Gül:"Şii- Sünni Çatışması İlkelliğin Göstergesi"
Cumhurbaşkanı Gül ,Suriye ve Mısır meselesi olmak üzere İslam dünyasının birçok konuda bölündüğüne dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler (BM) zirvesi için ABD'ye gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, New York'taki Türkevi'nde biraraya geldiği gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Başta Suriye ve Mısır'daki problemler olmak üzere Müslüman ülkelerin sorunlarını çözmede BM'nin yetersiz kaldığına dikkat çeken Gül, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da etkisizliğine değindi. İslam dünyasının mezhepsel temelde büyük bir çatlamanın eşiğinde olduğunu vurgulayan Gül, 'Avrupa'nın Ortaçağ'da yaşadığını İslam dünyası şimdi yaşıyor' dedi.
'İslamî kuruluşlar hem etkisiz hem de içlerinde bölünmeler var. En son Suriye ve Mısır krizlerinde bölünme içinde bölünmeler oldu. Halbuki önemli olan, problemin ortaya çıkmasını engellemek. Önleyici tedbirler almak. Batı çok acılar çekti, çok kan döktü ama sonunda problemleri önleyici bir diplomasi geliştirdiler. Helsinki'de oturup belli değerler, mekanizmalar geliştirdiler. Tabii ki bu, bir olgunluk gerektiriyor ve İslam dünyasında henüz bu yok. Böyle olunca problem ölümcül noktaya geliyor' diyen Gül, temel sorunun aslında 'liderlerle ilgili' olduğunu söyledi. Gül, şu mesajları verdi:
ÖNCÜLÜK YERİNE KANDIRMA
Türkiye'nin arabuluculuk, kolaylaştrıcılık faaliyetleri İslam dünyasındaki bölünmeler yüzünden son 10 yılda çok yoğunlaştı. İslam dünyasındaki sorun, nihayetinde liderlerle ilgili. Kendi ülkesindeki dönüşüme öncülük etmek, dünyayı ve geleceği iyi okumak yerine önce halkı kandırmaya, olmazsa ezmeye çalışınca olmuyor. Çamura saplanmamak önemli, girdikten sonra her tarafına bulaşıyor. Kan dökülüyor. Olan, halklara oluyor. Ancak İslam dünyası korku duvarlarını aştı. Onun için ne olursa olsun geri dönüş olmaz. Sancılar çekildikten sonra bir yere ulaşılacak; önemli olan öngörüp az maliyetle oraya ulaşmak. Yoksa bedeli ağır olur.
MEZHEPÇİLİK BÜYÜK TUZAK
Avrupa'nın Ortaçağ'da yaşadığını İslam dünyası şimdi yaşıyor. Sünni bir lider, diktatör olacak ses çıkarmayacaksın. Hak hukuk bilen Şii ile mezhebi yüzünden savaşacaksın. Ya da bir Şii her türlü gaddarlığı yapacak, sadece Şiilik adına onu tutacaksın. Bunlar ilkelliğin göstergesi. Bu büyük bir tuzak, bütün Ortadoğu için... Ayrıca bu grupların kendi içinde de bölünmeler var. Sünnilik içinde 3-4 parça çıktı. Ama bu bir iklim meselesi. Öncelikle o iklimi oluşturmamak gerekir. Onun için liderliklerin rolü çok büyük. O iklim oluşunca kutuplaşma ve cepheleşme hemen ortaya çıkıyor. Cepheler içinde cepheler doğuyor. Onun için bu tip şeylere girmeden önce çok düşünmek, her türlü çareyi denemek gerekiyor. Böyle bir ortama sürüklenmemek gerek.
Şartlar insanı vahşileştirir
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye-Suriye sınırındaki radikal grupların faaliyetlerine ilişkin soru üzerine 'Bu bizim en büyük kaygılarımızdan birisi' dedi. Olaylar ilk başladığında bugünleri tahmin ederek Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e sürekli uyarılarda bulunduklarını ifade eden Gül, şöyle konuştu:
'Bu bir süreçle ortaya çıkar. Bir tarafta haksızlık, zulüm, silah sözkonusu olursa ona karşı direnç sözkonusu olur. Bu ortamlar olduğu süre için de o ülkede bir grup mücale ederken haksızlığa karşı, kurulu düzene karşı giderek radikalleşir, giderek ekstremleşir. Ondan sonra da onların arasından 'terörist' diyebileceğimiz gruplar çıkar. Başında belki hiçbiri terörist ya da radikal değildi. Ama bu şartlar insanları o noktaya getirdi. Karıncayı ezmeyen insanlar öyle bir noktaya gelir ki karşılıklı vahşetin içine girerler. Olaylar nedeniyle yepyeni yapılar ortaya çıktı ve birbirleriyle mücadele eder hale geldi. Bizim için bu büyük bir güvenlik tehdididir. Bu birinci derecede bizi ilgilendirir.'
ENFEKSİYON VARSA HERKES KONAR...
'Bir yerde gelmiş el-Kaide ofis açmış ve her taraftan adam getiriyor' değil bu iş. Bir enfeksiyon açıldı mı, herkes gelir konar üstüne. Burada böyle bir ortam yaratılınca ve uzun sürerse, altından kalkılması da çok uzun sürecek işler çıkacak. Biz bunu müttefiklerle, ilgililerle çok konuştuk. Ama en başında da Suriyelilerle konuştuk. Bugün yaşananlar hepsi bizim söylediğimiz şeyler. Bu böyle bir süreç. Başında birkaç yüz kişiyken, önce birkaç bin, sonra 10 binler olur. Açık söyleyeyim. Arkadaşlar teknik seviyede kendi muhataplarıyla uzun uzun konuşuyorlar. Bizim içinse hayati bir iş bu. Onun için bu kadar gayret sarf ediyorlar. (Suriye'de savaşmak için Türkiye'den giden var mı?) Olabilir. Devletin bilgisi içinde gidemez. Tank topla sınırı beklediğimiz halde teröristin bile girmesine mani olamıyoruz. Sıfır engel mümkün değil.
Ölü-yaralı olmaması çok sevindirici
Cumhurbaşkanı Gül, Ankara'da polisevine yapılan saldırıda ölen ve yaralanan olmamasının kendilerini sevindirdiğini söyledi. Gül, ABD'ye geldikleri uçağın daha motorlarını durdurmadan saldırı bilgisini aldığını belirterek, 'Sevindiğimiz şey öncelikle ölüm ve yaralanmanın olmamasıdır' dedi. Bu işlere katılanların bilindiğini kaydeden Gül, 'Bunların nerelerden gelip gittikleri biliniyor. Gelip gittiği ülkeler de hemen bizimle işbirliğine geçtiler. Herkes artık teröre, terörle mücadelede sağlam duruşunu gösterme noktasına geliyor yavaş yavaş' ifadesini kullandı.
Gerçek bir temizlik istiyoruz
Cumhurbaşkanı Gül, Suriye'nin kimyasal silahlarının imhasına ilişkin sorular üzerine 'Tamamen temizlenmesinden memnun oluruz' dedikten sonra 'Suriye meselesi, kimyasal değil sadece. Kimyasal silah kullanmasalardı o zaman Suriye'de olup bitenler normal olaylar mıydı?' diye sordu. Bu çabaların gerçek bir temizliğe netice verip vermeyeceğini takip edeceklerini ifade eden Gül, 'Gerçek bir temizlik olmasını çok isteriz' dedi. Kimyasal temizlik için BM Güvenlik Konseyi'nde çıkarılması planlanan karar tasarısını değerlendiren Gül, BM'deki görüşmelerden önce Lahey'de kimyasal silah uzmanlarının, konunun çerçevesini tam çizerek BM'ye göndermesinin gerektiğini ifade etti. Gül, şunları söyledi:
GARANTİYE ALMAK ŞART
'Bunun muhakkak çok sıkı sıkıya, temizliğin yapılacağını garanti altına alan, eğer bu yapılmazsa muhakkak yaptırımı olan bir şekilde kaleme alınmış olması gerekir. Yoksa çok yanlış bir anlam çıkar ortaya. Zaten şu anda öyle bir anlam çıkmak üzere. Onun için yapılması gereken, çok kesin bir şekilde kuralları belli ve ne yapılacağı, yapılmazsa ne olacağı, bunun çok iyi tespit edildiği bir karar çıkması gerekir.'
Tüm gözler Türkiye'de
BM toplantılarının bir hafta boyunca süreceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, BM Genel Kurulu'nda geleneksel olarak ilk sırada konuşan Brezilya Devlet Başkanı ve ikinci sıradaki ABD Başkanı'nın ardından üçüncü sırada kendisinin genel kurula hitap edeceğini anlattı. BM Genel Kurulu çalışmaları kapsamında birçok ikili görüşmede de bulunacağını belirten Gül, bu çerçevede İran Cumhurbaşkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı ile görüşmeler gerçekleştireceğini kaydetti. '83 devlet başkanıyla 38 başbakan geliyor. Bu da Genel Kurul'un ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. BM tarihindeki en yüksek katılım bu sene oluyor' diyen Gül, BM'de ana gündem maddesinin Suriye olmasından ötürü herkesin gözü-kulağının Türkiye'nin vereceği mesajlarda olacağını vurguladı. Gül, İran ve Fransa Cumhurbaşkanları ile yapacağı görüşmelere ilişkin de bu görüşmelerde Suriye'nin önemli bir yer tutacağını kaydetti. Gül, 'İransız açıkçası Suriye meselelerini konuşmak çok gerçekçi değil. Fransa da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 'P5' ülkesi olarak Suriye ile tarihi ilişkileri açısından önemli' diye konuştu.