Fetih ABD destekli darbe yapacaktı

Fetih ABD destekli darbe yapacaktı

Hamas'ın Gazze'yi Fetih'e karşı kontrol altına almasının nedeni, Fetih'in ABD destekli bir darbe yapma ihtimalinin artmasıydı...

Jonathan Steele (Arşivi)

Atladılar mı yoksa itildiler mi? Hamas Gazze'de Fetih karagâhlarını kışkırtma olmaksızın mı ele geçirdi yoksa Fetih'in olası bir darbesini engellemeyi mi amaçladı? Geçen haftaki kargaşadan sonra, gerçekleri ortaya çıkarmak giderek daha da önem kazanıyor.
Temel neden çok iyi biliniyor. ABD desteğiyle İsrail, Hamas'ın seçim zaferini kabul etmeye hazır değildi. Pasif AB'nin de desteğiyle iki hükümet, Filistinli muadillerini siyasi olarak boykot etme ve ekonomik yardımı engelleyerek seçmenleri cezalandırma kararı aldı. Gazze'yi tam bir açık cezaevine dönüştüren ve büyük bir insani krize yol açan politikaları dramatik bir etki yarattı. Amaç, Filistinli seçmenlerin Hamas'ı karşılarına almasını sağlamaktı. Dış baskıların genellikle direniş yarattığı düşünüldüğünde bu aptalca ve sinik bir stratejiydi.

Abbas'a 1.27 milyar dolar yardım
Bu politika, ABD'nin Hamas'ın seçim zaferi öncesinde Gazze ekonomisine yardım etmesi için atadığı eski Dünya Bankası Başkanı James Wolfensohn gibi Batılı yetkilileri bile şoke etti. Wolfensohn, ABD ve İsrail'le uyuşmayarak istifa etmesinin gerekçelerini açıklarken, "Sonuç, daha fazla ekonomik faaliyet değil, daha fazla bariyer inşa etmek oldu" dedi.
Hamas da seçim zaferine herkes kadar şaşırdı. Zaten Fetih'e de koalisyon önerdi. Öneri reddedildi. Bu durum başta Fetih'in seçim sonucu nedeniyle gururunun kırılmasından kaynaklanmış olabilirdi. Ancak tekrar tekrar reddedilmesi, Fetih'in boykot stratejisini sürdüren ABD'yle işbirliği yaptığını gösterir gibiydi.
Bazı raporlar boykotun daha kötü bir yanını ortaya koydu. Bunlara göre, ABD geçen yıl Mahmud Abbas'ın başkanlık muhafızlarını Hamas'ı yenmeleri için silahlandırma planını devreye soktu. İsrail çoktan onlarca Hamaslı vekili ve belediye başkanını Batı Şeria'da tutuklamıştı bile. Bir sonraki adım, Gazze'de de aynı şeyi, bu sefer Filistinliler aracılığıyla yapmaktı.
Seçilmiş hükümetlere karşı direnişi silahlandırmak ABD'nin sık başvurduğu bir yol. Hamas karşıtı planın mimarı sayılan ulusal güvenlik danışman yardımcısı Elliott Abrams'ın 1980'lerde Nikaragua'nın seçilmiş hükümetine karşı kontraları silahlandıran Ronald Reagan döneminin en önemli aktörlerinden biri olması rastlantı değil. Ortadoğu'da dolaşan belgeler Abrams'ın 'sert darbe' stratejisinin kanıtı sayılabilir. Bir metinde, ABD'li yetkililerin bir Arap hükümetiyle görüşmelerinde ortaya koyduğu hedefleri sıralıyor. Bunlar, 'Filistin'de Abbas ve Fetih'i ağırlık merkezi konumunda tutmak', 'Hamas'ın ideolojik koşullarından vazgeçmesini beklemek için zaman harcamaktan kaçınmak', 'Ekonomik ihtiyaçları kullanarak Hamas'ın siyasi konumunu zayıflatmak' ve 'Abbas'ı erken seçim çağrısı yapabilecek ve bunu gerçekleştirebilecek biçimde güçlendirmek'.
Belge 2 Mart tarihli. Suudi Arabistan'ın arabuluculuk yaptığı ve Abbas'ın birlik hükümetine onay verdiği Mekke Anlaşması'ndan bir aydan az bir süre sonra. Sonucunda Hamaslı Haniye'nin başbakan kaldığı anlaşma, İsrail ve ABD'yi altüst etmişti. Belge, ABD'nin bunu sabote etmek istediğini ortaya koyuyor. Hamaslı yetkililere göre, Abbas'a daha sonra İsrail Başbakanı Olmert veya ABD Dışişleri Bakanı Rice ve Abrams'la yaptığı her görüşmede anlaşmayı bozması söylendi.
ABD'nin maksadının ana hatlarının çizildiği belgede, Abbas'ın emrindeki başkanlık muhafızı ve güvenlik güçlerine, 7 ek tabur sağlayacak 1.27 milyar dolarlık bir programın devreye sokulması öngörülüyor. Belgede, 'Arzu edilen sonuç, Filistin güvenlik güçlerinin dönüştürülmesi ve Filistin Yönetimi'ne bir acil durum kabinesi oluşturmak gibi koruyucu kararlar alabilmesini sağlamak" deniliyor.
AB Ortak Savunma ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın eski Ortadoğu danışmanı Alastair Crooke, İsrail'in bazı silah tedariğini engellediğine dikkat çekiyor. İsrail Gazze'ye çok fazla silah gönderilmesi konusunda, Fetih'in kaybedebileceği endişesiyle ihtiyatlı. Bu nedenle planın sadece bir bölümü gerçekleştirilebildi. Ancak Crooke, Hamas'ın Mekke Anlaşması'nın sabote edilmesinden, Fetih'in Gazze'deki en güçlü adamlarından Muhammed Dahlan'ın bağımsız içişleri bakanı görevini kabul etmemesiyle öfkelendiğini söylüyor. Crooke, "Dahlan, içişleri bakanıyla anlaşmayı reddetti ve silahlı adamlarını sokaklara yerleştirdi. Hamas kontrolü, güvenliği tehlikeye atan bu birliklerden geri almaktan başka çok az seçeneği olduğunu hissetti" diyor.
Hamas sözcülerinden Ahmed Yusuf, hareketin hızlı davranması gerektiğini düşündüğünü doğruluyor. Ona göre geçen haftaki olaylar, "ABD ve İsrail'in Hamas'ı iktidardan uzaklaştırmak isteyen Fetih'i silahlandırmasının sonucu."


Blair de nereden çıktı?
Hamas Gazze'de ABD-Fetih planlarını engellerken, Abbas Batı Şeria'da acil durum hükümeti oluşturarak bu planı hayata geçirmeye çalışıyor. Bu politika, anayasanın bu hükümetin 30 gün süreceğini söylemesiyle çöktü. Anayasayı üçte iki çoğunlukla yenilemesi gereken meclis Hamas kontrolünde. Tek mantıklı politika, örgütü marjinalleştirmeye son vermek.
Peki ABD'nin Tony Blair'i Ortadoğu temsilciliğine getirme fikri nereye denk düşüyor? Bu Bush, Olmert ve Blair'den oluşan bir 'itibarsızlar koalisyonu' yaratacak ve Blair'in Filistinliler arasında güvenilirliği olmadığı düşünülürse şaka gibi geliyor. Mekke Anlaşması'nı diriltmeleri için işi Suudilere bırakmak daha iyi. (22 Haziran 2007)

radikal