Hizbullah İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Al Mayadeen'e Konuştu!

Hizbullah İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Al Mayadeen'e Konuştu!

Hizbullah İrtibat ve Koordinasyon Birimi Başkanı Vafik Safa, El Mayadin'e verdiği röportajda, Seyyid Hasan Nasrallah'ın siyaset, direniş ve sahadaki rolü hakkında detaylar verirken, şehadetinden sonra da projesinin devam ettiğini vurguladı.

"Saygın Lider" başlığı altında ve El-Meyadin trafından , Hizbullah'ın İletişim ve Koordinasyon Birimi Sorumlusu Vefik Safa ile yapılan röportajda, Seyyid Hasan Nasrallah'ın cenaze töreni gününe ilişkin özel bir program düzenlendi.

Herkesin Sevdiği Olağanüstü Bir Kişilik

Vefik Safa, El-Meyadin ile yaptığı röportaja şu sözlerle başladı: "Bir gün Seyyid Hasan Nasrallah hakkında, 'Şehitlerin en kutsalı, en asili ve en şereflisi' olarak konuşacağımızı hiç düşünmemiştim."

Safa, Şehit Seyyid hakkında, "O, şefkat ve alçakgönüllülük gibi birçok özelliğiyle öne çıkıyordu. Herkese karşı merhametli ve sevgi doluydu" dedi ve ekledi: "Halka karşı her zaman açık, net ve şeffaftı."

Safa, "Seyyid, parti yetkililerine ve herkese, halka karşı sorumluluklarını hatırlatırdı. Çünkü bu parti, onun deyimiyle 'halkın partisi'dir" diye ekledi.

Halka Olan Sevginin Bir İfadesi

Safa, Seyyid Nasrallah'ın halka olan sevgisini göstermek için, 22 Eylül 2006'da Temmuz Savaşı'ndan sonra çekilmiş büyük bir fotoğrafı ofisine astığını belirtti.

Ayrıca, İletişim ve Koordinasyon Birimi Sorumlusu, Seyyid Nasrallah ile son kişisel görüşmesinin, şehadetinden 10 gün önce, "Çağrı Cihazı Patlaması" gününde gerçekleştiğini açıkladı. Safa, "O zamanlar onun psikolojik durumunu bildiğim için onunla iletişime geçmeye cesaret edememiştim, ancak o benimle iletişime geçti" dedi.

Bu bağlamda, Safa, "Seyyid, her anlamda cesur ve gözüpek bir kahramandı, ancak mücahitler söz konusu olduğunda bu onun için 'dünyanın sonu' demekti" diye ekledi ve "Seyyid, gece yarısı oğlumun gözlerinden ve ellerinden yaralandığını öğrendikten sonra onun durumunu öğrenmek için beni aradı" dedi.

Filistin Davasına Destek

Safa, Seyyid Hasan Nasrallah'ın Filistin davasına verdiği desteğe değinerek, "Seyyid, Filistinli liderlerden oluşan hücreler kurarak direnişi güçlendirecek siyasi planlar geliştirdi" dedi. Safa, "2000 yılındaki kurtuluştan sonra, direniş Filistinli gruplarla işbirliği yapmada öncü oldu" diye ekledi.

Safa, "Başlangıçta Hizbullah, eğitim ve teknik yardım sağlıyordu. Ayrıca, intifadanın başlangıcında direnişin deneyimlerini ve silahlarını Filistinli gruplara aktarıyordu" dedi. Safa, "Bu, Filistinli gruplarla güvenlik, askeri ve siyasi düzeyde güçlü ilişkiler kurulmasına katkıda bulundu" diye belirtti.

Hizbullah ve Lübnan, Seyyid'in Şehadetinden Sonra

Safa, Lübnan'a yönelik savaşa değinerek, "İsrailliler, Seyyid Hasan Nasrallah'ı hedef almayı başardıktan sonra hedeflerini büyüttü ve bu onlara savaşa girme bahanesi verdi" dedi.

Safa, "Hizbullah'ın varlığını sürdürmesi, direniş için büyük bir zaferdi" diye ekledi ve "Seyyid Hasan Nasrallah, Hizbullah'ı ümmetin bir parçası haline getirdi dedi.

