Heniyye: Erdoğan'ı Gazze'ye Davet Ediyorum
İsmail Haniyye ile yapılan röportajda Suriye, Arap Baharı ve Filistin Davası, Palmer Raporu gibi birçok konu ele alınırken Mavi Marmara şehidlerine selam gönderildi.
BM'nin Palmer raporuna karşı Türkiye'nin yanında yer aldıklarını da belirten Haniye, ''Sızan bilgilere göre rapor, çok kötü bir rapor'' dedi.
Haniye, Türkiye'nin yaptığı çalışmalarla bölgedeki üstün gücün Arap ve İslam alemi olduğunu göstermeye çalıştığını, Filistin halkı olarak, Ankara'nın, ambargonun kaldırılmasına yönelik attığı her adımı desteklediklerini söyledi.
Haniye, Türkiye'nin İsrail ile diplomatik ilişkilerini en alt seviyeye indirmesi, askeri ilişkileri askıya almasının da Filistin halkı için büyük bir destek olduğunu belirtti
Haniye, Hamas'ın Gazze'deki Başbakanlık Binası'nda muhabirin, Türkiye-İsrail ilişkileri, Arap Baharı, İsrail ambargosu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın olası Gazze ziyareti ve Suriye'deki gelişmeler gibi konulardaki sorularını yanıtladı. Samimi bir atmosferde geçen röportaj, Haniye'nin kısıtlı zamanı nedeniyle ancak 20 dakika ayırabileceğini belirtmesine rağmen 40 dakika sürdü.
-''MAVİ MARMARA ŞEHİDLERİNE SELAM''-
SORU: ''Türkiye'nin, Filistin meselesinde verdiği mücadeleye Arap ve İslam dünyası yeterince destek oluyor mu?''
Haniye: ''Türkiye'nin Filistin davasına ilgisi için Türkiye'ye ve halkına teşekkür ederiz. Aynı zamanda özgürlük gemisinde (Mavi Marmara gemisinde) şehit düşen kardeşlerime selam ve saygılarımı gönderiyorum. Bu kardeşlerim Gazze'ye uygulanan ambargoyu kırmak için şehit düştüler. Türkiye, bölgedeki gidişatın düzeltilmesinin yanı sıra İsrail'in uyguladığı politikanın bir işgal politikası olduğunu anlatıyor.
''Türkiye, yaptığı çalışmalarla bölgedeki üstün gücün Arap ve İslam alemi olduğunu göstermeye çalışıyor. Biz Filistin halkı olarak, özellikle Gazze halkı olarak, Türkiye'nin ambargonun kaldırılmasına yönelik attığı her adımı destekliyoruz. Kudüs dahil, bütün Filistin topraklarının İsrail işgalinden kurtarılmasına yönelik çabalarını destekliyoruz. Türkiye'nin İsrail'e karşı diplomatik ilişkilerini en alt seviyeye indirmesini, askeri ilişkileri askıya almasını, büyük saygıyla karşılıyoruz. Bu durumun Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığını düşünüyorum. Türkiye'nin böyle yapması Filistin davasına ve Filistin halkına çok büyük bir destektir.''
''FİLİSTİNLİLER ARASINDA ARTIK BARIŞ OLMUŞTUR''-
SORU: ''El-Fetih ile Hamas arasındaki anlaşma ne durumda? Ramallah ve Gazze'deki yönetimler ne zaman tek vücut olacak?''
Haniye: ''Filistinliler arasındaki bölünme olağanüstü bir durumdur. Filistin halkı birdir, Filistin toprakları birdir. Doğrusu politik ve derin anlaşmazlıklar olmasına rağmen Mısır belgesini imzalayarak bu bölünme sayfasının kapanmasına ve bundan doğan uzantıları kapatmaya özen gösterdik. Filistin, barış çabalarını hayata geçirmek için biz Hamas olarak gerekli her türlü özeni göstermeye çalıştık. Yalnız Ramallah'taki El-Fetihçi kardeşlerimizin üzerine düşenleri, belki iç, belki dış baskı nedeniyle yapamadıklarına inanıyorum. Biz bölünmeyi arkamızda bıraktık. Filistinliler arasındaki ulusal ilişkiler anlamında yeni bir sayfa açtık. Barış artık olmuştur ama bu barışı hayata geçirmek için üzerinde anlaştığımız konularda iki taraflı, titiz ve sadık bir uygulamaya ihtiyaç vardır.''
SORU: ''Filistinliler arasında uzlaşma ve dayanışma olmazsa Türkiye'nin bu büyük çabası boşa gitmeyecek mi?''
Haniye: ''Ben öyle düşünmüyorum. Filistin barışını hayata geçirmek için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nın ciddi ve pratik çabaları var. Türk liderler, Hamas ya da El-Fetih ile ne zaman görüşseler bu konular ele alınır ve Türkiye, Filistinliler arasındaki barışı uygulama niyetini her zaman dile getirmiştir. Biz (Hamas) Türkiye'nin bu teveccühüne ve duruşuna saygılı olarak her zaman Filistin barışından yana olduk. Bunun için Türkiye'nin bu çabaları ve Mısır'da imzalanan anlaşma boşa gitmeyecektir.''
-ERDOĞAN'IN ZİYARETİ İÇİN HÜKÜMET KOMİSYON KURDU-
SORU: ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır, Libya ve Tunus'u kapsayan bir gezi düzenleyecek. Erdoğan, Mısır ziyaretinde Gazze'ye gitmek istediğini de söyledi. Siz Başbakan Erdoğan'ın olası Gazze ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?''
Haniye: ''Bu zamana kadar Başbakan Erdoğan ile her konuşmamızda, Filistin halkı ve hükümeti adına, kendisini Filistin ve özellikle Gazze'ye davet ettim. Biz Başbakan Erdoğan'ın buraya gelmek istediğini duyduk. Bu ziyaret için kapsamlı hazırlıklar yapıyoruz. Filistin halkı, olası ziyareti tarihi bir ziyaret olarak değerlendirecektir. Türkiye'nin, tarihçe bağlı kaldığı Filistin davasına ve Kudüs'e bağlılığını yeniden canlandırma olarak değerlendiriyorum. Biz hazırlıklarımıza Başbakan Erdoğan Gazze'ye gelecekmiş gibi devam ediyoruz. Bu konu ile ilgili gerekli hazırlıkların yapılması için bakanlar kurulu kararıyla yüksek bir komisyon kurulmuştur.
Bu ziyaret, tarihi bir ziyaret olacaktır. Filistin halkı, Türkiye'ye olan sevgisini gösterecektir. Türkiye'nin bölgede ve özellikle Gazze'deki yeni rolüne ilgisini gösterecektir. Hepimiz, bu ziyaretin gerçekleşmesini temenni ediyoruz. Türkiye Başbakanlığı ile görüşmelerimiz oldu bu konuyla ilgili. Ancak bu dakikaya kadar ziyaretle ilgili kesin bir cevap alamadık. Yine de bu röportajı vesile ederek, Başbakan Erdoğan'ı Gazze'ye özellikle davet ediyorum. Çünkü gerçekten bu ziyaret, Gazze'ye uygulanan zalim ambargoyu kırmak için gerçek bir adım olacaktır. Bu ziyaret, Filistin halkının, Türkiye halkı ve hükümetine olan sevgisini gösterme fırsatı sunacaktır.''
SORU: ''Filistin birliğinin oluşmasında Türkiye'nin rolünü değerlendirir misiniz?''
Haniye: ''İlk olarak, ulusal koalisyon hükümetinin kurulması, tanınması, bölgeye ve dünyaya taşınması esnasında Türkiye'nin geniş ve büyük bir rolü kesinlike olacaktır. İkincisi, Gazze üzerindeki ambargoyu kaldırma rolü. Üçüncü olarak Gazze'nin yeniden imarı projelerine destek. Dördüncü rolü de İsrail'in Batı Şeria ve Kudüs'te yeni yerleşim alanlarının genişletilmesi çalışmalarında Filistinlilere destek olması. Bunun için Türkiye'nin rolü, Filistin barışından önce vardı, birleşmeden sonra da devam edecek ve derinleşecek. Türkiye'nin gelecekteki rolleriyle ilgili büyük ümitlerimiz var.''
-''İSRAİL-FİLİSTİN MÜZAKERELERİNİ DESTEKLEMİYORUZ''-
SORU: ''Hamas ve El-Fetih olarak İsrail ile müzakere için ortak tutum belirlediniz mi?''
Haniye: ''Bu müzakerelerde Hamas'ın görüşü, sadece işgal güçlerinin bu durumdan faydalandığıdır. Bu işgal güçleri insanları tutuklamayı, yerleşim alanları açmayı, Kudüs'ü ambargo altına almak için bu müzakereleri kullanmıştır. Bu nedenle yapılan görüşmeler başarılı olmamıştır hiçbir zaman. Müzakerelerin devam etmesi sonucunda Filistin halkı asgari haklarına ulaşamamış ve devletini kuramamıştır. Bu yüzden müzakereleri Hamas olarak desteklemiyoruz. Biz bunun sadece İsrail'in yararına olduğuna inanıyoruz.
