Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Evet, geçmişimizle yüzleşelim!

Daha önce de yazdım, Evren’in işlediği cinayetlerle benim ne alakam var.. Ya da 60 darbesinden sonra Menderes’i asanlar adına ben niye özür diliyorum.. Enver Paşa’nın Almanlarla anlaşıp Rusyaya saldırmasının hesabını kim niçin bana sorabilir ki!

Ya da İttihat Terakki çapulcuları değil mi, Abdulhamid Han’ı Selanik’e Yahudi işadamı Alatini Efendinin evine sürgün gönderenler.. O Alatini Efendi değil mi, Selanik’teki Şimon Zwi / Şemsi Efendi mektebinin asıl patronu.. Sahi, Taksim’e yapılmak istenen Topçu Kışlası, Selanikten gelen Harekat Ordusuna direnen bir kışlaydı değil mi? Yoksa birileri Taksim’de bu tarihi davanın hesablaşmasını mı yapıyor, perde gerisinde..

Bana söyler misiniz, Kafkas cephesinde Ruslar kimlere Rus askeri elbisesi giydirdi, Fransız asker elbisesini giyenler kimlerdi Hatay, Adana, Maraş yöresinde..

Ermenileri sürgüne gönderenler kimlerdi. İttihat Terakkiciler değil mi? Onların da kimi Almancı, kimi İngiltere yanlısı, kimi Fransa yanlısı değil mi?

Birileri tavşana kaç, tazıya tut dedi.. Ermenileri Anadolu halklarına karşı silahlandırıp kışkırtanla, Osmanlı’da İttihatçı çeteleri Ermenilere karşı kışkırtanlar aynı ihanet çeteleri değil mi idi? En az İttihatçılar kadar İngilizler, Fransızlar, Ruslar, Amerikalılar ve Almanlar da suçludur bu cinayette.

Bizimkilerin Kars’ta kurdukları “İslam Cumhuriyeti”nde, hem Rus, hem Rum bakan vardı.. Kars İslam Cumhuriyeti, 13 Nisan 1919’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Somerset Arthur Gough-Calthorpe tarafından yıkıldı. Aynı İngiliz Komiserliği, İstanbul’dan çıkışta da Samsun’a gelişte de yol verdi, nasıl oluyorsa! İngilizler, Kars Hükümeti üyelerini de önce Batum’a, sonra Malta’ya sürdü.. Sıvas’tan, Erzurum’dan söz edilir ama, işin içinde Mustafa Kemal olmadığı için, anayasası, bayrağı, parası olan Kars İslam Cumhuriyeti’nden tarihler bahsetmez..

Bizim acar belediye başkanımız pek bilmiyor olsa gerek ama, İngilizlerin Ermenilere devrettiği Kars, 1920 sonbaharında Kâzım Karabekir komutasındaki birliklerinin bölgeyi ele geçirmesine kadar bir buçuk yıl işgal altında kaldı.

Başkanlığına Cihangirzade İbrahim Bey’in getirildiği konfederasyon, 17 Ocak 1919 ve 18 Ocak 1919 tarihlerinde Dr. Esat Oktay Bey başkanlığındaKars’ta toplanan ve 131 temsilcinin katıldığı kongrede, Kars Millî İslâm Şûrası’nın adı Cenûb-i Garbî Kafkas Hükûmet-i Muvakkata-i Milliyesi (Güneybatı Kafkasya Milli Geçici Hükümeti) olarak değiştirilmiştir. Bu geçici hükümet, 18 maddeden oluşan anayasası, yeşil ve kırmızı zemin üzerinde bulunan ay-yıldızlı bayrağı kabul edip; 12 üyeli bir bakanlar kurulu ve halkın oyu ile seçilen 131 milletvekilli bir parlamento kurmuştur. O mecliste, o bölgede yaşıyan bütün farklı, dini ve etkin topluluklar temsil ediliyordu. 25 Mart 1919 tarihinde bu meclis Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümet-i Cumhuriyesi adını almıştır. 

