Gül'den Talabani'ye PKK hatırlatması
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Celal Talabani'nin dün bir TV kanalında ''PKK ya silah bıraksın ya Irak'ı terk etsin'' şeklinde beyanatının bulunmadığını açıklaması ile ilgili soruya yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Gül'ü, Esenboğa Havalimanı'ndan, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Ankara Valisi Kemal Önal, Garnizon Komutanı Korgeneral Mehmet Emin Alpman ve öteki ilgililer uğurladı.
Gül'e, eşi Hayrünnisa Gül, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve kalabalık bir heyet eşlik ediyor.
Cumhurbaşkanı Gül, hareketinden önce geziye ilişkin açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TOPLANTILARDA NATO'NUN DÖNÜŞÜMÜ, BAŞTA AFGANİSTAN VE KOSOVA'DAKİLER OLMAK ÜZERE İTTİFAKIN HAREKATLARI, ORTAKLIKLARI, NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ GİBİ KONULAR DA ELE ALINACAKTIR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO'nun 60. Yıl Dönümü Zirvesi'nde, örgütün 60 yıldır dayandığı temel ilkelerin devamlılığını teyit eden ve 21. yüzyıla ilişkin vizyonunu ortaya koyan İttifak Güvenliği Deklarasyonu'nu kamuoyuna açıklayacaklarını bildirdi.
Gül, NATO'nun 60. Yıl Dönümü Zirvesi dolayısıyla Almanya ve Fransa'yı kapsayan ziyareti için Almanya'ya gitti.
Hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklama yapan Gül, kendisine Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve diğer yetkililerin refakat edeceklerini söyledi.
Devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getirecek zirvenin tarihi nitelik taşıdığını belirten Gül, ''Zirve her şeyden önce kuruluşundan bu yana gerek müttefiklerin güvenliğini sağlayan gerek Avrupa, Atlantik bölgesinde ve ötesinde barışa ve istikrara katkıda bulunan NATO'nun başarılarını teyit etmek ve misyonlarını onaylamak için en büyük fırsat olacaktır'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
''NATO, kuruluşundan 60 yıl sonra dahi uluslararası güvenliğin en temel unsurlarından biri olarak önemini korumaktadır. Zirve, ittifakın geleceğe dönük bir bakışla 21. yüzyılın tehditleriyle mücadelede yeni rol ve sorumluluklar üstlenmeye hazır olduğu mesajının verilmesi için de yine bir vesile teşkil etmektedir.
Türkiye, hepimizin yakından bildiği üzere 1952'den bu yana güvenilir bir müttefik olarak NATO'ya özveriyle katkıda bulunmaktadır. Savunma ve güvenlik politikalarımızın temelini oluşturan NATO üyeliğimiz ittifakın savunduğu çağdaş ilke ve değerlere bağlılığımız bakımından da sembolik öneme haizdir. Bu nedenle NATO'nun 60. yıl dönümünün ülkemiz açısından da ayrı bir önemi vardır.
Tarihi ve törensel olmasının ötesinde bu zirvede güncel konuların görüşülmesi ve bazı mühim kararların alınması da beklenmektedir. Bu bağlamda, NATO'nun 60 yıldır dayandığı temel ilkelerin devamlılığını teyit eden ve 21. yüzyıla ilişkin vizyonunu ortaya koyan İttifak Güvenliği Deklarasyonu'nu kamuoyuna açıklayacağız. NATO'nun mevcut ve ilerde üstlenebileceği rol ve sorumluluklar çerçevesinde siyasi yönlendirme sağlayan stratejik konseptin dinlenmesine yönelik çalışmaların başlatılması için de direktifler vereceğiz.
Zirvede, ayrıca Arnavutluk ve Hırvatistan'ın ittifaka resmen üye olarak katılımlarını da tabii ki kutlayacağız.
Yine bu vesileyle ittifakın gündeminde yer alan NATO'nun dönüşümü, başta Afganistan ve Kosova'dakiler olmak üzere ittifakın harekatları, ortaklıkları, NATO-Rusya ilişkileri gibi konular da ele alınacaktır. Tüm bu hususlarda müttefikler olarak görüş alışverişinde bulunacağız. Zirve vesilesiyle bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla da ikili görüşmeler yapmayı öngörmekteyim.
Almanya ve Fransa'daki toplantı ve temaslarımızın ittifakın geleceğini ilgilendiren hayati konularda ülkemizin görüşlerini aktarma ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunma imkanı sağlayacağına inanıyorum.''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliğine adaylığı konusunda, ''Bizim için önemli olan NATO'nun güçlü olmasıdır ve işlevlerini en iyi şekilde yapabilmesidir. Her şeyden önce bu gelir, isim meselesi değil'' dedi.
NATO zirvesine katılmak üzere Almanya'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulunan Gül, daha sonra gazetecilerin sorularını da cevapladı.
Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, Danimarka Başbakanı Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliğine adaylığının teyit edildiğini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın buna şahsen karşı olduğunu açıkladığını belirterek, Türkiye'nin NATO zirvesine nasıl pozisyonla katılacağının sorması üzerine şunları söyledi:
''Bu konuda görüşlerimizi daha önce paylaşmıştık. O görüşlere dikkatli şekilde bakılırsa Türkiye'nin ne düşündüğü anlaşılacaktır. Türkiye'nin görüşü de tektir. Uluslararası meseleler söz konusu olduğunda, kendi iç mekanizmalarımızda bunları görüşürüz. Bizim için önemli olan NATO'nun güçlü olmasıdır ve işlevlerini en iyi şekilde yapabilmesidir. Her şeyden önce bu gelir, isim meselesi değil.''
Cumhurbaşkanı Gül, NATO Genel Sekreterliği için 3 kişinin adaylığını açıkladığına ve yeni adayların çıkmasının beklendiğini ifade ederek, Avrupa Atlantik kurumlarında ortak kararların istişare, karşılıklı anlayış, güven ve uzlaşı sonucu alındığını söyledi.
Bu süreçte, en küçüğünden en büyüğüne bütün üye ülkelerin fikirlerinin alındığını anlatan Gül, endişelerin paylaşılması, hassasiyetlerin dikkate alınması sonucunda kararların oy birliğiyle alındığını kaydetti. Gül, ''Bu bazen uzun sürer, bazen sancılı olur ama sonunda hep 'kazan kazan' çerçevesi içinde NATO güçlü çıkar'' dedi.
Türkiye'nin bu konuya, NATO'nun fonksiyonlarını en iyi şekilde yapabilmesi açısından yaklaştığını belirten Gül, ''İstişareler devam etmektedir. Görüşlerimiz en en açık, en samimi şekilde müttefiklerimizle paylaşılmaktadır, paylaşılmaya da devam edecektir'' diye konuştu.
NATO Genel Sekreteri'nin belirlenmesi sürecinin, müttefikler arasındaki uzlaşma ve ittifakla karar vermesine bağlı olduğunu ifade eden Gül, tüm adayların değerli olduğunu söyledi.
-AFGANİSTAN'A ASKERİ GÜÇ GÖNDERİLMESİ-
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, Afganistan'a muharip güç gönderilmesine karşı olduğunun daha önce açıklandığının hatırlatılarak, bu konuda aynı tavrın devam edip etmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin, Afganistan'daki barış gücüne sadece askeri bakımdan değil, bir çok alanda katkı verdiğini anlattı.
Afganistan'a sadece savaşan güçle katkı sağlanmadığını ifade eden Gül, bazen başka katkıların da söz konusu olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin ISAF'ın komutasını yakın gelecekte devralacağını anımsatan Gül, ''Türkiye, Afganistan'a katkılarını artıracaktır. Türkiye, Afganistan'a en çok katkı sağlayan ülkelerin başındadır'' dedi.
-TALABANİ'NİN AÇIKLAMALARI-
Gül, Irak'ı ziyareti sırasında yapılan basın toplantısında, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin, ''PKK ya silah bıraksın ya Irak'ı terk etsin'' şeklinde beyanatının bulunmadığı yönündeki haberleri nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, ''O basın toplantısında hep beraber konuştuk ve dinledik. Ben, onun benim yanımda söylediklerine inanmak isterim. Irak anayasası kendi toprakları üzerinde herhangi bir illegal silahlı örgüte, terör örgütüne müsaade etmemektedir'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin, Batı basınında ''Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınırın açılacağına ilişkin anlaşmaya varıldığı'' yönünde haberler yayınlandığını ifade ederek, bu konuda gelinen noktanın ne olduğunu sorması üzerine, şu karşılığı verdi:
''Bu yazılanlar doğru değil. Türkiye bütün komşularıyla ilişkilerini daha iyi duruma getirmek için, bölgesinde geniş bir istikrar ve güven ortamı oluşturmak için iyi niyet sarf etmektedir. Komşularının da bu yönde arzuları vardır. Türkiye'nin bu gayretlerine karşı iyiniyetle el uzatılmaktadır. Bunlarla ilgili çalışmalar, görüşmeler ilgili görevlilerimiz tarafından yapılmaktadır. Türkiye, Kafkaslar'da istikrara büyük önem vermektedir, bütün sorunların çözümüne büyük önem vermektedir. Bütün çalışmalar bu çerçevededir.''
ajanslar