Müzakerelerle ilgili bizimle El-Fetihli kardeşlerimiz arasında hala ortak bir nokta bulamadık, El-Fetih'le olan her görüşmemizde bu müzakerelerden vazgeçmemiz gerektiğini söylüyoruz. Filistin haklarına dayalı yeni bir strateji ve politika yürütülmesi gerektiğini her zaman dile getirdik. Bu müzakerelerin Arap ve İslam boyutu çerçevesinde yapılması gerektiğini savunduk, bütün müzakerelerin ABD himayesinde yapılmaması gerektiğini vurguladık. Nitekim Filistin müzakerecilerinin itirafı şudur: 18 yıllık müzakerelerin sonucu sıfırdır.''
-İSRAİL'E ROKET ATIŞLARI-
SORU: ''İsrail, sizi sivillere roket atmakla suçluyor. Bu da onların daha büyük saldırılar yapmalarına bahane oluyor. Gazze'deki yönetim, Gazze kaynaklı atışları kontrol edebiliyor mu?''
Haniye: ''Her zaman Filistin halkı kendisini savunacak durumdadır. Onun direnci savunma amaçlıdır. Gazze'de olsun diğer Filistin topraklarında olsun her zaman İsrail saldırılarından savunma amacında olduk. Bu direnç, Filistin halkının meşru hakkıdır. Kendini savunmanın evrensel hak olduğuna inanıyoruz. Esas olarak Filistin halkı işgal altında olduğu için direniş Filistin halkına tanınan meşru bir haktır. Ayrıca Filistin halkının kullandığı füzeler ve silahlar, İsrail Silahlı Kuvvetlerinin kullandığı silahlara karşı bir hiçtir, basit malzemedir. İsrail, sürekli askeri gücünü ve uçaklarını kullanarak sivilleri hedef almıştır. Örnek olarak son savaşta 1500 şehit verdik, 5000 yaralı vardı, 20 bin kişi evsiz kaldı. İsrail'in politikası, hep 'kurbanı cellada çevirmek, celladı da kurbana çevirmektir'.
Filistin sahası içerisinde füze atmakla ilgili ulusal bir anlaşma var, bu anlaşmaya Filistin tarafı yüzde 90 uyuyor. Biz buna bağlı kaldık ama İsrail bağlı kalmadı. İsrail uçakları her zaman sivilleri hedef alıyor. Örneğin 15 gün önce 24 ve son iki gündür de 2 şehidimiz var. İsrail'in kasıtlı öldürme isteği var. İsrail kendi halkının sosyal ve iç meselelerinden kaçarak bu saldırılara yönelmiştir. O yüzden 'bu durumu kontrol ediyor musunuz' sorusuna 'evet' derim. Bütün Filistinli partiler ve hükümet olarak duruma hakimiz. Aynı zamanda dünyanın gözü önünde İsrail saldırılarına sessiz kalmayacak bir toplumuz."
-''PALMER RAPORU, ÇOK KÖTÜ''-
SORU: ''Son BM raporu Gazze ablukasının meşru olduğunu savunuyor, bununla ilgili düşünceleriniz nelerdir?''
Haniye: ''Şimdiye kadar sızan bilgilere dayalı olarak, rapor çok kötü bir rapordur. Ambargoya, Filistinlileri katletmeye ve Mavi Marmara gemisine yapılan korsanlığa meşruiyet kazandırmıştır. Hükümet ve Filistin halkı olarak bu raporu kabul etmediğimizi söylüyoruz ve Türkiye'nin de bu raporu kabul etmemesine destek olduğumuzu dile getiriyoruz.
Filistin halkı işgal altında olduğu için BM bizi korumakla yükümlüdür. BM'den istenen, işgal altında kalan Filistin halkına destek ve yanında olmasıdır. Bununla ilgili uluslararası hukuk gereği savaş suçu işleyen İsrailli generallerin adalet karşısına çıkması için BM'ye görev düşmektedir. Çünkü ambargo bir savaş suçudur. Dünyanın gözü önünde gemiye saldırmak bir savaş suçudur. Böyle bir rapor sadece şimdiye kadar yaşananlara meşruiyet getirmiyor, gelecekte işlenecek suçlara da meşruiyet kazandıracaktır. Onun için bu raporu kabul etmemek konusunda biz Türkiye ile aynı taraftayız. Türkiye'nin, Türk kanını korumak için alacağı her kararı destekliyoruz.''
