Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

“Hazırlan gidiyoruz, Tamam, hazırım”

Kendi kendime söylüyorum bunu. Yani “hazırlan gidiyoruz” diyen de benim, “tamam hazırım” diyen de. On iki gündür İstanbul’da gazetedeyim, siz bu yazıyı okurken eve dönmüş olacağım inşaallah.

Yıllardan beri Türkiye genelinde bu şekilde dolaşmaya gayret ediyorum.

Dikkat ettim de söz konusu yolculukları bana sevdiren ve kolaylaştıran şeylerin başında, yanımdaki yükümün küçük bir el çantasından ibaret olması geliyor. Yolculuğa çıkarken de dönerken de ona bakıyorum ve her şeyi kolay görüyorum, “tamam hazırım” diyebiliyorum.

Gerek uçakta, gerek otobüste çantanızın bagajda değil hemen elinizin altında olması, inince bagaj sırası beklememeniz bana göre bir mutluluk, bir ayrıcalıktır.

Belki tebessüm edeceksiniz ama kemer kullanmadığım için uçağa binerken arama noktalarından beklemeden geçerken insanların sanki yatak odalarındaymış gibi kemerlerini çıkartmalarına güler misiniz ağlar mısınız bilemiyorum.

Hazır olmak, hem de kısa zamanda hazır olabilmek, yürürken yanınızda hiçbir ağırlığın olmaması, bir yere bırakma gereği duymamanız, kafanızın oraya takılı kalmaması hayatı kolaylaştırma adına önemli bir kazanım olsa gerek.

“Hazırlan gidiyoruz” komutu bize bir şey daha yapmamızı hatırlatmalı; bırakıp gittiğimiz yerde bir karışıklık bırakmamalıyız, geride kalanların çözemeyeceği, içinden çıkılmaz, yarım kalmış hesaplar bırakmamalıdır.

Peki çantamızın küçük olması sadece yolculuğumuz esnasında mı bizi mutlu eder? Yolculuk çok somut bir şey olduğu, hepimizin yapageldiği bir şey olduğu için meseleye oradan giriş yaptım. Unutmayalım ki hayatımızın her anında çantamızın küçük ve hafif olması mutluluktur. Çantalar ne kadar büyük ve çok olursa onları korumak için çanta bekçiliğinden başka bir şey yapamayacağımızı anlayalım.

Biliyor musunuz “hazırlan gidiyoruz” diye bize bir seslenen daha olacak, ölüm meleği, asıl sözü buraya getirmek istiyorum.

Zannedersem bu yolculuğa çabuk hazırlanabilenler kurtulacaklar. Ve giderken beraberimizde götürebileceğimiz şey şu benim küçük çantadan fazla olmayacak. İçine koyabileceklerimiz bellidir.

Şimdi asıl mesele yolculuğumuzda götürmeyi düşünerek masamızın üzerine yığdığımız, evimizi tıka basa doldurduğumuz halde bırakmak zorunda kalacağımız çantaya koyamayacaklarımızdır.

Diyorum ki, sadeliğin zevkini alabilsek, yükü hafifletmenin, gereksiz angaryaları atabilmenin mutluluğuna şimdiden ulaşabilsek.

Bu yazı toplam 502 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar