Hatib'ten Açık mektup
Hatib, mesajında, bölgede görülmemiş bir fitne yaratılmak istendiğini belirterek, Hizbullah lideri Nasrallah'ı onlarca yıl sürebilecek bir mezhep çatışmasına karşı uyardı.

Hatib, şunları ifade etti:

"Savaşa inanmıyorum, savaşın bir acziyet olduğunu düşünüyorum. Anlayışlı yaklaşımın, bireyler ve toplumlar arasındaki ihtilaflı meselelerde tek çözüm yolu olduğunu düşünüyorum. Güce güvenilmemelidir, güçle gurur duyulmamalıdır, nice imparatorluklar gurur duydukları güç yüzünden parçalanmıştır. Sünni ve Şii olarak bin yıldır süren bu hısımlık yetmez mi? Dar mezhepçi düşünceyi gömelim ve ümmeti bu karanlık kavgadan çıkaralım."

İsrail'in Lübnan saldırısında direnişe kucak açtıklarını hatırlatan Hatib, "Hizbullah bayrakları mahallelerimizde dalgalandı. Çocuklarımızın rızkını sizinle paylaştık, bunun karşılığı böyle mi olmalıydı?" değerlendirmesinde bulundu.
Hatib, Hizbullah'ın Suriye'ye müdahalesinin meseleyi daha da karmaşık hale getirdiğini bildirerek, şunları kaydetti:
"Sizden, halkımızın akan kanı dursun diye siyasi ve toplumsal ağırlığınızı kullanmanızı bekliyorduk. Halkımızın Scud füzeleri ile uçaklarla bombalanması hoşunuza gidiyor mu? Binlerce kadının tecavüze uğraması, yüzlerce çocuğun işkenceyle öldürülmesi hoşunuza gidiyor mu? Suriye halkının 50 yıl tağut bir partinin baskısı altında olması sizi rahatsız etmiyor mu? Ehli Beyt'in mezhebi hakkın mutlak destekçisi midir, yoksa tağutun mu? Suriye halkı şehit imam Hz. Hüseyin'in yaşadıklarını yaşıyor. Bunun birinci sorumlusu da rejimdir."

"İslam dünyası Şii-Sünni kavgasına çekilmek isteniyor"

Hizbullah tarafından yapılan Suriye'deki Şiilerin köylerini koruduğu yönündeki açıklamaları da eleştiren Hatib, bu tür açıklamaların ümmette şaşkınlık yarattığını belirterek, Hizbullah militanlarının Şam'ın Dareye ve Kabun semtlerinde Şii nüfus olmamasına rağmen niçin savaştıklarını sordu.

İslam dünyasının Şii-Sünni kavgasına çekilmek istendiğine işaret eden Hatib, fitilin Suriye'de ateşlendiğini, ateşin Lübnan'a sonra İran'a ve belki de Türkiye'ye sıçrayacağını, Körfez ülkelerinin ekonomik gücünün de savaşta kullanılabileceğini savundu.
Hatib, siyasetçilerin tehlikeleri geç fark ettiklerini, savaşların başlamasının en büyük nedenlerinden birinin de onların basiretsizliği olduğunu öne sürdü.

Hatib, Nasrallah'tan Suriye'deki militanlarını geri çekmesini ve Şii bölgelerindeki muhaliflerle bölgede güvenliğin sağlanması için irtibat halinde olmasını istedi.

İran-Irak savaşını ve Lübnan iç savaşını örnek veren Hatib, Hizbullah liderinden Sünni liderlerle bir araya gelerek meseleye çözüm bulmasını da talep etti.

Hatib, "Annelerin gözyaşı yetmedi mi? Ölüm yetmedi mi? Savaşın bitmesi için hepimiz birer elçi olalım. Sadece ve sadece insanın elimizden kayıp düşmesinden korkalım" değerlendirmesinde bulundu.

Hizbullah'a karşı cihat uyarısı

Lübnan'daki selefi akımın kurucusu olarak bilinen El-İslam eş-Şehal, "Hizbullah, militanlarını Suriye topraklarından çekmezse cihat ilan edeceğiz" dedi.

Mısır'daki selefi eğilimli Asalet Partisi binasında basın toplantısı düzenleyen Şehal, "Hizbullah'a diyorum ki eğer militanlarını Suriye topraklarından çekmezsen, 2008'de Lübnan'da bize karşı gerçekleştirdiğiniz saldırılara verdiğimiz karşılıktan daha fazlasını bulacaksınız" diye konuştu.

Lübnan hükümetinin, 7 Mayıs 2008'de, havalimanı güvenlik şefi Tümgeneral Vefik Şakir'i görevden alması ve Hizbullah iletişim santralini yasadışı ilan etmesinin ardından Hizbullah mensupları, başkent Beyrut'un ve Cebel Lübnan'ın bazı bölgelerini kontrol altına almıştı.

aa