Hizbullah: Mavi Marmara Hepimizin İftiharıdır (FOTO)
Hizbullah'ın komutanlarından Ebu Muhammed Hicazi Mavi Marmara gazilerini kabul ederek, şehidlerin kanlarını unutmayacaklarını söyledi.
Şehid Abbas Musavi ile Şehid İmad Muğniye'nin 18 yıl boyunca Siyonist İsrail'e kök söktürdüğü Lübnan'ın Milita bölgesine giden Vakit, dünya basınında ilk kez Hizbullah sığınaklarına ve savaş karargahlarına girdi.
18 sene boyunca savaşın en şiddetli geçtiği Milita dağının 25 metre altında 1000 Hizbullah askerinin kazıdığı ve dağın dört bir tarafını adeta köstebek gibi delik deşik ettiği sığınıkları görüntüleyen Vakit, Siyonistlere mağlubiyeti tattıran direnişin merkezini ve mücahitlerce tahrip edilen onlarca Siyonist tank ve topları görüntüledi.
Yıllar sonra ilk kez sadece Vakit, Hizbullah'ın Siyonist İsrail'e kök söktürdüğü sığınaklara girdi. Şehit Abbas Musavi ile Şehit İmad Muğniye'nin direniş güçlerini yönettiği karargaha giren Vakit, Siyonist İsrail'i bozguna uğratan direniş mekanını görüntüledi. 18 yıl boyunca Siyonist işgal güçlerinin Milita bölgesinden geçmesini engelleyen Hizbullah güçleri, İsrail'in 2006 yılında bozguna uğrayıp kaçmasından sonra ele geçirdiği onlarca sözde modern Siyonist tank, top ve yüzlerce tüfeği ele geçirmiş. Bunları da ilk kez Vakit görüntüledi.
Hizbullah'ın yıllarca Siyonistlerle çarpıştığı Milita dağının tepesine ulaşmak epey zaman alıyor. Çünkü Milita dağı oldukça sarp ve yüksek. Dağı görenler burada uzun yıllar nasıl yaşanılabildiği, özellikle tünel kazımak ve burada yaşamanın neredeyse imkansız olduğunu gördükten sonra burada uzun yıllar direnen mücahitlere olan hayranlıklarını ise gizleyemiyor.
Uzun yıllar Siyonistlere geçit vermeyerek adeta bir destan yazan Hizbullah güçleri, zaferden sonra uzun bir çalışmayla Milita dağının tepesini bir açık hava müzesine dönüştürdü. Milita dağının tepesinde açılan açık hava müzesinde Hizbullah'ın terörist İsrail askerlerini nasıl dize getirdiği ve Hizbullah'ın ele geçirdiği onlarca tank, yüzlerce tüfek ve askeri mühimmat sergileniyor.
MİLİTA DAĞI İSRAİL MEZARLIĞI
Hizbullah'ın Siyonist Mezarlığı adı verdiği dağın eteklerinde ise Siyonist askerlerin kaçarken geride bıraktığı yüzlerce askeri mühimmat sergileniyor. Özellikle Siyonist askerlerin kaçarken geride bıraktığı yüzlerce miğferi sergileyen Hizbullah güçleri, terörist askerlerinin kaçarken ne kadar korkak olduklarını dünyaya göstermek için onların geride bıraktığı yüzlerce miğfer ve askeri mühimmatı sergiliyor.
SİYONİST MEZARLIĞI AÇIK HAVA MÜZESİYLE SERGİLENİYOR
Açık Hava Müzesini ve savaş sırasında mücahitlerin kısıtlı imkanlarla kazıdıkları tünelleri ve sığınakları Vakit'e gösteren Müze Müdürü ve savaş gazisi eski Hizbullah komutanlarından Ebu Muhammed Hicazi, bu bölgede 63 şehidin yattığını söyledi. İsrail'in Lübnan'ı işgal etmeye başladığı 1982 yılında henüz 17 yaşında olduğunu anlatan Hicazi, "İşgalin başlamasıyla beraber Lübnan askerleri silahlarını geride bırakıp kaçmaya başladılar. Biz de o silahları alarak Siyonistlere karşı durduk. Biz küçük bir gruptuk. Bizi direnişten vazgeçirmek için Siyonist işbirlikçileri İsrail'in çok güçlü olduğunu ve direnişimizin beyhude olduğunu söyleyerek direnişi kırmak istiyorlardı. Ancak kararlı direnişimiz sonucu Siyonizm'in şişirilmiş bir balondan ibaret olduğunu gördük. Biz az bir grup olmamıza rağmen Allah'ın izniyle Siyonizmi hüsrana uğrattık.
Burada yaptığımız her şey ümmetin zaferidir. Biz İslam ümmetinin evlatları olarak burada zulme ve işgale karşı durduk" dedi. Siyonizme karşı Türkiye'nin halkıyla beraber zulme karşı dik duruşunu bütün dünyaya haykırdığının altını çizen Hicazi, "Mavi Marmara şehitleri ve yolcuları bizim için bir iftihar tablosudur. Onların bu eylemi Siyonizm'in çirkin ve vahşi yüzünü bütün dünyaya gösterdi. Türkiye halkı hürriyet gemisinde varlığını gösterdi. Ümmetin sorunu olan Kudüs davası Allah'ın izniyle daha da çok destekçi buldu" diye konuştu.
Lübnan'da arkadaşımız Kemal Gümüş'e, ilk kez Hizbullah'ın Milita bölgesinde savaş sürecinde kazıdığı tünel ve sığınakları gezdiren Ebu Muhammed Hicazi, savaşta ele geçirdikleri silahların ve tankların bir kısmını yeni bitirdikleri müzede sergilediklerini söyledi.
Kemal GÜMÜŞ-VAKİT
velfecr