Ertosun'dan 180 derecelik dönüş

Ertosun'dan 180 derecelik dönüş

Korsan kararnamenin mimarı Ertosun'un HSYK'ya seçilmeden önce fark-lı görüşlere sahip olduğu ortaya çıktı.

Ertosun, Yargıtay'da ikendolaylı dinlemenin dahi delil kabul edilmesini istemiş. Aksi birkararın çetelerle mücadeleyi zayıflatacağını savunmuş. Ertosun, HSYK'da ise Ergenekon'un yasal dinlemelerine bile karşı çıktı.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki korsan kararnameyle gündeme gelen Ali Suat Ertosun, Ergenekon savcılarının değiştirilmesini istemişti. Davaya tepki gösterirken, iletişimin denetlenmesi kararlarının da bozulmasını talep etmişti. Ancak Ertosun'un Yargıtay'da görevliyken tersi görüşleri savunduğu ortaya çıktı. Alınan bilgilere göre iki yıl önce Ceza Genel Kurulu'nda iki ayrı davaya şerh düşen Ertosun, çetelerle mücadeleye işaret etti. Bu konuda telefon dinlemenin önemini dile getirirken, dolaylı dinlemenin bile delil olması gerektiğini vurguladı: "Aksi, mücadelede zafiyet yaratır."

HSYK üyesi Ali Suat Ertosun'un Yargıtay 6. Ceza Dairesi üyesi iken Yargıtay Ceza Genel Kurulu (YCK)'na gelen iki davada tesadüfen elde edilen ve dolaylı dinleme olarak bilinen delillerin yasal delil kabul edilmeyeceği şeklindeki çoğunluk görüşüne katılmayan bir karar verdiği ortaya çıktı. 2006 ve 2007'de YCK'ya gelen iki ayrı davada çetelerle mücadelede dinlemenin önemini vurgulayan Ertosun, toplum güvenliğini tehdit eden ve büyük bir kısmı uluslararası boyutlarda olan terör, çıkar amaçlı ve yolsuzluk suçları ve suçlularla mücadelenin özel bir önem kazandığını işaret ediyor. Yargıtay'daki karara yazdığı muhalefet şerhinde, terör, çıkar amaçlı ve yolsuzluk suçlarıyla mücadelede telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesinin önem kazandığını ve toplum yararının öne çıktığını belirtiyor. Dinleme kararı olmayan kişilerin telefon görüşmesinin (dolaylı dinleme) de toplum yararı açısından delil kabul edilmesini istiyor. Ertosun, "Aksi, bu tür suçlarla mücadelede en önemli kaynaklardan birini yok edecek ve etkin soruşturmaların yapılmasının önüne geçecek; dinleme kararı alınan şüphelinin telefonu ile görüşen diğer kişiler yönünden yapılan dinlemelerin delil kabul edilmemesi, bu suçlarla mücadelede de büyük zafiyetler yaratacaktır." diyor.

Karara ilişkin olay 2007'de yaşandı. Sedat Peker ile avukatı Çağatay Özdemir'in telefonu Kelebek operasyonu kapsamında yasal olarak dinlendi. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ömer Güner Sazak'ın Avukat Özdemir ile 11 kez telefonla konuştuğu tespit edildi. Görüşmelerde Sazak'ın Özdemir'den lojman balkonunun pimapen bedeli veya tatil parasının ödenmesini istediği iddia ediliyordu. Rüşvet almak suçundan savcı Sazak hakkında açılan davada Yargıtay 5. Ceza Dairesi, rüşvet iddiasıyla ilgili yeterli delil bulunmadığını belirtti. Daire, sanık Sazak hakkında verilmiş iletişimin dinlenmesi kararı bulunmadığını, sanığa ait dinlemelerin tesadüfen elde edilmiş kanıt niteliğinde olduğunu, dinlemelerin yasadışı olduğunu kaydetti. Daire, savcı hakkında yasadışı delil dışında herhangi bir kanıt olmadığından beraatine hükmetti. Yargıtay savcılığının itirazı üzerine dava YCK'ya geldi. YCK, dairenin yasadışı delil kararının onanmasına hükmetti. Ali Suat Ertosun, karara muhalefet ederek, savcının rüşvet suçundan mahkûm edilmesini istedi. Ertosun, HSYK'ya üye olmasının ardından bu tavrıyla çelişkili bir tutum sergiledi. Korsan kararname krizinin ardından düzenlediği basın toplantısında HSYK'nın Ergenekon kapsamındaki dinleme, arama ve gözaltı kararlarının Yargıtay'da bozulması için Adalet Bakanlığı'ndan kanun yararına bozma yoluna gidilmesi kararlarını savundu. Bu girişimi de insan haklarına saygıya bağladı: "Biz moda tabiriyle açılım yapıyoruz. Hukuku açmaya çalışıyoruz. İnsan haklarının üst noktaya çıkarılmasını istiyoruz."

Zaman