George Soros’un Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür işbirliğiyle hazırlanan bir sergi var, şimdi Anadolu’yu dolaşan “Bir Daha Asla! Geçmişle Yüzleşme ve Özür” sergisi İstanbul ve İzmir’in ardından Diyarbakır’da da açıldı. Soykırım iddiaları ile ilgili olarak, “Türkiye de özür dilemeli ve geçmişiyle yüzleşmeli” mesajı verilmeye çalışılıyor.. Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton ve İstanbul sergisine onur konuğu olarak katılan Prof. Dr. Elazar Barkan, aceba, Ermen’i hadisesi ile ilgili “öteki gerçekler”i neden sergiye yansıtmazlar. Ya da madem 100 yıl öncesine gidiyoruz. 19 yıl öncesi, bir milyon insanın ölümü ve 2 milyon insanın sakat kalması ile sonuçlanan Ruanda katliamı ile ilgili olarak, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın özür dilemesi için ortak bir çalışmaya destek verirler mi?

Ya da Gazze için mesela, Mavi Marmara için.. Hiç sanmam..

Kızılderililer, kara derililer, sarı derililerden söz etmiyorum.. “Bir damla kan, bir damla petrol” diyenlerden de..  Güney Afrika’ya girmeyelim isterseniz, ya da 

1885 ve 1908 yılları arasında Kral Leopold’un Afrika’daki hâkimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden söz edelim mi? Patrice Lubumba’dan ya da!

Çin ve Hindistan’ın nasıl uyuşturucuya alıştırıldığından, Hintli dokuma ustalarının başına gelenlerden söz edelim mi ya da! Soğuk savaşın sergisini açalım mı? Soğuk savaşın arkasında kimler vardı. Kim kimden özür dilemeli aceba..

Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin kanları ve gözyaşları üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek isteyenlerin yerli işbirlikçileri şimdi kalkmış bize insanlık dersi vermeye mi kalkıyorlar ya da sureti haktan gözükerek yeni kavgaların fitilini tutuşturmak için mi buradalar yoksa..

Amerika’nın son 50-60 yılda ve halen özellikle Orta ve Güney Amerika ülkelerinde yaptığı darbeler ve öldürttüğü milyonlar, Vietnam, Hiroşima-Nagasaki, Irak, Libya, Afganistan, Türkiye ve diğer İslam ülkelerdeki darbe ve katliamları varken niçin sadece bu konuyu öne çıkartıp, yaraları kaşıyor ki, birileri. Aramızda suçlusu ve sorumluları olsa da, onları bırakıp, neden ona karşı olan bizlere karşı böyle bir kampanyada böyle bir rol üstleniyorlar ki..

Bu konu burada bitmeyecek. En iyisi yarın da devam edelim..

Bir de bir teklifim olacak bu konu ile ilgili olarak, STK’larımıza, basınımıza ve üniversitelerimize.. Niye hep başkaları yapıyor, biz şikayet ediyoruz ki. O zaman biz de üzerimize düşeni yapalım.. Her şeyi Ankara’dan, hükümetten beklemekten vazgeçelim lütfen..

Konuşulacak o kadar konu var ki. Hani Kırım’ı konuşuyoruz da, Tatarları da konuşmamız gerek. Kafkas halklarını da.. Türk’ü-Kürd’ü nereden geliyor, nereye gidiyor onu da.

Zihin haritamızı hep batılılar oluşturuyor.. Bir deli bir kuyuya bir taş atıyor, 40 akıllı, 40 yıl o taşı çıkarmaya çalışıyor.. Bu fasit daireden bir çıkmamız gerek.. 300 yıllık tarih; yalan bir tarih.. Üretilen kavram ve kurumlar büyük ölçüde batı değerler sisteminin ürünü.. Bu bilim adına büyüden çıkmamız gerekiyor. Bunların paraları gibi bilim dedikleri şey de bir illüzyon. Hukukları da öyle..

Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 819 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar