Abdurrahman Dilipak
Heyecansız bir seçim mi?
Eylül’ün ilk haftası sona erdi.. AK Parti’de aday adayı olarak başvurularını yenileme süresi sona erdi.
Pek bir seçim heyecanı yok. Seçim büroları açılmadı, miting de yok, afiş de.. Sessiz ve sakin bir seçim yaşayacağız gibi.. Bu şartlarda yüksek bir katılım olmayabilir..
Gündemde Terör, Suriyeli mültecilerin kaçış yolunda yaşadıkları trajedi var.. Irak’ta kaçırılan Türkiyeli işçiler ve DAEŞ’e karşı yapılan operasyon..
Hemen geriden Esed ve İran gündemde ve tabi bir de döviz ve borsalardaki dalgalanmalar.
Bu hafta böyle geçti. Önümüzde AK Parti kongresi var. Ondan sonraki hafta Kurban bayramı ve zaten Eylül bitti. Ekim’de topu topu dört hafta var. Görünen o ki, Seçim havasına Ekim’de gireceğiz. 4 haftada kampanya bitecek. Toplam 8 büyük miting..
BBP ve SP ile bir seçim ittifakı olur mu bilmiyorum. Bu konuda geçen seçimde SP, CHP ile bile masaya oturduktan sonra, olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz. Herşey mümkün. Türkeş’ten sonra, Erbakan da AK Parti listesinden milletvekili olabilir..
AK Parti, CHP, MHP, HDP dışında kimsenin etkin bir seçim kampanyası yürütmesi sözkonusu değil. CHP üzerinde solda Kemalist, Ulusalcı, sol-sosyalist kesimin bir takım pazarlıkları, baskıları sözkonusu olacak.. En çok da MHP ile HDP’nin durumu merak ediliyor.. Zaten Kurban bayramına kadar aday listeleri belli olur. Seçim ittifakı da netleşir. Kim nerede duruyor, ne diyor belli olur..
Bu seçimde oyların istikametini umut değil korku tayin edecek gibi.. İnsanlar daldaki üç kuş hayali ile elindeki tek kuşu kaybetmeyi istemeyecektir diye düşünüyorum.. O daldaki 3 kuş, CHP, MHP ve HDP. Üçü de başka başka kuşlar.. Eldeki tek kuş AK Parti.. Hatta eti yenecek tek kuş da AK kuş. Ötekiler neye benziyor siz karar verin. Biliyorsunuz her kuşun eti yenmez.
Seçimlerin yenilenmesi zaten ülke ekonomisine ağır bir yük getiriyor.. Bir yıl gibi zaman kaybı sözkonusu.. Bu bedelin daha da ağırlaştırılmaması gerekir..
Herkesin duası, tekrar seçimlerin yenilenmesini gerektirecek bir sonuçla karşılaşmamak.. 1 Kasım seçimlerinin siyasetteki tıkanıklığı açması ve ekonominin yavaşlayan çarkının yeniden eskisi gibi dönmeye başlaması bekleniyor. İnsanlar Tosya’ya pirince giderken evdeki bulgurdan olma tehlikesinin farkına vardılar.. Geçen süre pahalı ama iyi bir ders oldu.. AK Parti tabanının da, sokaktaki insanın da bu gerçeklerle yüzleşmesi gerekiyordu ve bu yüzleşme gerçekleşti.. 18 yaş grubundaki gençlerin siyasi romantizminin faturası ağır oldu onlar için. Siyasi anlamda olgunlaşmaları için yaşanan olaylar son derece açıklayıcı ve öğretici idi.. En azından HDP’nin öteki yüzünü gördüler bu vesile ile birileri..
Siyasi partiler kendi iç dengelerini oturtamadıkları için henüz dışa dönük bir çalışma başlatamadılar.. Herkes yanlış yapmaktan korkuyor.. Fevri bir hareketle yanlış yapmaktan korkuyor.. Tanal olayı mesela CHP’de tam bir şok yaşanmasına sebeb oldu. Prim yaptığı sanılan keskin sirke politikası küpüne zarar verdi.. Parti, Tanal’ı kurtarmak için danışmanını feda etti. Şimdi de partiyi kurtarmak için Tanal’ı feda etmeye hazırlanıyorlar.. Aday listeleri YSK’ya verilene kadar kimse öyle fevri çıkışlar yapmayacak, uslu duran cici çocuklar olacaklar..
Kurban, 29 Ekim derken seçime gideceğiz. Kurban bayramının süreçte olumlu etkisi muhakkak da, inşallah seçim arifesi de 29 Ekim’de Cumhuriyet bayramı vesilesi ile Beştepe ve Cumhurun başı ile ilgili muhalefet kanadından suni bir kriz icad edilmez.. İlle de kriz çıkartmak isterlerse hani kendilerine yakışır. Seçmen de seçim öncesi bir kez daha hafızasını yenilemiş olur.
Zavallı paralelciler ise kendi can derdine düştü. Kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede. Görünen o ki, sıra Paralel yapının himmet ve finans ağı, iş ve sermaye çevreleri, para aklama işi masada.. Seçim öncesi sıra Paralel medyaya gelir mi bilmem.
Daha görülmesi gereken çok hesap var. Ne Derin devlet hesaplaşması bitti, ne de Paralel devlet hesaplaşması. Mediası, Mafiası, sermayesi, siyasi aktörleri, bürokrasisi, STK’sı ile Osmanlı’dan bu yana nerede ise bir asırlık hesaplaşma sözkonusu.. Bu hesaplaşma bugünden yarına bitmeyecek, ama artık geri dönüşü de yok..
Sonuçta yeni bir dünya kurulacak, Türkiye de diğer mazlum milletlerle o yeni dünyadaki saygın yerini alacak. Irmak kendi yatağını arıyor.. Selam ve dua ile..
yeniakit