Hizbullah'a Düzenlenen Komplo!

Hizbullah'a Düzenlenen Komplo!

Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri dosyasının Hizbullah'a karşı bir komplo olarak kullanılmak...

Şu ana kadar tüm iç ve dış nifak güçlerinin Lübnan coğrafyasında fitne tohumları ekmeye dair çabalarının akamete uğraması onları yeni vasıta ve vesilelere tutunmaya yöneltiyor. Başta Siyonist devlet olmak üzere, tüm bu nifak çevrelerinin gerilim çıkarmak için şu an kendinden medet umdukları tek şey Hariri suikastını soruşturan uluslar arası mahkemenin vereceği karar.

Tabi ki bu kararda da beklentileri Hizbullah'ın Hariri suikastında aleni bir şekilde suçlanması ve güvenirliliğinin, popülaritesinin Lübnan dahilinde ve haricinde zayıflatılmaya çalışılması.

Mücadele sahasında, savaş meydanında Hizbullah'ın bileğini bükemeyen bu fesad odakları, kapalı kapılar ardında, sözde siyaseti yeniden dizayn merkezlerinde ve özel araştırma kurumlarında Lübnan siyasasına dair roller biçme ve dağıtmanın peşine düşmüş vaziyetteler.

İsrail Haaretz gazetesi bu meyanda yaptığı haberlerle fitne odaklarının boş durmadıklarını gözler önüne seriyor. Gazetenin haberine göre İsrail ordu komutanı Gabi Eşkenazi birkaç gün önce şöyle bir öngörüde bulunmuş.

'' Uluslar arası mahkeme Refik Hariri suikastında kuvvetle muhtemeldir ki Hizbullah'ın bu olayda dahline dair bir karar yayımlayacaktır. Ve bu karar sonrasında da Lübnan dahilinde önü alınması zor bir gerilim ve çatışma ortamı vuku bulacaktır''.

Gabi Eşkenazi'nin bu öngörüsüne karşı da gazete, Hasan Nasrullah'ın şu açıklamasına yer vermiş.

"Uluslar arası mahkeme, fitne odaklarının Lübnan'ı karıştırmak için bel bağladıkları bir İsrail projesinden başka bir şey değildir."

Gazeteye göre uluslar arası mahkeme, muhtemelen Eylül ayında veya bu yılın sonlarına doğru suikastta rol alanların isimlerini bulguları doğrultusunda açıklayacak.

Ve tuhaf olan şudur ki daha mahkeme kararı açıklanmadan Haaretz gazetesi Lübnan siyasasına dair beklentilerini de kamuoyu ile paylaşmakta beis görmüyor.

Gazete, bu kararla beraber mevcut hükümetin büyük ortağı Saad Hariri cephesi ile Hizbullah önderliğindeki karşıt cephe arasında oluşturulan hükümetin dağılma sürecine gireceğini iddia ediyor.

Bu iddia uzmanlara göre açık bir siyaset şekillendirme projesinin bir parçası olarak sırıtıyor. Hele ki bu iddialar Siyonist menşeli ise güvenirliliğine ve masumiyetine itibar etmek açık bir safdillik olur.

Siyonist devletin kontrol edebildiği büyük kitle iletişim ağlarının varlığı aşikar bir gerçeklik. Haaretz'in başlattığı bu siyasi şekil verme operasyonuna diğer yandaş medya organlarının güçlü bir koro halinde katılması da an meselesi.

Bu nifak hareketlerinin varlığından ve Lübnan siyasetine yön verme çabalarına karşı Hizbullah'ın en yakın müttefiki Michell Aun'da geçenlerde uyarılarda bulunmuş ve müttefikleriyle bu hususta görüş alış verişlerinde bulunmuşlardı.

Hatta Aun'a göre uluslar arası mahkeme kisvesi altında hedefe konacak başat isim Hasan Nasrullah olacak. Hasan Nasrullah'ta geçen Cuma günü telekonferans yöntemiyle halka hitaben yaptığı konuşmada bu fitne ve fesad hareketlerinden haberdar olduklarını ve bunları akamete uğratmak, düşmanlara Lübnan dahilinde kargaşa ortamı çıkarma imkanını vermemek için çalışmalarını sürdürdüklerini söylemişti.

Haaretz gazetesi haberinin sonunda Hizbullah'ın ortadan kaldırılması, silahlı varlığının dağıtılması ve ona verilen desteğin kesilmesi gibi ihtimalleri de sıralayarak Siyonist fitne odaklarının beklentilerini ve isteklerini yorum ve öngörü olarak sunmada beis görmemektedir.

Hizbullah'ın bu siyasi şekil verme girişimlerine cevabı:

Lübnan siyasal yaşamı Ortadoğu'daki en güç ve çetin olanıdır. Ve Hizbullah hareketi olarak Allah'ın yardımı ve halkın teveccühüyle tüm badirelerin üstesinden gelerek Direniş'in Lübnan siyasasının vazgeçilmez bir figürü olduğunu kanıtladık. Fitne ve fesad odakları, masabaşında projeler çizebilir, taslaklar hazırlayabilir, planları devreye sokabilir ve de tüm dahili ve harici işbirlikçilerini oyuna katılmaları için meydana çağırabilir.

Biz Hizbullah olarak savaşları masa başlarında kazanmadık. Bedel ödedik, şehitler verdik, halkımızın yılmaz destek ve fedakarlıklarıyla Direniş'in varlığını, Lübnan'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu, mazlum halkaların ümidi, müstaz'afların hamisi olarak kaim olduğunu her tür mücadele sahasında ispat ettik.

Siyonistlerin ne amaçlar güttüğünü, hangi hain emelleri fitne ve fesad olarak piyasaya sürmek istediklerini iyi biliyoruz. Biz planlarımızı gizli kapaklı değil, aleni bir şekilde halka ve tüm fesad odaklarına deklare ediyoruz. Direniş ayaktadır ve Direniş'in hiçbir yere gitmeye niyeti yok"

Bu sözlerin ne anlam ifade ettiğini kapalı kapılar ardında siyasete ve Lübnan'a yön vermeye çalışanlar iyi bilir'' şeklinde sert ve kararlı ifadelerle komploların varlığından haberdar olduklarını dile getirdiler.




velfecr