargısız infaz yapmayalım. Sürece yardım edelim" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TOBB Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Ergenekon soruşturmasına değinen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Türkiye'de on yılların ardından nihayet oluşan mutabakat zeminini tahrip etmeye yönelik girişimler olduğunu, teşebbüslerde bulunduğunu biliyoruz. İstikrara, güven ortamına kastedenler, Türkiye'nin mutabakat zeminini bozmaya çalışanlar, huzur ortamını provoke etmeye çalışanlar, demokrasi ve hukuk içinde gereken cevabı buluyorlar, bulmalılar.
Bunu engellemeye çalışmak, Türkiye'nin ilerlemesini, istikrarını engellemeye çalışmaktır. Türkiye, demokratik bir hukuk devletidir, demokratik olgunluğa erişmiştir, hukuk sağlam zeminde görevini yapmaktadır.
Her bir ferde, vatandaşa düşen, demokrasi ve hukukun tüm boyutlarıyla işlemesine yardımcı olmaktır. Süreçle ilgili sorunlar, aksaklıklar, noksanlar olabilir fakat tüm bu sorunlar da bizzat hukuk tarafından çözüme kavuşturulmalıdır.
Hukuka dil uzatmak, hakimlerimizi, savcılarımızı, töhmet altında bırakmak toplumsal mutabakatı bozmaya çalışarak buradan rant elde etme gayretine girmek, hiç kimseye fayda sağlamaz.
Nasıl ki sanayicinin, tüccarın, borsacının, çiftçinin, işçinin, memurun ilgi alanı belliyse siyasetçinin de hakimin de savcının da faaliyet alanı bellidir.
Ortada son derece vahim iddialar var. Her hafta bir yerlerde içi, nereden geldiği belli olmayan silahlarla dolu çukurlar açılıyor. Her gün tarihimizin karanlık bir noktasını aydınlatmaya yönelik iddialar ortaya atılıyor. Bu iddialar sadece benim hükümetime, partime, benim arkadaşlarıma yönelik saldırıları dile getiren iddialar değil.
Bu iddialar Türkiye ekonomisinin, siyasetinin, istikrarının, huzurun, barışın, kardeşliğin hedef alındığına yönelik iddialardır. Bırakalım hukuk işlesin, bırakalım ak ile kara ortaya çıksın.
Yargısız infaz yapmayalım. Suç sabit olmadıkça kimseye 'suçlu' deme hakkımız yok, bunu bilmemiz lazım ama bırakalım süreç işlesin, suçlu ile suçsuz birbirinden ayrılsın.
Kimseye de suçlu nazarıyla nihai karar verilmeden bakmayalım, sürece yardım edelim, süreç içinde sorumluluklarımızı yerine getirelim, susmak gerekiyorsa susalım.
Bu iddialara destek vermek taraf olmak değildir. Bu meseleyi taraftarlık meselesi olarak değil, hukuk meselesi olarak görerek, hukuki süreçlerin sağlıklı işlemesine destek olmaktır.
Tüm aktörlerde siyasetin, ekonominin, hukukun, medyanın, bürokrasinin tüm aktörlerinden bu hassasiyeti göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum.''