Bu tartışmalar içinde muhalefetin tutumu çok ilginç. Anamuhalefet partisi CHP iktidar partisi için yüzde 52'yi başarı çıtası ilan ediyor, yani iktidar oylarını 5 puan attırsa bile başarısız! Diğerleri de AK Parti oylarındaki birkaç puanlık kayıpları başarısızlık olarak ilan etmeye hazırlanıyorlar. Bütün bunların, muhalefetin yerel seçimde kendisini ümitsiz görmesinden kaynaklandığını tespit etmek zor değil. Gerçekten de, iktidara gelecek veya belediye başkanlıklarını toplayacak oyu alabileceğini bile hayal edemeyen bir muhalefet tablosu var. Bu durumun izahı ne?

Muhalefetin kendi niteliklerini, beceri veya beceriksizlik düzeyi bir yana, bu durumda AK Parti'li belediyelerin bugüne kadar gösterdği performans ve iş anlayışının payı olduğunu teslim etmek gerekiyor. AK Parti'li belediyelerin işlerini ele alış biçimleri, ciddiyetleri kendilerine epey kredi kazandırmış durumda. Bu da, önümüzdeki seçimlerde partinin içinde olduğu rahatlığını ve muhalefetin rahatsızlığını izah ediyor gibi.

BAŞBAKAN İLE BAŞKAN ARASINDA İLGİNÇ DİYALOG

AK Parti'li belediyelerin iş tutuşuyla ilgili insanı hem gülümseten hem de aydınlatan bir anektod aktaralım:

Şehirdekii bir sendika başkanı, Gaziantep belediye başkanı Asım Güzelbey'den randevu ister. Güzelbey, mesaisine sabah erken saattte, 6 gibi başlama alışkanlığında olduğundan, sendika başkanına da hemen ertesi gün sabah 6 için randevu verir. Ancak, randevu saati gelip geçmesine karşın, sendika başkanı ortalıkta görünmez. Takip eden günlerde Güzelbey Başbakan Erdoğan'dan bir telefon alır. Başbakan, kendisinden randevu alan sendika başkanıyla niçin görüşmediğini sormaktadır. Güzelbey durumu anlatır, sendika başkanına sabah 6 için randevu verdiğini, fakat beklemesine karşın başkanın randevuya gelmediğini söyler. Konuşmanın bu noktasında, olay aydınlanır. Çünkü sendika başkanı, sabah 6'da belediye başkanıyla randevu olamayacağını düşündüğünden belediyeye akşam saat 6'da gelmiş ve başkanı yerinde bulamamıştır.

Bu anketotta AK Parti'nin iş tutuşuyla ilgili iki önemli nokta dikkat çekiyor. İlki tabii ki belediye başkanının işe başladığı erken saat. İkincisi ise, Başbakan Erdoğan'ın, belediye başkanıyla ilgili sendikadan kendisine ulaşan şikayeti bizzat takip ederek Güzelbey'e randevusuna niçin sadık kalmadığını sormak için telefon açması.