Hem Nankör Hem Cahil
Kılıçdaroğlu, “Osmanlı özlemcilerine sormak istiyorum: Cumhuriyet kurulurken, Osmanlı’dan kalan ne vardı? Bir kilometre demiryolu yoktu, kendi parasını basamıyordu” sözleriyle hem nankör hem de cahil olduğunu ortaya koydu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Osmanlı özlemcilerine sormak istiyorum: Cumhuriyet kurulurken, Osmanlı’dan kalan ne vardı? Bir kilometre demiryolu yoktu, kendi parasını basamıyordu” sözlerinin tarihi bir yalan olduğu ortaya çıktı.
BİNLERCE KM DEMİRYOLU
“Osmanlı’dan geriye bir kilometre bile demiryolu kalmadı” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu, TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları) sitesindeki resmi rakamlar yalanlıyor. Resmi rakamlara göre, Osmanlı İmparatorluğu, 1922 yılına kadar topraklarına binlerce kilometre demiryolu hattı döşedi.
İşte TCDD’nin resmi rakamları:
1856 - 1922 yılları arasında Osmanlı topraklarında şu hatlar yapıldı:
l Rumeli Demiryolları 2383 km normal hat,
l Anadolu-Bağdat Demiryolları 2424 km normal hat,
l İzmir-Kasaba ve uzantısı 695 km normal hat,
l İzmir-Aydın ve şubeleri 610 km normal hat,
l Sam-Hama ve uzantısı 498 km dar ve normal hat,
l Yafa-Kudüs 86 km normal hat,
l Bursa-Mudanya 42 km dar hat,
l Ankara-Yahşihan 80 km dar hat.
Bunun yanında halen daha faaliyette bulunan İstanbul’daki Haydarpaşa ve Sirkeci Garı o dönem yapıldı. Geçtiğimiz aylarda bitirilen Marmaray Projesi de ilk defa 2. Abdülhamid döneminde düşünülerek projesi hazırlandı, fakat çeşitli sebeplerle hayata geçirilemedi.
HİCAZ DEMİRYOLU VE HAYDARPAŞA
Batılı devletlerin Osmanlı’ya ‘hasta adam’ benzetmesini yaptıkları zamanda bile II. Abdülhamid Han, o dönemde stratejik adımlar atmış. Bunlar Hicaz Demiryolu ve Haydarpaşa Garı. Hicaz Demiryolu özellikle İstanbul ile Kutsal Topraklar arasındaki ulaşımı güçlendirmek için yapılırken, bu bölgelere taşınacak askerlerin ulaşımının kolaylaşması, hacıların daha güvenli bir şekilde hacca gidip gelmesi ve Arap ülkelerinin ekonomik gücünü yükseltmek hedeflenmişti. Haydarpaşa Garı da, 1908’de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilen tren garı olarak biliniyor. Garın en önemli özelliği ise, İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısı olması.
ALTIN PARA BASILIRDI
Kılıçdaroğlu’nun “Osmanlı kendi parasını bile basamıyordu” sözlerinin de gerçeği yansıtmadığı görülüyor. Osmanlı son dönemlerinde 3 farklı para sistemi kullanıyordu. Osmanlı, altın ve gümüş sikkelerin yanı sıra yardımcı niteliğindeki kağıt parayı kullanıyordu. Ancak yoğun olarak kullanılan para ise altındı. Altın para kullanan ülkeler o dönemin zengin devletleri arasında gösteriliyordu.
ÜNİVERSİTE VE HASTANELER DURUYOR
Öte yandan günümüzde hâlâ en önemli hastane ve eğitim kurumları olarak gösterilen yerler Osmanlı döneminde yapıldı. İşte bunlardan bazıları:
l Şişli Etfal Hastanesi, 1899 yılında kuruldu,
l Okmeydanı’ndaki Darülaceze 1906 yılında yapıldı,
lİlk kız okulları, 2. Abdülhamid döneminde açıldı. Araştırmacılara göre, Türkiye Cumhuriyeti, 2. Abdülhamid dönemiyle kıyaslanabilecek bir okullaşma düzeyine ancak 1950’li yıllarda ulaştı,
* Şimdiki ismi ile Mimar Sinan Üniversitesi, 1882 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi adıyla kuruldu,
* 1773 yılında kurulan Yüksek Mühendis Mektebi, 1944 senesinde İstanbul Teknik Üniversitesi adını aldı,
* Darüşşafaka eğitim kurumlarının temeli 1863’te atıldı,
* Kurtuluş Savaşı’nda iletişim için önemli yere sahip posta, telefon ve telgrafı 2. Abdülhamid ülkeye getirdi.
Osmanlı’ya çatan CHP Genel Başkanı’na tepki yağıyor
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da katıldığı bir etkinlikte Osmanlı’ya yönelik sarf ettiği sözler büyük tepki çekti. Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyetle beraber halkın egemenliği esas alındı. Cumhuriyet kurulurken Osmanlı’dan kalan ne vardı? Osmanlı’yı savunanlara sesleniyorum. Osmanlı bittiğinde ülkede ne bırakmıştı? Kaç kilometre demiryolu vardı? Kendi parasını bile basamıyordu” dedi.
TARİHÇİ ZEYREK
CHP Genel Başkanı’nın tarihi gerçekleri çarpıttığını söyleyen Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yunus Zeyrek, “CHP Genel Başkanı Osmanlı’yı eleştirirken ve ‘Osmanlı’dan kalan ne vardı?’ derken, öncelikle tarihi vakıalara tekrar bakmalıydı. Yedi düvel tabir edilen emperyal güçlerin dört bir koldan saldırısına maruz kalan Osmanlı Devleti, her şeye rağmen hukuken Ege adalarını, Batı Trakya Türk topraklarını, Ahıska topraklarını, Musul-Kerkük vilayetlerimizi kaybetmemişti. Sayın Kılıçdaroğlu, Osmanlı’yı eleştirirken öncelikle Misak-ı Milli’nin hesabını vermelidir” dedi.
“İSTİKLAL SAVAŞI’NI HANGİ KADROLAR GERÇEKLEŞTİRDİ?”
Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin ciddiye alınacak tarafının olmadığını söyleyen Zeyrek, “Bunlar ilk kez söylenen şeyler değil. Klasik sözleri. Osmanlı eleştirilirken, öncelikle Misak-ı Milli’nin hesabı verilmeli. Sonra, ‘İstiklal Savaşı’nı kimler hangi imkanlarla gerçekleştirdiler?’ sorusunun cevabı verilmeli. Bu komutanlar gökten düşmediler ki. Hepsi Osmanlı okullarında okudular, Osmanlı eğitim sisteminden geçtiler ve bu başarıları kazandılar” diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) ve CHP’nin, batının metodunu alacağız diye kültürünü aldıklarını belirten Zeyrek, “Denebilir ki, Osmanlı’nın devlet kültürü çarçur edildi. Cumhuriyet, Osmanlı’dan tevarüs eden kimliğimizin, kültürümüzün içini boşaltmıştır. Metod alınacak yerde batının yaşayış biçimi alındı. Batı’nın müzik, eğlence ve alkolünü Osmanlı milletine dayatan bir zihniyetin temsilcisinden de fazla bir şey beklenmezdi” dedi.
Yeni Akit