GÜL'ÜN KÖŞK'E ÇIKMASINI İSTERİM AMA...
Milli gazete yazarı Mehmet Şevki Eygi'nin "ama"ları...
ÜST düzey AKP"lilerden biri "Seçimlerden sonra Meclis"e 400 milletvekili ile geleceğiz ve bu 400 vekil ile cumhurbaşkanını seçeceğiz..." demiş. Medya bu demeci geniş şekilde verdi.
Demek ki, bunca krizden, bâdireden sonra hâlâ sağduyulu olamamışlar.
Diyelim ki, sayın AKP"linin dediği gibi yüzde 40 oy aldılar, baraj hesaplarından yararlandılar ve Meclis"te 400 sandalyaya sahip oldular. Beride yüzde 60"lık bir karşı taraf var. Bunlarla uzlaşmayı düşünmeyecekler mi?
Cumhurbaşkanlığı seçimi kelle sayısı çokluğu ile olmaz.
Zaten yüzde 40 oy, halkın bütünü karşısında yine de bir azınlık demektir.
* Bu memleketin ordusu var.
* Üniversiteleri temsil eden YÖK"ü var.
"Büyük sermayeyi, finansı, parayı, iş ve ticareti, sanayii temsil eden TÜSİAD"ı var.
* Meclis"ten de, hükümetten de, hukuktan da güçlü bir büyük MEDYA"sı var.
* Çok güçlü, çok derin, çok yavuz, çok amansız bir BEYAZTÜRKLER lobisi var.
Daha neler neler var... Yüzde 40 oy alacaksın, Meclis"e 400 vekil sokacaksın ve uzlaşmadan, anlaşmadan, mutabık kalmadan devlet başkanını kendi kafana, isteğine, arzuna göre seçeceksin... Olur mu böyle şey?..
Rivayetler duyuyorum: Vecdi Gönül cumhurbaşkanı adayı yapılmış olsaydı, karşı taraf kerhen de olsa kabul edecekti ve son büyük kriz patlak vermeyecekti deniliyor.
Neler yapılamazdı ki... Kapalı kapılar arkasında toplanılır, tartışmalar, çekişmeler, müzakereler sonunda en az yüzde 70"in uzlaşmasıyla bir aday bulunabilirdi.
* Bu aday Vecdi Gönül olabilirdi.
* Yüzde yüz çağdaşlaşmış bir liberal demokrat profesör olabilirdi.
* Sami Selçuk olabilirdi.
* Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök olabilirdi.
Ben bir Müslüman olarak Abdullah Gül"ün cumhurbaşkanı olmasını istemez miyim? Elbette isterim. İsterim ama karşı taraf istemiyor ve muhalefetleri çok sert, çok radikal, çok gözükara...
Deniz Baykal ile anlaşmak, uzlaşmak çok zor, hattâ imkânsız. CHP"nin başında Mustafa Sarıgül gibi bir kimse olsa, bakın onunla anlaşılabilir, uzlaşılabilir. Sarıgül"ü bir sabah camide sabah namazında, başka bir gün cemevinde görebilirsiniz. O bir uzlaşma adamıdır.
Sadece cumhurbaşkanlığı seçiminde değil, bütün ana meselelerde uzlaşma, konsensüs şarttır.
Siyaset, dehşetli zor, acayip şekilde karmaşık bir satranç oyunudur.
"Meclis"e 400 vekil sokarız ve onlarla devlet başkanlığı işini tereyağdan kıl çeker gibi kolayca hallederiz..." Bu bir çare ve çözüm değildir, tam aksine bir çaresizlik ve çözümsüzlük formülüdür.
Yüzde 10 baraj yüzünden Meclis"e girememiş partileri yok saymak siyaset değil, siyasetsizliktir.
Çağıracaksın belli başlı partilerin sözcü ve temsilcilerini, saatlerce günlerce müzakere edeceksin. Doluya koyacaksın, boşa koyacaksın ve sonunda bir çıkış yolu bulacaksın.
Ben ben ben ben ben ben....
Dur biraz... Bu ülkede senler, o"lar, bizler, sizler, onlar da var. Hepsini hesaba katmak zorundasın.
Bu kafayla Meclis"e 500 milletvekili soksalar, meseleyi yine de uygun ve selâmetli bir şekilde çözüme kavuşturamazlar.
Mehmet Şevki Eygi - Milli Gazete