Safa, "Hizbullah'ın gücü, halkla olan derin bağlarından geliyor" diye belirtti ve "Seyyid Nasrallah, direnişin sadece bir siyasi parti değil, halkın ortak çabası olduğunu vurgulamak için 'halkın partisi' ifadesini kullanıyordu" dedi.

Seyyid'in Ardından Hizbullah

Safa, Seyyid Nasrallah'ın şehadetinden sonraki sürece değinerek, "Seyyid'in ardından liderliğin devri oldukça sorunsuz gerçekleşti" dedi. Safa, "Seyyid, arkasında liderler bıraktı. Şehit Seyyid Haşim Safieddin, onun gözetiminde parti içinde yükseldi" diye ekledi.

Safa, "Seyyid Haşim Safieddin'in ardından, liderlik Şeyh Naim Kasım'a devredildi" dedi ve "Seyyid, Hizbullah'ın bir kişiye değil, bir çizgiye, projeye, örgüte ve ümmete dayandığını söylerdi" diye belirtti.

Hizbullah'ın Geleceği

Safa, Hizbullah'ın geleceğine ilişkin olarak, "Seyyid, Hizbullah'ın Lübnan kimliğini vurgulamak için birçok mesaj verdi" dedi. Safa, "Seyyid, her zaman Lübnan bayrağını Hizbullah bayrağının yanına koyardı ve bu, Fecr el-Cerud operasyonunda Lübnan Ordusu ile ortak bir operasyon yapılırken açıkça görüldü" diye ekledi.

Safa, "Seyyid, Hizbullah'ın Lübnanlı bir parti olduğunu vurgulamak istiyordu, ancak aynı zamanda Velayet-i Fakih ve İmam Hamaney'e olan bağlılığını da koruyordu" dedi.

Safa, "Seyyid, Lübnan Ordusu'nun komutanlarına, subaylarına ve askerlerine selam gönderirdi ve onları ülkenin farklı bölgelerinde hizmet eden evlatları olarak görürdü" diye belirtti. Safa, "Seyyid, Lübnan'ın iç istikrarını korumak için her zaman çalışırdı" dedi.

Hizbullah'ın Gücü Artarak Devam Edecek

Safa, "Seyyid, Hizbullah'ı örgütsel olarak geliştirdi ve bugün gördüğümüz yapıya ulaştırdı" dedi. Safa, "Hizbullah'ın gücü, eskisinden daha da artarak devam edecek" diye ekledi.

Safa, "Seyyid'in siyaset okulu, sadakat, dürüstlük ve güvenilirlik üzerine kuruluydu" dedi ve "İsrail halkı, kendi liderlerinden daha çok Seyyid'e inanıyordu" diye belirtti.

Safa, "İsrail'i Lübnan ile deniz sınırlarını çizmeye zorlayan direniş oldu" dedi ve "ABD yönetimi, Hizbullah'tan herhangi bir yetkiliyle görüşmek için gece gündüz çalışıyordu" diye ekledi.

Hizbullah Esirleri Konusu

Safa, 2024 savaşındaki Lübnanlı esirlere değinerek, "Hizbullah esirleri konusunu Şeyh Naim Kasım ele alacak" dedi.

Safa, "Cumhurbaşkanı'ndan, İsrail ordusunun 18 Şubat'ta topraklarımızdan çekilmesi ve esirlerin serbest bırakılması sözünü aldık" dedi. Safa, "İhlaller ve işgalin devam etmesi konusunda devletin tutumu belirleyici olacak ve bizim de bu konuda bir pozisyonumuz olacak" diye ekledi.

Safa, "Hizbullah unsurlarının veya liderlerinin hedef alınması durumunda net bir kararımız olacak ve bunu halka açıklayacağız" dedi.

Seyyid'in Şehadeti Bir Işık Olacak

Safa, röportajı şu sözlerle tamamladı: "Seyyid'in şehadeti, Hizbullah için bir ışık olacak ve bu halk, liderlik ve sahada bir dönüm noktası teşkil edecek. 'Biz ahdimize sadığız' demek, Seyyid'in fikirlerinin ve yolunun, Genel Sekreter Şeyh Naim Kasım tarafından devam ettirileceği anlamına geliyor."