“Her ağacın arkası ve her kayanın dibinde İsraillilere sürprizimiz var”
Hizbullah komutanından Lübnan gazetesine: Önümüzdeki savaşta İsrail içine sızarak Batı Şeria’ya varabiliriz...
Hizbullah komutanından Lübnan gazetesine: Önümüzdeki savaşta İsrail içine sızarak Batı Şeria’ya varabiliriz.Komutan gülümsüyor ve görüşmenin başında söylediği, Direnişin hazırladığı sürprizler hakkındaki cümlesini tekrar ediyor: “İsrail her ağacın arkasında ve her kayanın dibinde hazırladığımız sürprizleri beklesin!”
“Her ağacın arkası ve her kayanın dibinde İsraillilere sürprizimiz var”
Memri.org
31 Ağustos 2018'de Hizbullah yanlısı günlük Lübnan gazetesi el-Ahbar gazeteci Firas el-Sufi tarafından yazılmış bir makaleyi baş sayfasında yayımladı. “İsrail Lübnan'ı Cebel eş-Şeyh üzerinden işgal etmek istiyor. Direniş savaşçıları gelecek savaşta Batı Şeria'ya sızacak mı?” başlığını taşıyan makalede, el-Sufi, Litani Nehri'nin kuzeyindeki Cebel el-Rihan bölgesindeki Hizbullah kampı el-Cabur'a yaptığı ziyareti anlatıyor. Yazıya göre Hizbullah'ın 2008'de Şam'da öldürülen askeri şefi İmad Muğniye bu bölgeyi 2006 Savaşı'ndan sonra Hizbullah için bir eğitim sahasına dönüştürdü. Makale, Hizbullah'ın İsrail ile yapacağı sonraki savaşa hazır olduğunu ve düşmanın pek çok sürprizle karşılaşacağın söyleyen bu kampın komutanından uzun alıntılar sunuyor. Komutan ayrıca geçen ay Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ile örgüt komutanları arasında yapılan toplantıda Hizbullah'ın İsrail ordusunun hareketliliği ve savaş için yaptığı hazırlıkların farkında olduğunun söylendiğini ve ayrıca gelecek savaşta Hizbullah savaşçılarının İsrail'e sızarak Batı Şeria'ya varabilecekleri yönünde spekülasyonlar olduğunu da ifşa ediyor. Komutan ayrıca Hizbullah'ın Suriye'deki savaşta elde ettiği büyük tecrübeye işaretle “Bu savaş teşkilat için büyük bir askeri eğitim kampı gibi oldu, zira savaşçıları her türlü silahı kullanıp yerleşim yerleri dahil her yerde dövüştüler” diyor.
Aşağıda makalenin bazı kısımlarının çevirisi yer alıyor:
“Direniş komutanı Hizbullah'ın İsrail'in Lübnan karşısında yapacağı her hangi bir yeni savaşa hazır olduğunu vurguladı. Savaşın yaklaşmakta olduğuna emin olduğunu belirtti ve İsrail'in Cebel eş-Şeyh'e (Hermon Dağı) ve Güney Lübnan'ın doğusuna doğru ilerleme planını ifşa etti. Direnişin ise düşman için her taş ve ağacın arkasında bir sürpriz hazırladığını sözlerine ekledi. Cebel el-Rihan'daki direniş komutanı el-Cabur Kampı'ndaki misafirlerine, Hizbullah'ın sonraki savaş için Güney Lübnan'da yaptığı hazırlıkların kapsamını bir savaşçısından şu şekilde alıntı yaparak tasvir etti: İsrail ile yapacağımız yeni savaşa hazırlık olarak patlayıcı tuzaklamaları ve pusu hazırlamada o kadar çaba sarf ettik ki tüm Güney Lübnan'ı 10 santimetre kalınlığında TNT (patlayıcı) ile örmemiz daha kolay olurdu…”
“Komutan kırlaşmış sakallarıyla 50'lerini süren birisi. Sessiz ve ciddi tavrı Güney Lübnan'ı işgal eden düşman İsrail ordusu ve Suriye'deki terörist örgütlerle savaş tecrübesini yansıtıyor. Burada, Cebel Rihan'da şehit komutan İmad Muğniye'nin parmak izleri hala görülebiliyor. Zira bu bölgenin -işgal ordusunun küçük düşürücü kayıplar verdiği bir yer burası- bir eğitim kampına dönüşmesini planlayan ve 2006 Savaşı sonrasında bu sürece nezaret eden oydu.”
“Savaş kaçınılmaz ve ona bu nedenle iyi bir şekilde hazırlanıyoruz” diyor komutan… Ona göre el-Cabur Kampı sadece Litani Nehri'nin kuzeyindeki stratejik ve coğrafi önemde bir ön cephe bölgesi değil. Yüzlerce şehit vermiş ve hala her sene binlerce direniş savaşçısının ön cepheye gitmeden önce eğitim gördüğü bir cesaret sembolü de burası aynı zamanda. Bu bölge İsrail ordusuna küçük düşürücü kayıplar verdirerek yüksek nitelikli Hizbullah operasyonlarının sağanağı altında geri çekilişini -ilk olarak Cezine kasabası ve çevresinden sonra da tüm güney Lübnan'dan- hızlandıran bir mıntıka.