-''GAZZE'DE MUHALEFET ÖZGÜR''-
SORU: ''Gazze'de Hamas hükümeti muhalefete yaşam hakkı tanımamakla suçlanıyor. Bu durum Suriyede'kine benzetilebilir mi?''
Haniye: ''Bu doğru olmayan bir suçlamadır, bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Hangi muhalefetten konuşuyoruz... Hamas idari olarak iktidardır ama politika olarak Hamas muhalefetin kalbindedir, ortasındadır. İkinci olarak Gazze'de Filistinli partiler zaten var. Yasal olarak mevcutlar, ofisleri açık, hareket özgürlükleri var, her zaman hükümetle görüşmektedirler. Bu konuda tam bir özgürlük olduğunu söyleyebilirim. El-Fetih ile sorunlarımız olsa bile Fetihçi kardeşlerimiz buradadır. Biz sadece iç güvenliği sarsacak olaylara karşıyız. Onun için burada yaşanan durum Suriye ya da başka ülkelerle karşılaştırılamaz.
Biz Filistin olarak kurtuluş aşamasındayız, devlet aşamasında değiliz. Biz burada işgalden kurtulmak isteyen bir halktan konuşuyoruz. Biz hükümet olarak seçim sandıklarının sonuçlarına göre iktidara geldik. Bütün Gazze'de dolaşabilirsiniz, istediğiniz politik liderle görüşebilirsiniz, böylelikle Gazze'de özgürlük olduğunu görürsünüz.''
-ARAP BAHARI VE FİLİSTİN DAVASI-
SORU: ''Arap Baharı sizce Filistin davasına fayda sağlıyor mu? Örneğin Mısır Refah sınırını açtı. Bu durum Gazze'de hayatı kolaylaştırdı mı?''
Haniye: ''Arap Baharıyla ilgili olarak, bu durumdan yararlanan halkların kendisi olacaktır. Bunun dışında ilk yararlanacak olan Filistin davasının kendisidir. Onun için gerçekten bu değişime büyük bir kabulle bakıyoruz. Bölgenin gelecekteki adresi halklar olacaktır. Halka bırakılırsa her zaman halklar Filistin davasının yanında olacaktır. Hiçbir zaman Mısır halkı Gazze'ye uygulanan ambargonun yanında olmamıştır. Eski rejim her zaman ambargoyu desteklemiştir. Mısır halkı hiçbir zaman Refah Kapısı'nı kapatmaktan yana olmamıştır. Bunu Tahrir meydanında gördük. Ayrıca Mısırlı Ahmet El Şahhat'ın 34 kat çıkarak İsrail büyükelçiliğindeki İsrail bayrağını indirmesi de bu durumun ispatıdır. Bu bölgedeki değişimin geleceği gerçekten Filistin davası yararına olacaktır.''
-HANİYE'NİN SURİYE MESAJI: ''GÜÇ KULLANARAK HİÇBİR HALKI SİNDİREMEZSİNİZ''-
SORU: ''Suriyede'ki olaylar sizi nasıl etkiliyor?''
Haniye: ''Suriye ile ilgili her zaman Suriye Hükümeti ve halkı, Filistinlilerin yanında olmuştur. Gazze'deki ambargoyu kaldırmak için her zaman rol almıştır, biz bunu inkar edemeyiz. Filistin halkının yanında olan ve Filistin davasının yanında olan hiç kimseye sırtımızı dönemeyiz ama onun karşısında Suriye halkı Arap halkıdır, onların hakları da vardır. Onun için her zaman bunu destekledik.
Biz Suriye'de olsun başka ülkelerde olsun gerçek bir değişimin olmasına destek verdik. Biz akan Suriye kanına üzülüyoruz. Kesinlikle güç hiçbir zaman halkı sindiremez. Biz her zaman Suriye'nin Filistin halkına destek verecek güçlü bir Suriye olmasını diliyoruz.''
SORU: ''Türk halkına bir mesajınız var mı?''
Haniye: ''İsrail'in 50 yıllık güçlü bir ortağını kaybederek zor duruma düştüğüne inanıyoruz. Şahsen İsrail'in Türkiye'yi kaybettiğine inanıyorum. Bunun için Türk halkı ve Türk hükümeti, yeni bir tarih yaratıyor. Türkiye, Mısır, Müslüman ve Arap ülkeleriyle birlikte tarihi yeniden yazacaktır. Allah Türkiye halkını ve Türk liderlerini korusun. Biz mütevazi yerimizden Türkiye'nin Kudüs'e ne kadar önem verdiğini, bölgedeki önemli rolünü ve stratejisini korumak adına her zaman Türk halkının ve Türk hükümetinin arkasındayız.''
Röportaj: Anadolu Ajansı