Gazze'de kişi Başına Düşen Su Miktarı 5 litre
Gazze Belediyesi Sözcüsü Mehna, Siyonist Rejim'in askeri saldırıları yüzünden Gazze'deki su kaynaklarının yüzde 85'inin yok ediliğini belirterek
İsrail'in 80 yıllık suçları son aylarda Gazze'de uygulanan soykırımla en karanlık sayfası haline geldi. Siyonistlerin gece gündüz saldırılarının yanı sıra Gazze halkı ciddi bir gıda ve ilaç sıkıntısıyla karşı karşıyadır.
Mehr Haber Ajansı Türkçe Servisi muhabirine konuşan Gazze Belediyesi Sözcüsü Hüsnü Mehna, İsrail'in 7 Ekim'den itibaren bombaladığı ve halkı zorla aç ve susuz bıraktığı Gazze Şeridi'ndeki duruma ilişkin bilgi verdi.
Gazze halkının gerçek bir kriz içerisinde olduğunu belirten Mehna, içme suyunun evlere çok az miktarda ulaştığını, birçok bölgede içme suyuna erişim sağlanmadığını ve vatandaşların az miktardaki suya erişimde büyük sıkıntı yaşadığını ifade etti.
Hüsnü Mehna, "Filistinli ailelerin kullanabileceği ortalama su miktarı günde 5 litre iken, uluslararası kurumların değerlendirmesine göre insanların ihtiyaç duyduğu su miktarı günde 120 litreyi aşıyor. Gazze'deki durum oldukça endişe verici. Siyonist işgalciler, saldırılarının başlangıcından bu yana bu bölgenin su tedarik altyapısını kesti. Gazze'nin birçok su kuyusunu ve deniz suyunu tuzdan arındırma tesislerini bombalayarak derin bir krize neden oldu ve Gazze'nin su kaynaklarının yüzde 85'ini yok etti" dedi.
Gazze susuzdur
Mehna şöyle devam etti: "İşgalciler, Gazze'nin su kaynaklarını hedef almanın yanı sıra farklı bölgelere giden su borularını da vuruyor. Bu nedenle birçok bölgeye su temini imkanı sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. İçme suyu şebekelere bağlı olsa bile bu sular sokaklara akıyor, dolayısıyla vatandaşlar kullandıkları çok az miktardaki içme suyuna ulaşmak için uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyor."
Altyapılar yokediliyor
Gazze Belediyesi Sözcüsü ayrıca bu savaşta evlerin, okulların ve hastanelerin yıkılmasına dikkati çekerek şunları kaydetti: "Gazze, bir bakıma bu bölgenin idari başkenti olan Gazze Şeridi'nin en büyük kenti olarak kabul ediliyordu ve tüm kurumlar, üniversiteler, akademiler, devlet kurumları ve uluslararası şirket ve kuruluşların ana merkezleri bu kentte bulunuyordu. Bu konu Gazze kentine eşsiz bir özellik kazandırdığı için Siyonist rejimin bu bölgeyi neredeyse tamamen yok etme kararı almasına neden oldu. Siyonist işgalcilerin bombardımanı yüzünden tahribat çok büyük olup, yüzlerce Filistinlinin barındığı birçok kule, apartman ve konut tamamen yıkıldı. Kentte yaşayanlar da çoğunlukla yerlerinden edilerek güney bölgelerine göç etmiş durumda."
Mehna, işgalcilerin Gazze'de birçok camiyi yokettiğini ve sadece sınırlı sayıda caminin ayakta kaldığını belirterek, "İşgalciler üniversiteler, eğitim kurumları ve Gazze'de faaliyet gösteren hizmet merkezlerinin neredeyse tamamını yok ederek Gazze halkını içme suyu, tıbbi ve sağlık hizmetlerinden mahrum bıraktı. İşgalciler Gazze'nin altyapısını büyük ölçüde tahrip etti. İletişim yolları yok edildi, sokaklar kirlendi, su ve kanalizasyon hatları hedef alındı. Artık yüzbinlerce Gazzeliye hizmet sağlama imkanı yoktur." dedi.
Tüm Gazze halkı yoksullaştı
Mehna, sözlerini şöyle sürdü: "Gazze Şeridi tam ve çok şiddetli bir kuşatma altındadır ve insani yardımın bu bölgeye ulaşması mümkün değildir. Bugün tüm Gazze halkı ekonomik kriz içerisinde ve hepsi yoksulların arasına girmiş durumda. Tüm sosyal sınıflar yok olmuş, üst ve orta sosyal sınıflar artık kalmamış, hepsinin insani yardıma ihtiyacı var, savaş sonucunda gelirleri yok olmuş, özel sektör tamamen devre dışı bırakılmış."
Gazze'deki pazarlarının durumu
Gazze'deki pazarların da neredeyse tamamen yıkıldığını aktaran Hüssü Mehna, "El-Şücaiyye pazarı, Siyonist Rejim tarafından yerle bir edildi ve kentin merkezinde bulunan Filistin meydanındaki el-Zaviye pazarı da ayndı durumda. İşgalciler yıkıcı füzelerle Şeyh Rıdvan pazarını da hedef aldı. Gazze'nin ana kıyı pazarı da tamamen yok edildi. Yeni açılan Yermuk pazarı da Siyonistlerin saldırılarından kurtulamadı. Bu pazar Gazze'deki savaşın başlamasından sadece birkaç gün önce açılmıştı." ifadelerinde bulundu.
Gazzeli yetkili, "İşgalciler kentin pazarlarını hedef alarak insanları evlerinden çıkmaya zorlayarak kentteki yaşam koşullarının tamamen yok olmasına çalışırken, Gazze sakinleri kentin farklı bölgelerindeki seyyar pazarları yeniden açmaya çalışıyor. Gazzeliler tüm koşullarda topraklarına sadık kalacakları ve bu bölgeden ayrılmayacakları mesajını vermek istiyor." ifadelerini kullandı.
Gazze'deki derin ekonomik kriz
Mehna, Gazze'deki ekonomik krize de dikkati çekerek, "Bazı pazarlarda kısmi ticaret var ancak temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarının çok yüksek olması ve Gazze'de uzun süredir devam eden savaş nedeniyle Gazzeli hanelerin alım gücünü kaybetmesi nedeniyle bu çok sınırlı. Gazze'deki ekonomik krizin çözümü, savaş ve soykırımın durdurulması için Siyonist rejim üzerindeki baskıyı artırmak üzere tüm Arap ve uluslararası ülkelerin ve dünya toplumunun müdahalesini gerektiriyor. Böylece bu bölgelerdeki yaşam koşulları gitgide nispeten normal koşullarına dönebilir." dedi.
Hüsnü Mehna, Gazze kentinde malların fiyatındaki çok yüksek enflasyona da işaret ederek, "Bu enflasyon Gazze'deki malzeme ve temel malların eksikliğinden kaynaklanıyor. Gazze halkının gerçek ve kalıcı bir geliri olmadığı gibi, bu bölgede paranın dolaşımı da düzgün yapılmadığı için likiditeye erişimi de kaybetmiş durumda. Şehirde bankalar faaliyet gösteriyor ancak paranın asıl dolaşımı Gazze'de gerçekleşmiyor ve paranın dolaşımı sadece farklı alanlarda faaliyet gösteren satıcılar tarafından yapılıyor ve tüccarlar ve iş adamları bir rol üstlenemiyor." diye konuştu.