Hastanelerde yer kalmadı
Doğu Türkistanlılar Derneği Ankara Şube Başkanı Hayrullah Efendigil, Çin saldırılarının yaşandığı bölgelerdeki tüm hastanelerin dolup taşması sebebiyle diğer yaralılara yer kalmadığını ve saldırılara maruz kalarak yaralanan birçok insanın bu nedenle hayat
Doğu Türkistanlılar Derneği Ankara Şube Başkanı Hayrullah Efendigil, Çin saldırılarının yaşandığı bölgelerdeki tüm hastanelerin dolup taşması sebebiyle diğer yaralılara yer kalmadığını ve saldırılara maruz kalarak yaralanan birçok insanın bu nedenle hayatını kaybettiğini açıkladı. Vakit'e konuşan Hayrullah Efendigil, zorba Çin devletinin tüm iletişim kanallarını kapattığını söyledi. Olaylı bölgelerden edinebildikleri bilgilere dayanarak saldırı olaylarının durduğunu aktaran Efendigil, ölü sayısının 3 bini aştığını, yaralıların ise hastanelerde yer olmaması sebebiyle tedavi edilemediğini anlattı. Türkiye'nin sert açıklamalarının zorba Çin devleti üzerinde ciddi bir endişe meydana getirdiğini de vurgulayan Efendigil, olayların Birleşmiş Milletler gündemine getirilmemesi için yoğun bir çaba içine girdiğini dile getirdi. Efendigil, "Gerek resmi düzeyde, gerekse de halk nezdinde Türkiye'nin ortaya koyduğu tavır, Doğu Türkistanlıları onurlandırmıştır. Tüm devlet yetkililerine ve değerli Türk halkına müteşekkiriz" ifadelerini kullandı. Doğu Türkistan'da yaşanan Çin zulmüyle ilgili son durumu Vakit'e anlatan Efendigil, bölgedeki hastanelerde yer kalmaması sebebiyle birçok yaralının ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu söyledi. Efendigil, "Bölgeden edinebildiğimiz bilgilere göre yaralı sayısı çok fazla. Bu nedenle hastaneler tam kapasite dolu ve Çin polisinin çivili sopa ve diğer kesici aletlerle ciddi şekilde yaraladığı birçok ağır hasta tedavi göremiyor" diye konuştu.
DÜNYA KAMUOYUNU YANILTMAK İÇİN ÖLÜLERİ YOK EDEBİLİRLER
Efendigil, zorba Çin'in katlettiği Uygur Türkleri'nin cesetlerini ailelerine vermediğini dile getirerek, ölü sayısının Çin'in açıkladığı resmi rakamların çok daha üstünde olduğunu kaydetti. Çin'in dünya kamuoyunu yanıltmak için Uygur Türkleri'nin Çin vatandaşlarını öldürdüğü yönünde açıklamalar yaparak olayı kendi lehine çevirmeye çalıştığını da anlatan Efendigil, Çin'in ölü sayısını az göstermek amacıyla katledilen Türkleri ailelerine vermeyerek gizlice toplu mezarlara gömebileceğinden endişe duyulduğunu vurguladı. Efendigil, "Çin devleti kendisini mağdur durumda göstermeye çalışıyor. Uygurlar Çinlileri katletti diyorlar. Ölüleri ailelerine verseler, yalanları ortaya çıkmış olacak" dedi.
TÜM İLETİŞİM KANALLARINI KAPATTILAR
Zorba Çin hükümetinin saldırı bölgelerindeki tüm iletişim araçlarını devre dışı bıraktığını vurgulayan Efendigil, "Uydu bağlantıları daha önceden kesilmişti. Şimdi internet bağlantılarını da tamamen kestiler. Basın mensuplarının ve gazetecilerin giriş çıkışları da tamamen yasaklanmış durumda. Bölgeden aktarılan görüntüler, zorba Çin devletinin kendi kaynakları tarafından sağlanan bilgilere dayanıyor" dedi.
GİRİŞ ÇIKIŞ TAMAMEN YASAKLANDI
Efendigil, Doğu Türkistan'ın tarihi kentlerinden olan Kaşgar, Hoten, Gulca ve Aksu vilayetlerine yerli ve yabancı tüm kişilerin giriş ve çıkışlarını Çin devletinin yasakladığını söyledi. Efendigil, giriş ve çıkışların yasaklanması kararının, Çin'in bölgede estirdiği devlet terörünün dünya basınına sızmasını önleme amacına dönük bir uygulama olduğunu vurguladı.
ÇİN, KONUNUN BM GÜNDEMİNE GELMESİNDEN ENDİŞE EDİYOR
Çin'in Türklere karşı giriştiği soykırım saldırılarının BM gündemine getirilmesinden büyük bir endişe duyduğunu da aktaran Efendigil, "Çin devleti, konunun BM gündemine alınmaması için yoğun bir çaba sarfediyor. 'Bu bizim iç işimiz..' diyerek olayı örtbas etmeye çalışıyor. Olayların BM gündemine gelmesi halinde, uluslararsı bir gözlemci grubunun orada incelemeler yapacağını tahmin ettiği için bu konuda hassasiyet gösteriyor" dedi.
"Türkistan'a seyirci kalmayın" kampanyası
İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu (ITDF), Uygur Özerk Bölgesi'ndeki olayları kınamak ve Uygur Türklerinin haklarını korumak için Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Azınlık Hakları Grubu'na yazılan mektupları imzaya açtı. ITDF, federasyona üye bütün derneklerin mektubun imzalanmasını sağlaması çağrısında bulundu. İmzaya açılan mektupta, Uygur Özerk Bölgesi'nde geçen hafta çıkan etnik çatışmalarda yüzlerce kişinin öldüğü ve bini aşan sayıda kişinin yaralandığına dikkati çekilerek, yıllardır ekonomik ve dini özgürlükler açısından önemli sıkıntılara maruz kalan Uygur Türklerinin yeni ve önemli sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğu vurgulandı. Olayların ardından bölgede internet erişiminin engellendiği ve telefonla bölgeye ulaşmanın da neredeyse imkansız hale geldiğine işaret edilen mektupta, şunlar belirtildi: "Ellerinde çivili demirlerle, sopalarla Uygur Türklerine saldırarak, yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan Han Çinlilerinin gösterilerine engel olmayan, sıkıyönetim ilan ederek, Uygur Türklerinin gösteri haklarını ellerinden alan Çin yönetimi, askerleri ve polisi bölgeye yığarak, gösteri yapmak isteyen Uygur Türklerine gözdağı verdi. Bölgeden gelen haberlere göre, yarı otomatik silahlar taşıyan güvenlik güçleri, silah ve demirlerle kuşanmış Han Çinlilerine hiçbir şekilde engel olmazken, Uygur Türklerinin sokağa çıkmasına izin vermiyor. Han Çinlileri ise Uygurların evlerine saldırırken, Uygurlar saldırıları püskürtmek için evlerinin önüne barikat kuruyor. Çin askerleri Urumçi'de teyakkuza geçerek gövde gösterisi yaparken, Pekin yönetimi gösterilerin sorumlularının idam edileceğini duyurdu." Mektupta, ITDF olarak bütün bu yaşananların kaygıyla izlendiğine işaret edilerek, Urumçi'de ciddi insan hakları ihlallerinin meydana geldiğinin altı çizildi.
Mektupta, bu gerçeklerin uluslararası toplum tarafından da görülmesinin ve yakından izlenmesinin beklendiğine dikkati çekildi.
Vakit