Bölgede yakılan okullar ile anadilde eğitim için açılmaya çalışılan okullar konusundaki bir soruya Kaplan, "Hükümet hazır değil. Hükümetin mantelitesi hazır değil, kafası almıyor. Yasa çıkarıyor, yasasını uygulamıyor; sorun bu. Daha önce özel okullarda kendi ana dilinizde eğitim yapabilirsiniz denildi. Başvuruldu, reddedildi. Milli Eğitim Bakanlığında bunun prosedürü yok. Gidin Ankara'da okul açmak için başvurun, muhatap bulamayacaksınız. Sadece mühür çakmakla, anadile mühür çakılmayacağını bilmesi lazım hükümetin. Bu hassas konularda hükümetin duyarlı olması lazım. Biz okulların açılmasını istedik. Ancak biz okulların yakılmasını istemedik. Bunu da herkesin çok iyi bilmesi lazım. Çok açık ifade ediyoruz. Nitekim Selma Irmak, açıklama yaptı; resmi olarak başvurular yapılmıştır. Umarım hükümet aklını başına toplar, bu okul yakılmaları da biter bu mühür çakmalar da biter. Türkiye'nin hassas gündeminde bunu sürdürmenin çözüm sürecine ne kadar zarar verdiğini bir hükümetin görmesi lazım." diye konuştu. 

Herkesin dikkatli, sağduyulu ve anında refleks göstermesini isteyen Kaplan, üzerlerine düşen bütün yapıcı rollerini oynadıklarını ve oynamaya devam edeceklerini kaydetti. IŞİD'in saldırıları karşısında Türkiye'nin sessizliğinin sorulması üzerine ise Kaplan, eğer Kobani düşerse Türkiye'nin düşeceğini, çözümün biteceğini söyledi. 

"DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, İSLAM ADINA KAFA KESEN, KEDİCİKLERİ OLANLARLA MEŞGUL OLSUN"

IŞİD'in Türkiye'ye girmiş olacağını dile getiren Kaplan, Kobani'nin Kürdistan'ın kalbi olduğunu savundu. Kimden gelirse gelsin IŞİD ve IŞİD'e yardım edenlerin hepsi için kararlı bir tutum içinde olacaklarının altını çizen Kaplan, "Namus günüdür derler ya işte o gün bugündür. Açık konuşuyoruz; hiç öyle gizli kapaklı konuşmuyoruz. 40 milyon Ortadoğu'da yaşayan Kürt halkının bu mücadeleyi sürdürecek evlatları ve gençleri vardır. Bunu herkes hesaba katsın. Bu konuda çok netiz. Asla 21. yüzyılda bir katliam hesabı içinde olanlar, başlarına gelebileceklerin hesabını da yapmalı. Hükümetin çok dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz." şeklinde konuştu.

AİHM'in vermiş olduğu zorunlu din dersiyle ilgili karara Türkiye'nin uymak zorunda olduğunu vurgulayan Kaplan, mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerektiğini ve bunun başka bir yolu bulunmadığını ifade etti. Türkiye'nin daha önce de bazı kararlarda direndiğini fakat sonunda uyduğunu anlatan Kaplan, Avrupa Birliğinde adalet, özgürlük, güvenlik fasıllarının açılması isteniyorsa bu kararlara uyulması gerektiğini kaydetti. 

Muhatabın hükümet olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevi olmadığına dikkat çeken HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, şöyle devam etti:

"Diyanet İşleri Başkanlığı eğer gerçekten konuşmak istiyorsa İslam adına ortaya çıkıp kafa kesen, bir de kedicikleri olan ve Müslümanlık adına bunu yapanlarla meşgul olsun. Bunu anlatsınlar hutbelerde insanlarımıza. Duyarlı duruma getirseler daha iyi olur diye düşünüyorum."