“Kamp komutanı, Direnişin kontrolündeki bölgelerin yerel halkının savaştan yorgun düştüğü iddialarına da ziyaretçilerine son birkaç ay içerisinde binlerce gencin Hizbullah'ın eğitim kurslarına katıldığını söyleyerek cevap verdi.”
“Temmuz 2006 Savaşı'ndan sonra el-Cabur Kampı'nda çok yoğun faaliyet yürütüldü ve kısa bir süre içerisinde burası atış alanlarını ve ev ev şehir savaşı eğitiminin verildiği küçük binaları içeren minyatür bir çatışma sahasına dönüştürüldü.”
Söz şehir savaşlarına gelince komutan, Direnişin Suriye Savaşı'nda elde ettiği tecrübeye işaret etti:
“Suriye ordusu yanında tekfirci örgütler karşısında savaş gerçek mermili tatbikat gibiydi ve direnişçiler için herhangi bir manevrada elde edilemeyecek tecrübeyi sağladı. Suriye'deki tekfirciler karşısında savaş bizim için büyük bir kamp gibiydi. Evet doğru, Direniş şehitler ve yaralılar vererek büyük bir bedel ödedi fakat Suriye'ye vurulacak büyük bir darbenin savuşturulmasında yer aldık ve her türlü arazide ve her çeşit silahla savaş tecrübesi kazandık. İsrailliler eğer Lübnan'a saldırırlarsa yakında edindiğimiz bu tecrübenin kapsamını keşfedecekler.”
Komutan 2006 Temmuz Savaşı'ndan, özellikle de Huceyr Vadisi çatışmasından bir örnek verdi:
“İşgal ordusu profesyonel bir askeri plan hazırlamıştı. Havadan indirilen kuvvetler ve ağır bombardıman 3 kilometreden fazla yarıçaplı bir sahada onlara ateş örtüsü sağlamıştı ve düşman bu yarıçap içerisinde dokunulmaz olduğunu hesaplıyordu. Fakat direnişçiler en uzun menzilli Kornet roketlerini -5 kilometreden biraz az- kullanarak İsrail tanklarını vurdular.” “Gelecek savaşta, Allah'ın izniyle düşman hedeflerini daha uzun menzilden vuracağız” diye ekledi.
Komutan konuşma esnasında Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın bir ay önce Direnişin askeri unsurlarıyla bir toplantı yaptığını açıkladı. Komutan ayrıntılara girmemekle birlikte bazı noktaları soru biçiminde ustaca dillendirmiş oldu:
“Hizbullah'ın gelecek savaşta düşmanın savunma hatlarını yarmasına kim engel olacak?” Ardından da şöyle sordu: “Bir sonraki savaş patladığında, düşmanın kuzey Filistin'deki ordu konumlanışı hakkında her şeyi bilen bazı Hizbullah savaşçılarının Filistin'in derinlerine dalarak Batı Şeria'ya ulaşmayı başaramayacaklarını kim söyleyebilir?”
“Şifreli ve imalı bir dil kullanan komutan işgal edilmiş Filistin'in kuzeyindeki, Lübnan cephesi ve işgal edilmiş Golan'daki düşman birlikleri ve birimleri hakkında açıklamalar yapmaya başladı. Ona göre, düşmanın gerçekleştirdiği son tatbikatın ve kuvvetlerinin hareketlerinin yakın bir gözleminden şu neticeler elde edilebilir:
a) İşgal ordusu rezerv birliklerini Güney Lübnan boyunca uzanan batı kesimine sevk etti. Bu, söz konusu bölgede verdiği kayıplar nedeniyle orada bir kara harekâtı düzenlemeyi düşünmediğini gösteriyor.
b) İşgal ordusu savaş birimlerini doğu bölgesine, yani Cebel eş-Şeyh'deki (Hermon Dağı) Bint Cübeyl şehrinin doğusuna yerleştirdi ve buraya ayrıca Merkava ve Tiger tanklarıyla takviye edilmiş zırhlı bir tümen sevk etti. Bu durum düşmanın bu bölgeyi işgali planladığını gösteriyor. Böyle düşünmeye sevk eden iki başka sebep daha var: Düşman Cebel eş-Şeyh'in Lübnan ve Suriye cephelerini birbirine bağlayan güzergâhlarına dayanmayı planlıyor, zira Hizbullah'ın bölgenin dağlık karakteri yüzünden buralarda operasyon gerçekleştiremeyeceğini düşünüyor. Diğer neden ise düşmanın bölgedeki demografik heterojenliğin Direnişin burada özgürce manevra yapmasını zorlaştıracağına inanmasıdır.
Komutan gülümsüyor ve görüşmenin başında söylediği, Direnişin hazırladığı sürprizler hakkındaki cümlesini tekrar ediyor: “İsrail her ağacın arkasında ve her kayanın dibinde hazırladığımız sürprizleri beklesin!”
medyaşafak